6

16

1 — 2 3 — 4 — 5 — 6   7 — 8 — 9 — 10 — 11 — 1215

Evlat!

18 yaşına kadar yazacağım dedim o yüzden yazmaya devam edeceğim. Bu yazıda daha çok kendimden bahsedeceğim gibi duruyor lakin.

Bugün sen 16. yılını bu yaşamda doldururken ben de 16. annelik yılımı dolduruyorum. Ne zaman bu yaş dönümü ile ilgili bir şey karalayacak olsam önce göz yaşlarımı tutarak başlıyorum, yazdıklarımı görebilmek için ah bir de bu sene artık bu yazıyı yakın gözlüklerimle yazıyorum yani biraz ben de büyüdüm seninle.

Ve büyümenin aslında hep üşümek olduğun söyleyen Cezmi Ersöz satırları gibiyim seninle 17. yılımızı karşılarken.

İsyan ettim geçen gün ilk defa: ben bu hayatta neye elimi attıysam bir şekilde becerdim, bir bu anneliği beceremedim diye oturup ağladım. Allah affetsin isyanımı!!
Seni anlamam çok zor değil, o yaşlardan geçtim ve ben bu yaşlardan geçerken yine o yaşlardan geçen sana ilk defa rehberlik ediyorum ve inan bana çok zorlanıyorum. Tabii ki senin için en iyi anne benim seçip de geldin di mi en nihayetinde!

Aile demiş bir televizyon dizisi, bütün kötülüklerin iyi niyetle yapıldığı yer diye.
Niyetimizden kuşkun olduğunu her hissettiğinde bu cümleyi hatırla.

Geçen gün seni zorla çıkarttığım yürüyüşlerden birinde yine sohbet ediyoruz, en çok yürürken konuşursun çünkü küçüklüğünden beri. İşte yine uzun uzun anlatırken bana içini sana dürüstçe dedim ki :
“Doğdun göğsüme seni verdiklerinden 3. seneye kadar öyle mutlu öyle uyumlu öyle güvenli öyle güzel bir annelik yaşadım ki bunu sen hiç bilemeyeceksin ancak yaşadın, bir yerlerde hatırlayacaksın ancak Allah biliyor ki en zor sürecim 3-7 yaş arasındaydı. Babanlaydın çoğunlukla ben o yaş anneliğini becermekte zorlandım. 7 yaşından sonra Allah’ım dedim tamam işte yeniden aynı hisler geldi içime. Yeniden yanında ilk 3 sene gibi duruyorum ve sonra ne oldu biliyor musun ? 13 yaşın geldi ve o dönem gibi yeniden zorlanıyorum neyse diyorum 17 den sonra 8. yaş gibi olacak sabret Ayça”

Ve sen bana ilk defa bu yaşında seni sevmediğimi söyledin. Kalbim orada çatlamadıysa heralde daha çatlamaz.

Çünkü anneler zorlanır, anneler beceremez, anneler yorulur, anneler çok konuşur, çok söylenir, iyi niyetleriyle her kötülüğü işler, anneler öyle çok şeyler yapabilir ancak bir tek şeyi yapamaz : evladını sevmemek.

Bir gün bu yazıları okuduğunda hatırlaman niyetimle: ( diliyorum ki bazıları değişecek 😛 )

Bu şurada dursun geleceğe mektup yazmışsın o sıra haberimiz yokmuş

Bu sene okulda enstrümanını değiştirdin viyolonsel çalmaya başladın. Okulun aşırı performansına!! ve çalışma konusundaki senin süper istikrarına rağmen çok güzel çalıyorsun ama bunu duyunca da şımarma diye söylemiyorum 😛
Çok güzel piyano çalıyorsun, klasik müzik seviyorsun, şöyle birlikte sen çal ben Candan Erçetin patlatayım gibi şarkılardan özellikle uzak duruyorsun.

Hala Amerika’da polis olmak istiyorsun ancak bekçi olmayı da aşırı önemsiyorsun. “Koruyucu hekimlik gibi anne her sokakta adam gibi bekçiler olsa suç oranları az olur önleyici kuvvet denir buna” diye savunuyorsun üniformaları da çok şık diye ekleyerek. Spor yapmaktan hiç hoşlanmıyorsun, zorla tenise gönderiyorum. Zorla kitap okutuyorum ve herhalde çok sevmiş olacaksın ki seçtiğim kitapları bitmesin diye günde 5 sayfa 5 sayfa okuyorsun. Sokakta gördüğün her yavru kediyi beslemek alışkanlığın devam ediyor ve bir de yeniden tiyatro ile buluştun. Zorla yaptırdığım iyilik sandıklarım bir gün ya başıma taş diye düşecek ya yıldız diye yağacak. Çok önemli bir şey daha var bu yaşında. Geçen sene minik bir 3 nokta dövmen oldu ancak bu sene ilk ciddi dövmeni yaptırmak istedin. Ne olacağını sen seçtin bizim gözlerimiz doldu. Pi-mania mıza aile sembolümüz diyerek katılmış oldun.

En çok Macaristan’daki o kapalı çarşıyı özlediğini, lise bitmeden yine ailece orayı ziyaret etmeyi hatta seni götürmediğimiz o sosis yediğimiz şehir neresiyse oraya da seni götürmemizi diledin. 16 senelik ortak yaşamımızda bir kere seni bırakıp Viyana’ya gitmiştik babanla, o şehir orası! bir de 4 yaş doğum günü pastan meselesi var asla temize çıkartamadığımız: sen içeride oyuncaklarınla oynarken biz pastayı bitirip sana vermemişiz.

17 yaş ! Sonunda motor ehliyeti almak için beklediğin o yaş geldi. İşte benim de en büyük sınavım bunca sene içinde geldi!

Bu sene biraz karamsar da yazmış olabilirim ileride okursan bunları: 6 şubat 2023’te yer yarıldı biz ülkece içine girdik. Buradan nasıl çıkacağız bakalım. Ciğerimiz yandı.
Uzaylılar da gelsin İstiklal Marşı kapanış yaparız dediğim gün Rusya Ufoları açıkladı.

Daha ne olsun. İyi ki doğdun !

İyi ki doğurdum. Yapımda emeği geçen herkese teşekkürlerimle.

Olduğun halinle çok güzelsin al bunu cebine koy çocuk !

Bu çiçekler bana sarı laleler aldım kendime çiçek pazarından ve bir izin almadım şu videoyu buraya koymadan. Bu da benim 17 senelik analık hakkım olsun.

Devletin verdiği haftada 20 dakika zorunlu piyano ders sürelerini bu şekilde değerlendirip çaldığın bu Chopin burada durmayı hak ediyor.

Paylaş :=)

Comments(6)

  1. Yanıtla
    PAPATYA says:

    Bravo güzel oğlana! Nasılsın da güzel çalıyor. Nice mutlu yıllarımız olsun. Bol birbirinize sevdiğinizi söylediğiniz yıllar

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      :=) Ay ne güzel burada bit mesajbulmak :=) tesekkur ederiz

  2. Yanıtla
    Cansu says:

    İyi ki analık haklarınızı kullanarak bu harika dinletiyi bizimle de buluşturmuşsunuz.Nice nice yıllarınıza.Gelen yıllar bu yıldan güzel olsun umarım.Analı oğullu iyi ki doğmuşsunuz🧿

  3. Yanıtla
    Arzu says:

    Doğum günü kutlu olsun 🍀 sizin de annelik gününüz…
    benim de oğlumun 20 mart dogum gunu ve aklımdan gecen bir çok şey var doğum gunu yaklaştıkça…
    çocuklar buyudukce sorgulamalarimiz, hislerimiz degisiyor.. ama sevmek asla Değişmiyor!!!
    Nefis yaşlarınız olsun beraberce… 🙏🏻❤️

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      Mutlu saglıklı yaşlar dilerim Allah ayırmasın

Post a comment