2

Tren ile Avrupa | Venedik | 2.bölüm

Her yazıya bölüm bölüm sayfa açmayacağım ama Venedik 2 bölüm istedi ( 1 .bölüm burada)çünkü Roma‘da olduğu gibi 4 gün geçirdik orada. İnterrail biletimizin başlangıçı 4 Ocak gününe kadar kaldık ve çünkü Venedik için bana göre 4 gün bile az ..çok az..
Bir arkadaşım yazmıştı “Venedik bir şehir değil daha çok bir deneyim” diye, bir şehirden fazlası bence de. Daracık labirent sokakları arasında kaybolmak ve bir şekilde yolunu kaybetmemek. Aşıklar şehri diyeceğim ama daha çok AŞK şehri. Yıllarım İtalya’ya ile bağlantılı geçip de burayı görmemiş olmak büyük şanssızlıkmış. Batmadan önce görülmesi gerek. 

Fotoğrafta belki çok belli değil ama yeni yılı yeni ay ile karşıladık. Yeni dilek tohumlarımızı ektik şehrin siluteine.

Kapı zilleri pek tabii ki her gidenin fotoğraf makinesinde yer eden. Her biri önünde durup incelemek.

Ulaşımı sağlamak için vaporettolar var biz sadece Murano ve Burano adasını ziyaret için kullandık çünkü her yere yürüdük. Adaları ziyaret için aldığımız kart 1 günlük olduğu ve ertesi sabah da kullanım hakkımız olduğunu fark edince bir kere de San.Marco meydanına gitmek için kullandık ve oradan da yine tren istasyonuna yürüyerek döndük. Bu yürümelerin sonucu akşamları ortalama 24.000 adımı gösterdi ibre. Ayaklarımız patladı ama hep keyifle döndük. Yürümeden,içinde kaybolmadan anlamak mümkün değil yaşamı değil mi ?

 

Müze vs gezmedik hemen her şehirde gezmediğimiz gibi ama gezmek istersen Peggy Guggenheim müzesi orada duruyor. Ben olsam burayı gezerdim ama kardeşimin önerdiği SUSO dondurmacıyı arayıp bulmak daha çok işime geldi. Bulunması da pek kolay değil, arada bir pasajın içinde küçücük bir dondurmacı şimdi adresini verme kıyağını yapıyorum yukarıdaki linke tıklarsın. Gidersen şu tuzlu olan opera çeşidini dene! Kime söylediysem geri tepmedi.

Yapay malzeme kullanmayan dondurmacıyı da bulduk tabii ki diyelim ve en sevdiğim kahve dükkanına geçiş yapalım.
Torrefazione Cannaregio. Adı uzun ama küçücük bir dükkan oturacak yeri de yok zaten oturacak yer olsa İtalya’da bir de masa parası verdiğin için ayakta atıp kahveyi yola devam etmek gerek. Venedik’te en güzel kahve der susarım.

Genelde bir önceki yazıda söylediğim gibi öğlen yemeklerimizi sabah kahvaltısından yaptık 😉 ama akşam yemekleri için dışarıda olmayı tercih ettik ve pek tabii ki makarnadan başka birşey yemedik! Aman mutlaka şurada yiyin diye önereceğim bir yerde yok hemen hepsi aynı. Özel bir yer keşfedememiş olabiliriz ama herhangi bir restoranda deniz mahsüllü bir makarna yemeden de dönme diyeyim.

Beni en çok etkileyen Saat kulesi oldu San. Marco meydanında. Gözlerimi uzun süre alamadım. Yazıyı alıntılıyorum:

Kulede bulunan zodyak saat Romen ve Arap rakamları ile saati gösterir. Saatin 500 yıldır çalıştığı söylenir. Yılda iki kez 6 Ocak’ta ve İsa’nın göğe çıkış kutlamalarının yapıldığı gün, üç sihirbaz figürü ve trompet çalan bir melek, saatin bir üst katında bulunan Meryem ve İsa heykelini selamlayarak önünden geçer ve diğer kapıdan yeniden kaybolurlar.

Venedik’e kadar geldiysen görmeden dönmeyeceğin yerler Murano ve Burano elbette. Buraya bir gün ayırmak gerekli.

Murano (alttaki yazıyı internetten derledim topladım :=) ) benim anlatacaklarım fazla yok. Yine Venedik gibi kanallar içinde bir ada. Camlar çok güzel, evler çok güzel, görsel şenlik diyelim. Alıntı yaptığım adres ise şöyle fotoğraflar bana ait .

Venedik’in diğer önemli ve görülmesi gereken adası ise Murano Adası. Bu ada Venedik’in cam işçiliği ve renkli evleri ile ünlenmiş ayrıca Venedik gibi köprülerle ve kanallarla birbirine bağlı. 1291 yılında cam atölyelerinden çıkan duman ve yangın tehlikesinin şehir merkezinden uzak tutulmak istenmesiyle, cam endüstrisine ev sahipliği yapma görevini üstlenmiş. Adada cam üretimi yapılan fabrikaların çoğu kapanmış olsa da bazıları halen aktif olarak hizmet veriyor. Adanın en önemli müzesi, bir cam müzesi olan Museo Vetrario ve müzenin giriş ücreti 6.45 Euro. Adada ayrıca 12. Yy’dan kalan, içerisindeki işlemeler ve süslemeler için adada yapılan cam işçiliği ürünleri kullanılan ve çan kulesinden Venedik manzarasını izleyebileceğiniz Basilica dei Santi Maria e Donato isimli bir kilise bulunuyor. Bu adayı görmeden kesinlikle Venedik’ten ayrılmayın. Adaya ulaşımı, Fondamente Nuove’den kalkan 41 ve 42 numaralı deniz otobüsü hatlarından herhangi birini kullanarak sağlayabilirsiniz.

Burano

Venedik’te mutlaka görmeniz gereken 2 önemli ada var, bunlardan ilki Burano Adası. Bu ada, eski zamanlarda denizcilerin evlerini ayırt edebilmeleri için farklı renklerde boyamaları ile ortaya çıkmış. İlgi çekici renklere sahip, parlak küçük evler bulunan ve dantel işçiliği ile ünlenen bir ada. Ada üzerinde yer alan ve 1872 yılında kurulan Scuola del Merletto isimli dantel işlemeciliği okulunda, 4 Euro karşılığında dantel yapımını öğrenebilir ve hemen bitişiğindeki müzede de 16. Yy’dan kalan dantel ürünlerini görebilirsiniz. Dantel işletmeciliği okulunun hemen karşısında, eğik çan kulesine sahip San Martino Kilisesi bulunuyor. Burano’yu ziyaret ettiğinizde, adanın diğer geçim kaynağı olan balıkçılığa ve balık pazarlarının doğallığına şahit olacaksınız. Buraya ulaşımı St. Lucia tren garından 1, 4.2, 5.2, DM hatlarını kullanıp, sonrasında Burano’ya aktarma yaparak sağlayabilirsiniz ayrıca 9 ve 12 numaralı deniz otobüsleri ile de buraya ulaşabilirsiniz.

Bir de Torcello adası var. Burano’dan yarım saatte ulaşılıyor. Mevsim kış olunca artık ona yeltenmedik. Zaten oldukça yorulmuştuk.

Vaporetto’dan San. Marco’da inip tekrar tren istasyonuna yürümeyi ihmal etmedik. Vapurun içinde biraz uyuklamak enerjiyi yerine getirdi.
Tüm bunların içerisinde unutulmaması gereken tek şey bir sonraki rota için bilet rezervasyonunu yapmaktı. Tüm tren istasyonları tüm ülkelere giden biletleri verdiği için bunu S.Lucia’da hallettik. Bir sonraki durağımızı NİCE olarak belirledik. Başından beri bir plan yoktu hala da olmuyordu. Nice aklımızda olmayan bir şehirdi ama kış vaktidir biraz güneye inelim dedik  hatta hayal olarak Portekiz’e doğru sıcak bir kış geçiririz de dedik vefekat  bilmiyorduk ki son 35 yılın en soğuk kışını Avrupa’da kucaklayacaktık.

Bilet sırası beklerken

Venedik sokaklarında internet var ama paralı

Ve evet gondola binmedik!

Turistik olan bir şeyi turistik olmadığına kendimizi inandırmaya çalıştığımız aslında tamamen turistik olan bu gezide hiç yapmadık!

İlk ayakkabı kaybımızı Venedik’te yaşadık. 

Gülme komşuna gelir başına diye bir atasözümüzü hanım kıza hatırlatmak için hayatın planları vardı elbet!

Mestre Tren İstasyonu

Ve 4 ocak 2017

40. yaşımı tamamlarken bu hayatta İtalya’dan yola çıkıp Milano üzerinden Nice’e doğru yol almaya başladık.

Mestre Tren İstasyonu
Milano Treni
La gioiosa e Amorosa 40 Happy birthday to me!

Nice’te görüşürüz ama belki Erin’in Venedik hakkındaki fikirlerini de okumak istersin.

Benimkinden farklı olarak teknik bilgi istersen pek tabii OİBLOG | VENEDİK yazısı derim. Hep belirttiğim gibi benim yazılarım Gezi rehberi niteliği taşımıyor sadece bir yol hikayesi.. hepsi bu..

Ah be Şükrü!!

Paylaş :=)

Yorumlar (2)

  1. Yanıtla
    Gezilecekyerler.com :

    Gezi yazınızı keyifle okudum. Şükrü kısmı olmamış 🙂

  2. Yanıtla
    Ayça Oğuş (@AycaOgus) :

    Venedik Murano Burano
    2. Bölüm yayında https://t.co/IAXm9YiETe

Yorum bırak