11

Yuvada yaz şenliği

Anaokulu ararken neredeyse en başlarda sorduğum soruydu:

“sene sonu gösterisi yapıyor musunuz? ”

Elbette karşımdaki kişiler bunu istediğimi varsayarak:

“tabii tabiii elbette yapıyoruz” diye cevap veriyorlardı. Bense içimden ” hmm tamam otur sıfır” diyordum. Oldum olası sevemedim şu müsamere işini..hele ki yuvalarda. Oysa ben yuvaya giderken sanırım 4-5 yaşlarında kafkas oynamıştık, senelerce dolabımda saten kumaştan pantolonlarımı saklamıştım. 23 Nisanlar geldiğinde yalvarırdım babama ” nooluur ben de gösteriye katılayım” diye. Hep “olmaz! derdi babam.. büyüdükçe anladım.aslında ne gereksiz bir şey.. hele bir de prensli prensesli oyunlar? prens ya da prenses olamayan köşedeki diğer çocuklar ? acaba onlar nasıl hissediyordur kendini diye düşünmekten alıkoyamam kendimi..

Başladığımız okulda bu soruya çok hoş bir cevap almıştım ama yazmayacağım “sadece otur 10!” demiştim..

Kızma bana sevgili okur.. ben hoşlanmıyorum hepsi bu… hoşlananı yadırgamıyorum ama ben içinde olmak istemiyorum sadece sistemin.. hepsi bu..

Fotoğraf çektirme köşesinde kostümlü anne. Peruğun kahkül kısmını yana takmış ama olsun!! Farklı bir hava katmış olaya!

İşte o sene sonu bu cumartesi geldi ..son 1 aydır pembe tayt ve t-shirt arıyoruz!! Neden pembe oğlum diyorum.. ser veriyor sır vermiyor! Bir de pijama istediler bizden. Ne olduğunu bir gün evde kendi kendine almanca bir uyku şarkısı söylerken yakaladığımda ağzından aldım! Almanca anlamaya başladı biraz biraz. Çok de dert değil anlamasın ama kendi kendine bazı kelimeleri uydurarak bazılarının anlamını bana açıklayarak şarkı söylemesi de ne yalan diyeyim hoşuma gitmiyor değil hani! O şarkı ve istenen pijama kafamda birleşti: sanırım dedim bu veletler bir uyku şarkısını pijama giyerek söyleyecek. Daha sonra hayatımın ilk veli toplantısında öğrendim gerçeği :)) hile yaptım accık ! O kadar olacak.. bu benim için ilk! heyecanlıyım. Tüm o okula gidecek mi ? sevecek mi ? benden ayrılacak mı? zorluyor muyum? doğru muyum? yanlış mıyım? gel gitlerini yaşadığım o harika dönemlerden sonra oğlumun okuluna veli toplantısına gitmişim!! o heyecanla soruverdim işte! Ne var ? Onlar da Erin bana söyledi zannetiler ağızlarından kaçırdılar hem de pembe kıyafetlerin ne için olduğunu da 🙂 Eh yani erkek çocuk için pembe tayt ve t-shirt istediler sormayayım mı?
Benim pembe oğlum küçük şişko domuz olacakmış meğer:)
Dört döndüm düz pembe kıyafet bulayım, uykuda giyilen pijamaya benzer bir pijama bulayım diye. En sonunda annem kumaş aldı dikti , pijamayı da eski bir ekoseli gömlekten bozdu dikti!! Hem de tam pijama oldu 🙂

Dün iki dirhem bir çekirdek giyindik kuşandık, kekimizi de yaptık ortak masaya yola koyulduk! Bizim şaşkın hala farkında değil : “niye potiye gidiyoruz ? ” diye de soruyor ..”bugün cumartesi amaaa” cumartesi ve pazarları kutsal hala kendisi için 🙂

Küçük ama yem yeşil bir bahçesi var okulun.. tüm aileler orada..herkes masaya yiyecek bir şey koymuş heyecanla çocukları beklemekte ya da sadece ben!! 🙂 Hepsinden önce bahçeye kurulmuş oyunlardan oynadık. Labirent arasından top üflemece, teneke kutuları devirmece, kavanozdaki bilye sayısını bilmece ve okulu ne kadar tanıyoruz testi yapmaca şeklinde keyifli vakit geçirdikten sonra bizimkiler giyinip geldiler.. 3 tane şarkı söylediler. Hepsi Almanca.. benimki tam söyleyemese de her hareketi biliyor 🙂 aslında biraz o anda ne olduğunu fark etti bile diyebilirim, arada bana bakıyor çünkü, gözlerini kısarak gülüyor hafif yanakları kırmızı.. bana benziyor.. gözlerim doldu..❤❤❤

Oynadıkları oyun Dev şalgam kitabının uyarlaması. Bazı çocuklar kedi bazıları tavuk bazıları koyun, inek , domuz.. Aylardır evde dinlediğim Dev Şalgam kitabı. Israrla eve almadım çünkü yuva ile arasında bir bağ olarak kalsın istedim. Ne iyi etmişim diye düşündüm bu kitabın hikayesini yapacaklarını anladığımda. Aslında böyle şeyleri bilinçli yapmıyorum. Hep aklımdaydı almak ama yoğunluktan unutuyordum. Bazen bazı şeyleri akışına bırakmak ..işte böyle hissettim.. alamadığım için üzülmek yerine alamamış olmamın bir sebebi olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor..bazen zorlamamak gerekiyor ya hayatı.. sık sık hatırlamalıyım bunu!!

Yaşlı çiftçi amca ve teyze var.. dev şalgamı çıkartmak için uğraşıyorlar.Çıkaramayınca hayvanlardan yardım istiyorlar. Tüm hayvanlar geliyor sırayla arka arkaya.. ı-ıhh çıkmıyor.. en sonunda küçük fareye gidiyorlar. Peynirle kandırıyorlar.. en komiği fare kanıp da çıktıktan sonra fareye verdikleri peyniri bizim yaşlı çiftçi amcanın arkasını dönüp yemesiydi 🙂 Fotoğraf çektiğim için benim önümde kaldı bilmem ki gördümü herkes.. ben çok güldüm 🙂 Sonra fare geliyor en arkadan bir asılıyor dev şalgam baaammm diye çıkıyor.. 🙂 tüm oyun bu ! Hepsi rolünü çok iyi yapıyor.. kediler miyavlıyor, domuzların bir kısmı oink diyor bir kısmı hörnnkk hörnkk ( nazıl yazılır ki işte domuz sesi) çıkartıyor 🙂 En sonunda bir de uyku şarkısı söylediler pijamalarıyla.. ve sonra o harika masada ki yemeklerden yedik, geceyi de toplar ve lobutlar ile hokus pokus yapan bir abi ile bitirdik..

Yürüye yürüye eve dönerken okulun sahibinin günün sonunda bana sorduğu soruyu düşündüm..
“Aycan hanım ( bana Aycan diyor 🙂 çok tatlı bir aksanla.. benim de hoşuma gidiyor ) artık rahatsınız değil mi? ”

Erin’i görüyorum.. orada ne kadar mutlu olduğunu.. küçük ama aile gibi sıcak bir yuvada olduğunu..burnunu silmek için Erin’den izin alan öğretmenleri ve bana “kendisine dokunmamız izin verdi bu güzel bir gelişme” demelerini hatırlıyorum ilk günlerinde.. almanca konuşmayı başta istemediği için kimsenin onunla almanca konuşmadığını ne zaman ki Erin arkadaşlarıyla almanca konuşmaya başlamış ondan sonra öğretmenlerin de başladığını öğreniyorum.. çok şükür diyorum.. oğlumun gelecekteki okul hayatına kötü bir başlangıç yapmıştım ama şimdi sanırım düzelttim diyorum…

Uzun zamandır yazmadım Erin’le ilgili.. oysa ki bu sayfa O’nun için vardı ..şimdilerde büyüdü ya..yazamıyorum..oysa yuva ile ilgili yazacak, sıkıntıları, nasıl alıştığımızı anlatacak çok kelimem var kafamda..
ama bu hepsinin önüne geçti … O’nun ve ailemizin bir ilkiydi.. tarihe not etmek lazım..

Paylaş :=)

Comments(11)

  1. Yanıtla
    Deli Anne says:

    Mutlu oldklarını bilmek dünyanın en harika duygusu herhalde.. Ve onları mutlu bırakıp ayrılabilmek.. Benim de kötü tecrübelerim oldu bu konuda.. Hassassın diyorlar Selim’e okul arama konusunda, oysa ben çok hoyrat davrandığımı düşünüyoru. Ama bugün uzun uğraşlardan sonra bir okul buldum, tavsiyeler üstüne 🙂

    İlk günü bugün, yaz okuluna geçecek sonra.. İyi hissediyorum..

    Ayrıca prenses olmamışsın ama çıplak ayaklı kontes olmuşsun .. Ava gardner mi desem, Türkan Şoray mı desem ne desem.. 🙂

  2. Yanıtla
    Nurdan Gençtürkj says:

    :)))))))))))))))))))

  3. Yanıtla
    cigdem says:

    Darısı başımıza.
    Size geçmiş ola.

    Heyecanlı anne Çiğdem

  4. Yanıtla
    Gorkem says:

    Uzun süre özel tiyatroda miniklere eğitim veren biri olarak bende de resmen “müsamere fobisi” oluştu. Çocukları hazırlamak için gereksiz uyarılarda bulunmalar (oraya geçme, sen şurda dur, şimdi gir vs…), özellikle annelerin anlamakta güçlük çektiğim anlamsız hırsları, çocuğunu evde de çalıştırmak için ısrarları vs… Ben olayı çocuklar için ne kadar eğlenceli hale getirmeye çalışsam da fazlaydı bu heyecan onlara, bilirdim. Çarşamba günü Rüzgar’ın okulunda gösteri yapılacakmış. Korkmuyorum desem, yalan söylemiş olurum:) İnşallah ben de sizin gibi doğru bir seçim yapmanın verdiği mutlulukla, huzurla ayrılırım okuldan.

  5. Yanıtla
    nnbalo says:

    çok güzel; aslında bende sevmem müsamereleri, kalabalıkları. ama dilayında 2 hafta sonra gösterisi var sonuç olarak.balede napıcak merak ediyorum. sizi de böyle bir yer bulduğunuz için tebrik ediyorum 🙂

  6. Yanıtla
    nilay says:

    yıl sonu gosterileri, o minicik bedenlere gore yapılmıs kep ve cuppeler. bizim yılsonu gosterimizde ana okulunu bitiren ogrencilere giydirdiler. o kadar garip geldi ki. omurleri boyunca daha kac kere o kıyafeti giyecekler. bıkmayacaklar mı? sıkılmayacaklar mı?
    ben Erin’in gosterisinin acıkhavada olmasına bayıldım.

  7. Yanıtla
    yapincak says:

    Ayça gözlerim yaşararak okudum. Canım Erin’cim 🙂
    Yuvaya ilk gittiğiniz günü hatırlıyorum. Ne iyi iş yaptın Ayça! Hislerine güvendin, Erin’i ne kadar iyi tanıyormuşsun demek ki. Onlara da tebrik tabii ki. Dileyelim tüm okul hayatı böyle devam etsin.

  8. Yanıtla
    yapincak says:

    Foton harika :)) Öylesi aydınlık ve renkli. Bir de uyuyan Erin fotoları, bayıldım 🙂

  9. Yanıtla
    aslı örs says:

    ayça
    potiyle ilgili ben hep arkadaşlarıma yazdım, anneler grubumda. orada arkadaşlarım duygularımı ezbere öğrendiler aslında. neden poti? neden sadece çocukluk’a odaklanan bir bakış? hepsinin cevabını önce kendime sonra da tanıdıklarıma yüzlerce kere anlattım sanırım. ama yoğun bir iş hayatı ve ikizlerle koşturmadan hiç web.de kaleme alamadım. şimdi seni okuyunca sanki kendimi duyuyor gibi oluyorum ve çok seviniyorum. insanlar “iyi” şeyleri de duymalılar. otomatik olarak parayla dengelenen soru işaretli bir iyilik değil, doğası gereği iyilik.
    senin gibi müsamere denen şeyin 3 4 yaşında çocuklar için algılanabilir bir şey olmadığını savundum hep. yapıldığı anda malesef konvansiyonel, alışıldık yöntemlerle, ritüellere karşımıza çıkıyor. potide yapılan o nedenle çok kıymetli. bir paylaşım olduğu için. yapılma şekli, çocukların bunu anladığı şekli vs ile doğal olduğu için. bunun başlangıcında doğru pedagojik yöntemler ve tecrübe var. devamında ise birbirine yakın düşünen anne babalar.
    sana ileriye dönük tek önerim kendini sonrası için hazırla. anaokulunda ve eminim şimdi biz göreceğiz ama ilkokulda da eğitimi düzgün veren yerler var. ama potide hissettiğim doğru öz’ü bulmakta güçlük çekiyorum. galiba çocuklar da o nüansı çok iyi hissediyor.
    yine de iyi tarafından bakacağım ve çocuklarımıza sosyal yaşama adım attıkları bu ilk tecrübelerinde doğru bir alternatif öğretebildik, diye düşünüp mutlu olacağım. eminim bu tüm hayatlarına öyle ya da böyle etki edecek.
    sevgiler
    aslı

  10. Yanıtla
    biranda says:

    bana sörlerdeki günlerimizi hatırlattı…bizim zamanımızdaki sörleri kastediyorum. keşke onların anaokulu kapanmasaydı, valla yollardım deniz’i uzak muzak…
    afferin erin’e, afferin ayça’ya, afferin hepinize!:))

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      Birandacım italyan anaokulu bu sene türk çocukları kabul ediyor fyi 🙂 ama ilkokul konusunda tereddütlerim var scuola media IMI ye bağlı ama liseye geçerken türk çocuklarla aynı şartlarda eğer kalırsa sbs ye girmek zorunda italyan çocuklar gibi direkt kabul etmiyor 🙁 ama müfredat italyadaki müfredat !bir görüş istersen yuva için 🙂

Post a comment