Hey doğa ana.. ne gerek vardı böyle bir şölenle hayattaki 35. yılımı tamamladığım günü kutlamaya.. mahçup ettin beni! Seni sevdiğimden yaptın değil mi 🙂 Ne yazık ki şehrin göbeğinde yaşayarak bu şöleni seyredemedim ama kalbime akan yıldızlar da en az seninkiler kadar parlıyordu tüm gün boyunca.
Bu sabah 36. senemin ilk günündeyim. Ne oldu biliyor musun ?
Hiç bir şey!
Sabaha karşı uykusunu çişinden daha değerli kılan oğlum’un ıslattığı çarşafları makineye koyarak uyandım mesela, sonra evi temizlemeye gelecek olan hanıma yardım olsun diye tüm evi temizledim! Ütüleri katladım ki rahat ütülesin, karmaşık dururken dağ gibi duruyor ya ” abla ben haftaya yapayım çok bunlar” demesini gerektirecek ürkmeyi yaşatmasın. Yıkanmış bulaşıkları yerleştirdim ki diğerlerini yerleştirmek için bahaneler yaratmasın. Sonra yapıştırılacak albümleri dizdim, akşam için hazırladım, bugünkü çekim için pillerimi, kartlarımı toparladım, arada kendime evi mis kokutan kahvemi de yaptım ama hala kahvaltımı hazırlayamadım, bugün kargoya verilecek işleri paketledim, incinmiş bileğime arnica masajımı yaptım, tüm mailleri, mesajları, twitter, facebook, instagram mesajlarını okudum cevapladım, birazdan giyineceğim ah pardon hanım için çay demleyeceğim, evden çıkmadan bana kalan biraz zamanda düzenlenecek ve teslime hazırlanacak fotoğraflara el sürmeliyim.. meliyim.. malıyım.. hayatı kaldığı yerden devam ettirmeliyim..
dün sabah oysa eski dostlarla edilecek bir kahvaltıya çıkmadan, ocak ayının başında parlayan kış güneşi eşliğinde
* anikom bugün benim doğumgünüm biliyor musun
* hiii ne alim sana anne
* sen bir öp yeter.. ömrümün hediyesi sensin zaten
derken ki gözlerinin parıldaması oğlumun..
akşam da eve dönerken babasına
* anneme hediye alalım
* ne alalım
* giyecek alalım
* yok giyecekten başka birşey alalım
* boza alalım
saflığını ..nerelerde
ne zaman
hangi yaşımda
bıraktığımı
düşünüyorum..
35 sene geride kaldığında, kalbimde yıldızlar saçan oğlumun gözleri olmadan nasıl yaşarmışım diye düşünmeden duramıyorum. Değişen bir şey yok. Biri bundan sonrası ” stabilize” diyor bir diğeri ” buzlu”
Bense bu şehirde kaldıkça da bu hız içerisinde
“ne zaman bittin be ömür sen” cümlesini söylerken bile 27 de kaldığımı düşüneceğime eminim.
ve ben bu sene çok büyüdüm.. çok öğrendim.. daha da var.. var..
Dün, beni yetişemeyeceğim hızda kutlayan tüm dostlara teşekkür ederim..
hah! şimdi kapı çaldı, hanım geldi.. ( saat 09:45 ) çayını koyayım sonra yol alayım ben .
Comments(21)
Seda Celikkanat says:
5 Ocak 2012 at 14:00Ayçacım,
Nice mutlu, umutlu ve sağlıklı yaşlara. Super bir yazı olmuş.
sevgiler
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 14:01Teşekkür ederim Seda 🙂
Muge Gurun Ates says:
5 Ocak 2012 at 14:13Yeni yaşın keyif dolu olsun tatlım:)
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 14:14Teşekkür ederim:)
Hatice KLMC says:
5 Ocak 2012 at 15:04Nice güzel yaşalara..muhabbetle..
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 18:49😀 teşekkürrr
sibel says:
5 Ocak 2012 at 15:39Uff ya bu kadınlık zor zanaat. Ama işte bir kaç gülen göz için bu kadınlık güzel bişey. Yıldızların hiç sönmesin gülümseeee resmini çekiyorum. Klick. Güzel çıktın bak iyiki varsın.
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 18:54Gülümsediiimmm :)))
Aslı Tür says:
5 Ocak 2012 at 15:57dün aradım konuşamadık.. diline gönlüne sağlık güzel arkadaşım, iyi ki varsın! bu yaşında daha çok görüşelim nolur!
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 22:26evet ben de aradım .. salı olabilir gibi duruyor konusalım 🙂
nurdan says:
5 Ocak 2012 at 17:03nice mutlu ve sağlıklı yaşlarla erinle birlikte… 😆
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 22:26🙂 teşekkürler
Neslihan says:
5 Ocak 2012 at 17:53Ayça,
Çok güzel bir yazı olmuş. Yeni yaşın mutlu çok mutlu olsun. Sana boza hediye alan Erin i de çok öpüyorum. Bu arada hanım 9:45 gelirse ütüler falan tabii yetişmez:))
Sevgiler
Neslihan
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 22:25Sözüm ona 9-17 çalışıyor ..başında bekler de 5E çeyrek kala falan çıkarsa söylene söylene çıkıyor: ay geç kaldım bilmem ne.. saat 10 dan önce başlayamıyor o saatte gelip çay simit keyfi yapınca tabi.. ama el mecbur.. en iyisi bugüne kadarkiler içinde.. gerisini sen düşün artık :O
Esra Erol says:
5 Ocak 2012 at 18:17Ayça harikasın cok güzel bir yazı olmus… Tekrar kutlu olsun yeni yaşın …
Özge Altunyay Tabak says:
5 Ocak 2012 at 18:17Mutlu yıllar Ayça..
nilay says:
5 Ocak 2012 at 20:55ben herkesin yerine izledim :)))
bende diyorum bu bana gelen kadınların isleri neden bitmiyor yada yarım yamalak oluyor. camasırları katlamam lazımmıs. bulaşıklarıda bosaltmam;)) en son kadınım da hamıle kalıp isi bıraktıgından beridir ev islerini koca kişisiyle devraldık. oyle boyle idare ediyoruz.utu yapmak o ses Turkiye’yi izlemeye bahane bile oluyor…
cocuklarımızın sarılmasından kocaman opmesinden daha guzel bir hediye yok hakkatende.
sen cok yasa emi :)))
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 22:24yyaaa :)) ben de onu fark edince hem zam yaptım hem daha fazla çalışmaya başladım böylece tam çalışıyor gibi duruyor artık ; çok şükür!
aslı budak says:
5 Ocak 2012 at 21:02mutlu yaşlar, ya bu hanım gelirken ben de gereğinden fazla çalışıyorum hakkaten:))
Ayça Oğuş says:
5 Ocak 2012 at 22:24allah bilir zam da yapmışsındır yeni yılda benim gibi O_o
Nilhan (küçük mucizem) says:
6 Ocak 2012 at 14:18Daha bu sabah kızım ” anne sen yaşlanma” dedi bana.
bu hanımlara rezil olma korkusu nedir 🙂