10

Tatil Notları II

Geleli  yarın 1 hafta doluyor, ne çabuk geçti diyeceğim ama geçerken pek de çabuk değildi oysa sanki iki gün oldu geleli.. tatili bir hafta daha uzatma kararı aldık ancak önümüzdeki haftasonu Alpay iki günlüğüne gelecek.. sonra annem gelecek ve 3. Haftasonu hep beraber döneceğiz. Şimdilik plan bu.
Erin buraya iyice alıştı artık baba diye sayıklamıyor, anlamsız ağlamaları ve tutturmaları kalmadı. Sabah uyanır uyanmaz sahilde ve evin çevresinde bir tur atıyor,duvarlarda kalan sümüklüböcekleri koparıp bahçeye yolluyor, sonra kahvaltı ve hemen öğlen uykusuna kadar deniz, tabii denize girilebildiği anlamı çıkmasın zira geldiğimiz günden beri sadece bir kere denize adım atabildik ya fırtına var ya yağmur. Yağmur olmasına rağmen rüzgar yok ve bu sahilde oyun oynamasına izin veriyor, gerçi bugün öğleden sonra  bulutlar burayı terk edince biraz bende güneşlenebilme fırsatı buldum yine de üzerimizde illa ki t-shirt üstü bir ek kıyafet daha oluyor. Öğlen uykusundan sonra akşamüzerine kadar yine sahildeyiz ve artık o kadar yoruluyor ki tutturma diye bir şey söz konusu olmadan eve kendi dönmek istiyor. Büyük bir keyifle banyo sonrası çay saatimizi yapıyoruz sonra biraz bisiklet turu,”Mamuuu ve Maaa” sevmece derken akşam yemeği kitap okuma tazecik mis gibi  sütten içme ve Erin güzel bir uykuya dalıyor.. (Ara not: kapı sütü ve kutu sütü arasında bariz bir fark var.Bir gün süt gelmedi  ve mecbur bakkaldan süt aldım: içerisinde yemin ederim aroma vardı!!! Vanilyalı gibi..Bunu diğer sütü her gün içince anlayabiliyor insan.. ama İstanbulda bu kadar taze ve güzel kapı sütü nerdeeee )Rutine oturdu herşey ancak öğrendim ki bu kadar küçük bir çocuk pek tabii uyum sorunu yaşayacak düzeni değiştiğinde.. başta hemen dönme kararı bile almıştım sadece sakin olmam ve alışması için izin vermem gerekiyormuş hepsi bu.. babasından ayrıldı,yeni bir ev , yeni insanlar.. bazen bebek olduğunu unutuyorum ben galiba Erin’in.. neyse bir kere daha birşey öğrendim..şimdi çok mutlu, tüm emekli dedelerin ninelerin sevgilisi ve sitenin maskotu olmuş durumda.. her sabah evinin önünden geçtiği dede ve ninelere el sallayıp gönüllerini fethediyor.. yanından bir araba bile geçse şöförüne el sallıyor.. etrafı insan dolu ya.. daha ne ister 😀
Ben her uyku saatine bir doz House almaya devam ediyorum. 3. Sezonun yarısında doğuma gitmişim şimdi eksikleri tamamlıyorum ve keşke film de alsaymışım yanıma diyorum. İnternet ve kitap olmadan sadece film/dizi seyretmeyi özlemişim.. rehabilitasyon merkezi gibi oldu burası.. hoş internet olsa fena olmazdı ama bağımlılıklardan kurtulmak gerek bazen.. yine de gazeteyi internetten okumayı tercih ediyorum; zamane insanı!!.. bir de bu kadar küstah ve kaba bir adamın neden bu kadar çekici olduğunu ve bu karakterin bu adama neden bu kadar yakıştığını merak ediyorum..Lost seviyorum evet!!Prison Break hastasıyım bir an önce Eylül olsa 4. Sezon başlasa evet ama House benim için başka bir dünya.. belkide çokça davranışında çok tanıdık birini görüyorum ve de fiziksel olarak da yakınlık olduğunu düşünüyorum.. düşündüğünü yapan, karşısındakinin suratına doğru zamanda doğru analiz yapıp doğru cevabı yapıştıran, içinde hiçbirşeyi tutmayan aynı zamanda duygusal ama sosyopat olma yolunun başına adım atmış ya da daha kibarcası asosyal olmayı kendi seçmiş.. allahım bende böyle olmak istiyorum!!!.. Denize boş boş bakıp düşünmek için çok zamanı oluyor burada insanın.. ve bu düşüncelerimin içerisinde en büyük yeri artık istemediğim kişileri hayatımdan çıkartmak,benim tarzıma ters düşen davranışları görmezden gelmek çok rahatsız ediyorsa müdahele ama “hemen” etmek, hoşuma gitmeyen davranışları yapmamak, olmak istemediğim yerde olmamak kaplıyor, daha doğrusu bunları neden eyleme dökemediğim.. Dizinin diğer en çekici yanı ise beyin ameliyatlarını bile açıkça veriyor..hastanın alt batını açıp bağırsaklarını ellerinde falan tutuyorlar.. biliyorum kulağa iğrenç geliyor ama hayalinde doktorluk kalmış bir insan için son derece ilgi çekici sahneler..hele ki teşhisleri koyarken insan vücüduna adapte edilmişi dedektifçilik oyunları son derece etkileyici..sanki oyuncular gerçekten doktor ve seyrederken o hastanenin içerisideymiş gibisin..ama tabii Türkiye şartlarında aynı doktorculuğu oynamak mümkün olmazdı sanırım, hangi doktor arkadaşımla ya da tanıdığımla paylaşsam bana bunu söylüyor .. Türkiyede bir de doktor dizisi vardı di mi ??:) umarım oyuncuları seyrediyordur ve yönetmeni de..
Dün akşam çook uzakta olan bir arkadaşımı rüyamda gördüm,uzun zamandır görüşmediğim,konuşamadığım son zamanlarda bir vesile ile tekrar gündeme gelen.. O’nu çok özledim ve Türkiyeye gelme ihtimali hiç yok..şimdi internetim olsa yazabilirdim bir kaç kelime.. internet yok ama yazmamak için bir sebep de…yazdım işte!!
Tekrar ediyorum kocamı çok özledim.. haftasonu biran önce gelmeli; arada böyle molalar da verilmeli..
Şimdi House M.D S03E17 zamanı…
Sezon3 bölüm 17: anne karnındaki 24 haftalık bir bebeğin ameliyatı konuydu..karnı açıldı, rahim açıldı ve minicik bir el gerçekten minik ve canlı bir el Houseun elini kavradı..kanlı,göbek bağı görünen, canlı canlı..bunu nasıl çektiler bilmiyorum sadece ..çok etkilendim…10 kerede daha doğum yapasım geldi bunu seyredince..üremenin bir mucize olmadığını – tüm canlılar için- söylemesin kimse bana.. evet bende  mucize olarak bakmıyorum son derece normal ve doğal bir durum..canlılar ürer!!  ama bu sahne insana bunun mucize olduğuna inanması için çekilmiş sanki, ya da bana öyle geliyor; kadınsal ve annesel hormonlar etkileşimiyle…geri dönüp o minik ele bir daha bakmam lazım..adamlar aşmışlar dizi konusunu..
doğum fotoğrafları çekmeyi  daha ciddi düşünsem mi acaba , projeme dahil etmeyi?? Uffaaaa….çok etkilendim ben bu minik elden..

gb04

Paylaş :=)

Yorumlar (10)

  1. Yanıtla
    derya :

    allah aşkına ayça şimdi nerdesin

  2. Yanıtla
    AyçA :

    Maalesef İstanbulda.. 🙂 önceden yazdığım günlüğümü tek tek yayınlıyoum :))

  3. Yanıtla
    Nesteren :

    resimlere bayıldım ya.
    o duvarın dibinde kafa önde çömelmiş olan, seccadedeki 🙂
    doğmadığından beri takip ediorum böyle gözümün önünde büyüyo ya resmen çok tuhaf gelio bir hoş oluorum siz kimbilir nasılsınızdır
    hemen dourup sizin gibi bi anne olmak istio insan 🙂

  4. Yanıtla
    nihal :

    Resimler çok güzel.Bence doğum fotolarını da ekle projene. Sanırım acayip haz verici bir duygudur. Namaz resminde annemle Arda bir an gözümün önüne geliverdi. Hepsi mi aynı bu çocukların.Annemle yatıp annemle kalkıyordu o da.O taşın önüne çömelmiş ya o resme de bittim . Ne düşünüyor kim bilir?
    Doktorluk içinde kalmış bir meslek olan bir şahış olarak ben de ER hastasıyım . İnsanlar( özellikle eşim) bu tür şeyleri nasıl seyrettiğimi anlıyamıyor. Hele ameliyat sahnelerinde tv.ye yapışıyorum resmen orası neresi ,hangi damar falan diye.Çok şeyler öğrendim bu diziden.Er’ın bir bölümde de yenidoğan ünitesindeki bebekleri göstermişlerdi. Yoğun bakıma alınması gerekenleri. Ağla ağla içim kurumuştu resmen. Doğumunda ufak tefek sorunlarla karşılaşsak ta oğlumun sağlıklı bir çocuğuk olduğuna bir kere daha şükretmiştim.( hala da ediyorum ) Annelik apayrı bir duygu.
    Bu arada karavan konusunda haklısın. Karavanın olunca bütün denizler senin:)))))

  5. Yanıtla
    hayal :

    Aycaa aklima bisi geldi super bir proce urettim 🙂
    simdi bir gun ben izinden donunce sen de gitmeden, aksam erin bey uyuyunca sen arabana atlayip nereye geliyosun ve ne seyrediyosun bil bakalim? benim nobetime tabii ki, ve dogum tabii kii…… hatta ameliyata girersin sana barsak gosteririm haha boylece icinde kalmaz (iiyyk dedin mi ben dedim de :))))
    ama dogum fotografcisi olmak super bir fikir, hem daha yeni dogmus bes dakkalik bir bebisin fotolarini cekme sansin olur belki ayarlayabilirsek

  6. Yanıtla
    pinarbk :

    Kalabalık ve hareketten sonra çocuklar birden bocalıyorlar. İnşallah öyle bir dönem yaşamazsınız eve dönünce. ben de bugünlerde birbirine yakın oturan kalabalık bir aile hayali kuruyorum. gerçek olamasa bile:(((

  7. Yanıtla
    AyçA :

    Aslı gerçekten burada hiçbirşey yaptırıyoruz çocuklarımıza ve çok üzülüyorum.. bir çıkar yol arıyoru bakalım umarım buluruz
    Aybala git gel tatile hemen bunu gerçekleştirelim .. neden daha önce akloıma gelmedi. kadın doğumcu arkadaşım var ya benim.. üstelik fotoğrafçı tutan hastaları da yoktur şimdi onun.. süpersin .. sevabına antrenman yaparım bende..
    Pınar o hayali bende kurup sonra hemen vazgeçiyorum :)))))2 günde alıştı Erin .. çok zorlanmadı .. kabullendidede ve mama2nın “taaaa” uzakata olduğunu .. çok şükür.. sabah gözümüzü açıp parka gidiyoruz ama olsun .. 🙂

  8. Yanıtla
    Müge :

    Ne güzel anlatmışsın House’u… Gerçekten süper bir karakter yaratmışlar.. Benim de en etkilendiğim bölüm ilk sezonda hamile bir kadınla ilgiliydi. Kadının hemen tedavi edilmesi gereken kötü bir hastalığı vardı ama bebeği daha 20 haftalık olduğundan tedaviyi kabul etmemişti. Sonunda da bebeği doğunca gitmişti işte… Ne kadar etkilenmiştim anlatamam. bir de hamileydim o zaman.. Hala bile gözlerim doluyor düşününce yahu!

  9. Yanıtla
    AyçA :

    Ya ben ilk sezonu seyredemedim indirdim ama hatalı hepsi .. ilk sezon ve dördüncü sezonun birkaç bölümü eksik kaldı.. deli bir dizi bence ve benden başka birileride bunun farkında diye sevindim 🙂 hala aynı şeylerden zevk alıyoruz galiba 🙂

  10. Yanıtla
    Müge :

    🙂 haklısın sanırım

Yorum bırak