Çünkü alışveriş yaparken, hiç beklemediğiniz bir anda, biri size doğru ” aaa Erincimmm” diye koşup, hiç karşılaşmadığınız halde kırk yıllık dostmuş gibi öpüyorsa yanaklarınızdan, gözlerindeki samimiyetin birçok şeye değişilmeyeceğini düşünüyorsanız..
Eve gelen sarı bir paketin içinden, kilometrelerce uzaklarda kendi oğlu için bakınırken sizin oğlunuzun adını görüp heyecanlanıp küçük bir anahtarlığı size gönderiyorsa ve bu sizin kalbinizi pır pır attırıyorsa üzerinde yanıp sönen ERİN ismi gibi..
İşte o yüzden blog..
Saçma saçma mailler atıp, bu saçma mesajlarına rağmen beni takip etmekten kendini alamayan sanal kişiliklerine saklanan hıyarlara cevabım olsun.
Keşke sizde bu gözlerdeki ışıltıdan nasiplenebileydiniz..
Ayşe ve Fatma Naz’ın annesi .. ne kadar memnun oldum bir bilseniz.. 🙂
Açalya bir kere daha teşekkürler.. Dante ADAM’larla ilgilenirken bizimde bir hatıramız oldu 🙂
Yorumlar (27)
Zorda Sükunet :
22 Aralık 2008 | 21:18zevkle blogunuzu takip edenlerdenim…daha önce hiç yorum yazmadım ancak bu yazı için herhangi bir şey yazmamak mümkün değil kendi açımdan açıkçası…
gerçekten yazınız o “hıyar”lar için iyi bir cevap olmuş ve ben de yeni bir blog açtım ama çok da üzerine eğilmiyorum..arada tasarımsal şeyler denemek üzere ilgileniyorum sadece…ancak bu yazınızdan sonra daha da ilgileneceğim blogumla…önemini yazınızla anladım…
teşekkürler..
Sabahnur :
22 Aralık 2008 | 23:05Ayça,ben şimdi bu yazıyı okurken niye duygulandım,gözlerim neden nemlendi??
Sevgiler
demet :
22 Aralık 2008 | 22:47Maalesef ben blog dünyasına geç katılanlardanım. Oysa çok isterdim oğlum Yiğit’i en baştan beri herkesle paylaşmayı.Neyse en azından çok geçikmemiş olduk. Takip ettiğim bloglardaki çocukların yaptığı her yeniliğe, öğrendiği her yeni şeye sevinip, hastalıklarına üzülüyorum.Bir süre sonra sanki çok iyi tanıdığın birer çocuk oluveriyorlar, hepsi ailenden biri gibi. Açıkcası bazen biz annelerin tecrübelerini paylaştıkları yazıları doktor önerilerinden daha iyi bulduğumu bile söyleyebilirim . Bence o insanların paylaşabilecek hiçbirşeyleri yok.Yazık onlara!
Neslihan :
22 Aralık 2008 | 22:57Elinize saglik 🙂
Ben oglum Doruk icin cok istememe ragmen, etrafta bu kadar guzel, keyifli bloglar oldugundan dolayi, cekindigimden baslayamadim, o yuzden sizin gibi keyifli yazarlara gercekten gipta ediyorum.
Ama oturup boylesi bloglara, rahatsiz edecek seyler yazanlari da gercekten aklim almiyor. Dertleri kesinlikle kendileriyken, sadece hayati paylasan insanlara satasip nasil rahatlatiyorlar kendilerini bilemiyorum.
Valla Erin’i biz de cok iyi taniyoruz artik, buyuk ihtimalle bir yerde gorsem tanirim diyecegim, ama Kucuk KAra Balik’ta taniyamadik.
Neyse sozu uzatmayayim, bu bloglar sayesinde oglumla yapabilecegim bir suru degisik fikir, guzel oyun, aktivite bulabiliyorum.
Umarim bu insanlar sizleri bunaltmaz da, gunlugunuze hic bir zaman ara vermezsiniz
Sevgilerimle
Acalya :
22 Aralık 2008 | 23:07O `hiyarlar` benim gunluk ratingimi ikibinlere cikariyor hergun 🙂 Hergun bakmazlarsa elleri kasiniyor, uykuya dalamiyorlar…
Ben son yillarda edindigim en guzel arkadaslari buldum bu blogculuk sayesinde. Bazi insanlar sanal da olsa cok samimi geliyor bana. Seninle olan arkadasligimizi da gercek hayata tasidigimiz icin de cok mutluyum. Dante ile Erin`in ileride cok iyi arkadas olacaklarini umuyorum.
Sevgiler
elif :
23 Aralık 2008 | 00:12yazıyı okuduktan sonra yazmadan edemedim.Ben sizi belgrad’ta hamileyken soğuktan kıpkırmızı olmuş yanaklarınızla yürüyüş yaptığınız zamandan beri takip ediyorum..erin’in doğumuna ne yaptığına nasıl büyüdüğüne onun mucizesine sessizce tanık olanlardanım..sessiz çünkü öyle ortalarda yorum yapmaktan pek haz etmiyorum bir de bu kadar yeni annenin arasında üzerime düşmediğini düşünüyorum..ama ben de artık dediğiniz gibi sanal kişilik arkasına saklanmak istemedim..ben de takip ediyorum sizi..hem de çok severek..bebek sahibi olmasam da ediyorum..beğenerek okuyorum düşüncelerinizi ve saygı duyuyorum hepsine..tabi erin bebeğe de kocaman sevgim var..her gün açtığımda sayfanızı maşallah demeden kapatmıyorum..şimdi ablam bebek bekliyor ve inanın sanki kendim hamile kalmışım gibi heyecanlıyım..sizin sayfalarınızdan pek çok şey öğrendim..ablama da hep sizi örnek vererek öğrendiklerimi anlattım..teşekkür ederim..iyiki varsınız..
Keremino :
23 Aralık 2008 | 00:30Bence hazımsızlık sorunları var onların, hic ciddiye almaya degmez.
minel :
23 Aralık 2008 | 09:26Uzun zamandır okuyan fakat bir yorum bırakmayanlar bu yazıdan sonra pıtır pıtır içindekileri dökecektir herhalde:):)
Blog alemini şirin cici bir arkadaşım sayesinde tanıdım,iyikide tanıdım…O kadar çok şey öğrendim ve okadar tatlış arkadaşlar kazandırdı ki bu bloglar bana mutluyum,internetin faydaları diye düşünüyorum..
Ve sizin bloğunuz..Çok teşekkür ediyorum sadece,böyle faydalı bir sayfayı bizlerle paylaştığınız için..
Teşekkürler,Erin ve Ayça
Güneş :
23 Aralık 2008 | 10:01Merhaba ayça bende ilk gebeliğimde google’da araştırmalar yaparken tanımıştım senin siteni,pratik anneyi ve aburcuburu sonra blog arkadaşlığından diğer bloglarada ulaştım ve bende bir blog kurdum ki daha öncede mynette de bir sitem vardı ama sadece yakın ailemiz bakıyordu,ilk gebeliğimde yaşadığım olumsuzluklardan sonra ikinci gebeliğimde sessiz bir blogcu olmuştum,hatta uzun bir süre yakın çevremde bilmiyordu (aslında biraz da eşimin resimleri yayınlamam konusunda takıntısı vardı) ama resimle daha güzel.Bir ara üstüne site adı yazdım ama işe başlayınca zor geldi açıkçası.
Bende bloglardan çok şey öğrendim uyguladım,şimdilerde diğer bloglardan aldığım her yorum beni çok mutlu ediyor.İyiki blog oluşturmuşsun.Sevgiler.
AyçA :
23 Aralık 2008 | 11:26Hepinize teşekkür ederim..
Serap en çok senin mailine gülümsedim diyebilirim:) şaşırdım hatta.. çok tatlısın
Açalyanın dediği gibi sağolsunlar rating arttırıyorlar.. beni okuduklarından habersiz olduğumu düşünenler de var ki onlar daha komik duruyorlar
“hıhh ben seni sevmiyorum, nefret ediyorum, yazdığın herşey bana ters, yanlış ama içim içimi yiyor ne yaptığını okumak için öyle günde 3-5 defa tıklıyorum seni” :))
burunlarından kıl aldırmazlar ama sağolsunlar pageranklerim artıyor 😛 🙂
size de olmuyor mu bunlar 😛 hepimizin çevresinde vardır..
bu iki örnek dışında o kadar çok güzel örnek var ki iyi ki yazıyorum dedirten bana.. ailem gibi oldu birçoğunuz ,sizleri merak ediyorum, çocuklarınızı, neler yaptığınızı, sevinçlerinizi,üzüntülerinizi v.s..
Serap ciddiye aldığımdan değil okuduklarını bildiğimden azıcık belki içlerinde insanlık uyanır diye yazdım.. hatta üzülüyorum ki yapacak başka güzel şeyleri yok yapılmış güzel şeyleri boklayıp vakitlerini harcıyorlar 😉
bu site benim ilk tecrübem değil paylaşım konusunda, birşeyler paylaşmaya başladığınızda mutlaka birileri çıkar karşınıza PAYLAŞAMAYAN, PAYLAŞMAYI BİLMEYEN, ÇALIŞMAYAN; ÇALIŞMAYI SEVMEYEN v.b, size engel olmaya çalışırlar.. pes ederseniz onlar mutlu olur sadece 🙂 ben daha çok yazmak, paylaşmak, çalışmak ve üretmek isteyebilirim sadece .. hepsi bu ..
meltem :
23 Aralık 2008 | 12:02Ayçacım ne diyebilirim ki,bloğundan çok şey öğrendim üstelik geçenlerde ilk aklıma gelen sendin biliyosun.Ya kim ne derse desin,bebeğim ve ben Erin ve annesini çok seviyoruz.
Alpay :
23 Aralık 2008 | 15:02tüm eğitimlerini tamamlayan ressam adayı hocasına sormuş.
–hocam bu eğitimde bitti şimdi ne yapacağım demiş. Hocası
–eğitim bitti. Şimdi gercekten ne durumda olduğunu anlamak için son bir şey yapacağız demiş.ve eklemiş.
–şimdi tualini al ve şöyle işlek bir meydanda resim yap demiş. Öğrencisi sebebini anlamamış ama söyleneni yapmış. Akşamına hocasının yanına koşarak gelmiş.
–Hocam ben resim falan yapmayacağım demiş. Meydan da tualimi koydum resim yapmaya başladım. Herkes resimlerimi eleştirdi. Söylemedikleri kalmadı. Onlarında hoşuna gidecek eleştirilmeyecek bir resim tekniği yokmudur. Onun da eğitimini alsam demiş.
Hocası var demiş.Yarın sabah git bir tual ve bir resim setini o meydana bırak Her sabah kontrol et resim yapılmışmı diye demiş. Öğrenci sebebini anlamasada gitmiş bırakmış.
Ertesi gün gitmiş bakmış tual boş
Ertesi gün gitmiş bakmış tual boş
Ertesi gün gitmiş bakmış tual boş
Ertesi gün gitmiş bakmış tual boş
Ertesi gün hocasına gidip olanları anlatmış. Hocası şimdi eğitim bitti demiş
Serap :
23 Aralık 2008 | 15:47Açalya’nın blogunda yazılan yorumlara o kadar üzülmüştüm ki anlatamam. Basit bir anne-oğul dialogu nerelere suruklendi. Yuhh artık dedim…Bu yuzden sırf bizi sevmeyenler ve benim de kendilerini sevmediklerim bizi okumasın diye blog adresimizi değiştirdim. En azından istemediklerimi engelledim:) Ama pes etmedim, edemem. Blog arkadasligi baska bir sey.. şimdi gercekte de görüştügümüz bir çok arkadaşımız var.
Sen ve Erin cok güzel şeyler yapıyorsunuz. Senin fikirlerini,düşüncelerini, hayata bakışını beğenmeyebilirler. Ama boklamak yerine sadece işlerine yarayanı alıp gitseler bu bile yeter. Dedim ya hazımsızlık işte…
Aslinda Dilber hala ağzindan şöyle bir şey yazmak yakışırdı ya… Resim örnegide fena olmamış.
Gahveyi goy dursun, goy fincanda durulsun
Bizi böyle üzenler sol böründen vurulsulsun Tahsin beycimmm..
Bu arada ben paranoyak bir anneyim, bir kez daha anladım:)
Selma SEVİM KILIÇ :
23 Aralık 2008 | 16:18Bizi hatırladığına çok sevindim. Bizde çok mutlu olduk sizlerle karşılaştığımıza. Rize’den 2 günlüğüne İstanbul’a gittik ve tesadüfen karşılaştık. Çokda hoş oldu bence. Ben sanki Erin’le seni yıllarca tanıyormuşum gibi hissettim. Bundan sonra bloguma daha sıkı sarılacağım. Görüşmek üzere…
annevebebisi :
23 Aralık 2008 | 16:35Sana satastiklarina inanamadim? Hangi yazdigin kimi rahatsiz etmis olabilir ki? O kadar sakin, o kadar yumusak, o kadar kimseyi kirmadan yaziyorsun ki. Insanlari sinirlendirmemek icin daha ne yapmak ya da yapmamak lazim anlayamiyorum. Simdi gordum Asya diyor ki, beni de cok rahatsiz ettiler??? Nasil yani ya? Ne yazdiginiz da ben gormedim 😀 Kadin kadin, fotoya baktim da cocuun ayaginda corap yok, ne ayip:P Corap giydirmissin, kadin kadin ne o cocuk sicaktan pisecek 😀
Ya bir kac ornek verin, hangi yaziniza, hangi sozunuze bozulmus insanlar? Cidden merak ediyorum:))
AyçA :
23 Aralık 2008 | 18:34Aslıcım benim için cidden sanallar hiiiç m ihiç tanımadıklarım var aralarında 🙂
hee tanıdıklarım da var tabii ama onlar zaten benim için sanallar 😛 ve pek de umurumda değiller..alpayın yazdığı hikaye kıssadan hisse işte ..
Esracım mailine bir tane örnek atacağım 😉 buraya yazıpta kendilerini mastürbe etmelerine izin veremem .. insanları sinirlendirmek için “BİRŞEYLER YAPIYOR YA DA ÜRETİYOR OLMAK ” yeterli sanırım bu insanlar bu hayatta birşey yapmayı beceremeyen sınıftalarsa 🙂 basit bir mantık değil mi ..bende şaşırıyorum ya neyse..
Meltem hala meraktayım birşey yazmadın..mail ile bildirirsen durumu sevinirim
Serap valla beğenmeyen okumaz di mi ?? sevmeyen hoşlanmayan?? ama yok kardeşim didik didik okuyorlar okuduklarını alıyorlar ama boklama işinde de bir numaralar :)) benim için önemli olan ne ?? bir kaç kalbe dokunuyorum ya.. bu da yeter.. gerisi umurum olmaz.. ahh ahh her eve bir dilber 😛 ölüyorum onun özlü sözlerine :))))hoşrik!!( böyle diyor sanırım :P)
Selma evet tabii hatırladım 🙂 çok keyifli bir karşılaşma oldu benim için heyecanlı bir karşılaşma hatta.. şaşırdım ve ne diyeceğimi bilemedim bir süre 🙂
bir iki kere daha olmuştu ama bu sefer arda&verdayı bildiğim için bende tanıyor olduğum için diğerleri gibi çıplak hissetmedim kendimi sonra geldim fatma naz’a baktım :))o bakımdan daha anlamlı bir karşılaşma oldu 🙂
sevgiler..
izgün :
23 Aralık 2008 | 22:35Ayça ben bu hıyarlar!! ın kim olduğunu anlamadım biraz açar mısın?
AyçA :
24 Aralık 2008 | 09:23İzgün :)) peyami İlhan Şaban ?? bilsem hıyar dermiydim kendilerine:) sen tatlı canını sıkma kim olduklarıyla ilgili onlar kim olduklarıın bilirler herhalde..:)
Bebek geldi mi bu arada ? 🙂
Sevgiler..
BUKET :
24 Aralık 2008 | 11:50Merhaba Ayça,
doktorumuz hülya sonugür’ü internetten ararken senin sayfanda buldum kendimi ve o günden beri her gün mutlaka tıklıyorum.Bence sen, insanlara erin ile tecrübelerini aktarırken çok samimi ve içtensin ve hatta çocuklu olan herkesin hayatına olumlu yönde katkın olduğunu ve anlattıklarında rahatsız fikirlere yol açacak bir şey göremiyorum. Bilgi ve tecrübe insanları neden rahatsız ediyor açıkçası bunu da anlamıyorum sonuçta isteyen tıklar istemeyen kendini mutlu edecek blogları tıklar. bu kadar basit!!
sevgiler ..
aysun :
24 Aralık 2008 | 13:35Haltetmiş o hıyarlar:) Ben seni ve Erin’i okumayı çok seviyorum. Ve hep bişiler öğreniyorum… Hep yaz, inadına!
mine çakallı :
24 Aralık 2008 | 14:04Ayçacığım, aynı yaşlarda bir çocuk annesi olarak, oğlunla yaptıklarınızı, yaşadıklarınızı sıklıkla takip ediyorum ki, senin de bildiğin gibi anneler arasındaki paylaşımlar çoğu zaman kitaplardan daha öğretici ve yol gösterici oluyor. Samimi olarak söylemeliyim, çoook faydalanıyorum sitenden. Bu işi amatör bir ruhla çok profesyonelce yapıyorsun bence.
Emeğine sağlık…
Karlı ve soğuk Ankara’dan sevgiler…
Nilgun :
24 Aralık 2008 | 14:10ben insan oğlununun o cocuk güzelliğini ve saflığını kaybettiğini gördükçe hem üzülüyor hem gelecek için endişeleniyorum.
ben her gün seni ve erini yaşamaktan mutluyum, iyiki varsıznız.
AyçA :
24 Aralık 2008 | 16:37Size de çok teşekürler 🙂 Ben de konuştuğum,görüştüğüm, görüşmediğim tüm blog dostluklarımı çok seviyorum ve sizleri okumayı da ve bende ayrıca kitaplardan daha fazla faydalanıyorum bu bloglardan açıkçası ..
Mine Ankara ne güzel değil mi bugün ?:) burada da atıştırdı biraz ama biz yine göremeyeceğiz bu sene kar İstanbulda galiba..
yine de öksüren göğsümü yumuşatma maksatlı çayım elimde içine petitbeuree batırarak başımı cama dayayıp o atıştıranları seyrettim azıcık 🙂
mine çakallı :
24 Aralık 2008 | 16:51Evet ayça, sıcacık bir mekanda, bir fincan çay eşliğinde oturup dışarıda yağan karı seyretmek çok güzel… ankarayı sevme sebeplerimden biri daha…
bu arada sabah uyanıp çocuğuna bembeyaz örtüye bürünmüş bahçeyi ve lapa lapa yağan karı “bak kızım kar yağıyor” diye göstermek ve onun yüzündeki şaşkın ve mutlu ifadeyle, yarım saat 🙂 karı seyretmek için pencerenin önünden ayrılmaması ve senin işe geçme kalma ihtimalinden dolayı bu görevi babasına devretmen daha da güzel. Umarım bu karı kaçırmadan bir de kardan adam deneyimimiz olur :):)
sebnem :
25 Aralık 2008 | 00:32en çok neye üzülüyorum biliyor musun, bu gerçekten CAHİL insanlar yüzünden müthiş değerlerin ,inanışların gerçek değerlerini yitirip iki paralık olmasına…
Ayse :
25 Aralık 2008 | 13:16aaa Aycaaa, buraya eklemene ne cok sevindim bir bilsen!! ve cok duygulandim okurken 🙂 ne guzel bir karsilasma oldu degil mi? Buyuk alisveris merkezlerine gittigimizde bircok kere dusunmustum bunu, “eminim ki simdi blog camiasindan birileri de burada vardir” diye..ve iste seninle ve Erinle karsilasmamiz bu dusuncelerimin hayata gecisinin ilki oldu..Siz cok sekersiniz, bakislarin ve gulusun de oyle sicak ki…hele Erin masaallah cok huzurlu ve mutlu bir bebek…Sakin buralardan gitme!! bir siki takipciniz de benim artik 😉 Deminden beri kategorilerde geziniyorum, bir “A” halinde, bir “E” halinde 😉
Yeniden gorusmek umidi ile, sevgilerimle…
izgün :
25 Aralık 2008 | 23:36bebeğin gelmesine az kaldı 30 dan geriye sayıyoruz
yarın Nehirin doğumgünü!!! bir yaş daha büyüdü teyzesi,ona güzel bir doğumgünü yapacağım ama bu halimle biraz zor olacak şimdiden yoruldum:))
seni ve Erini çok öpüyorum sevgiler