Yoğun bir haftasonunu hızlı bir hafta başı karşıladığında ve bu yoğun haftasonu elveda dediğim iki dişimin ağrısı beynimi deldiğinde dinlenmek bu akşam pek mümkün değil. Her hamilelik bir diş demekmiş ben iki hamilelik geçirdim galiba iki tane dişimi çektirdim!!! çekilen şeylere diş denecek hal kalmamıştı o ayrı.Ve bu iki diş yanyana olunca tüm iğneler aynı bölgeye batınca hala ağzımdaki acı dinmedi.
Çocuklar diş çıkartıyor: büyüyorlar, anneler diş çıkartıyor yaşlanıyorlar.
Bu böyle bir düzen: bir tek sancısı değişmeyen .
Uykusuz gecelerine hak vermek gerekir minicik canların: kafamı yastığa koyamıyorum!!
Cihan’ın minik mucizesi Derin’i gördüm ilk olarak bu koşturmacada. Koşturmanın ritmini bozdu içimde bu minik kuzucuk kulağına şarkı söylerken omuzumda uyuyup kalması ile yaklaşık 1.5 saat. Önce duyduğu annesinin kucağından başka bir koku ile ağlamaya başlayan sonra söylediğim aslancık ile yüzüme baka baka uykuya dalan bu minik kuzunun kokusunu içime çekmek çok güzeldi. Erin’i hatırlamaya çalıştım: akşamları uykuya yatarken omuzumda ninni ile dalardı :=) şimdi iki sene geçti ya üstünden!!.. artık ninni söylesem” onu babane sölüyo sen bumbum söle” ukalalığında beğenmiyor 😛
Kuzuyu oğlumda görsün istedim ama öncesinde müzik sınıfı olduğu için uykulu bir şekilde eve döndü kendisi.
Biz bu Music Together’ı çok seviyoruz.. daha çok Erin seviyor diye düşünsem de aslında galiba ben daha çok seviyorum. Yapıncak’ın sıcaklığı, yazarak birbirimizi bildiğimiz ama yüzyüze tanışma fırsatını yakaladığımız arkadaşlar, 1 saat boyunca çocuk olmak, şen olmak, kendin olmak, ortada dans etmek Erin kucağımda.. her gün olsa hergün gidebilirim.
Bu kadar güzellikten sonra iki dişime elveda demem tüm koşturmanın keyfini kaçırdı diyeceğim ama pazar günü seyrettiğimiz Troya bir anda sildi tüm acımı.
Tamam karar verdim artık bir dans gösterisi seyrettiğimde içim falan gitmiyor. Yeterince isteydim yapabilirdim. Bu Anadolu Ateşi seçmeleri daha ilk başladığında benim haberim vardı, ne oldu?? yemedi gidip seçmelere girmek. Seçilir miydim?? bence evet ama denemedim. O zaman oturup hayıflanmaya gerek yok. Ömrüm boyunca hayalini kurduğum şeyi son fırsat olarak hayat bana sunmuşken arkamı dönüp daha fazla para kazanıyorum diye dış ticaret şirketinde kalmayı tercih eden bana müstahaktır!! hayır içim gitmiyor artık.. kızıyorum kendime sadece..
Troya çok güzeldi.. danslar, kostümler, müzik.. kelimeler yok..Mustafa Erdoğana kocaman bir alkış. Tek bir eleştirim var: final sahnesi çok sönüktü. 1. perdedeki cokşuyu ikinci perdeye taşıyamamıştı. Alpay’ın deyimiyle söyliyeyim teatral anlatımı zayıftı ama görseli o kadar güçlüydü ki benim için fark etmedi. Belki de şu eleştiriyi getirmek lazım. Gösteri mi yapmak istiyordu?? yoksa bir senaryoyu anlatmak mı?? gösteri ise show ise eğer amaç finali o görkemli grup dansları ile bitirebilirdi.. ama nasıl ?? akilleus ölürken bir show yapılabilir miydi?? bilemedim çözemedim..neyse.. bence muhteşemdi. Bu ülkede gördüğüm en güzel dans gösterisiydi, bize ait, bizim ürettiğimiz!!
Comments(11)
AyçA says:
3 Mart 2009 at 15:41Nalan teşekkürler..
Bazen bazı şeyler için geç işte :=))
Erin’e aslında gerçekten 3-5 tane kardeş düşünüyorum ama düşünmekle olmuyor işler.. planlarımız dahilinde Erin tek çocuk olacak …
burcu demirel says:
3 Mart 2009 at 16:34gecmis olsun ayca 🙁
not: sac rengi yine super olmus 🙂
Nalan says:
3 Mart 2009 at 15:36Geçmiş olsun Ayça,iyi bak kendine.
Bazen bende zamanında birçok sebeblerden dolayı yapamadığım, gerçekleştiremediğim hayallere üzülüyorum ama
sonra kendimi teselli ediyorum yeni hayallerime önem vermeliyim diyorum. Hiçbirşey için geç değil.
Merakımı bağışla Erin’e kardeş düşünüyormusun?
burcu demirel says:
3 Mart 2009 at 16:37Bu arada, derler ki tek cocuk hic cocuk..ben de, yani bana kalsa, sadece Poyraz’la yetinicem, ki senin gibi/senin kadar ilgilenemiyorum veya o kadar da iyi bi anne olmadigimi dusunuyorum zaman zaman..ama kardessiz buyumesini de istemiyorum, bencillik edip onu yanliz mi buyutmeliyim? yoksa tam tersi mi bencillik olur? yani onu dogru durust yetistirsem yeter bana mi demeliyim? ne bilim..
züleyha says:
3 Mart 2009 at 16:05bu kadar güzel çocuk yetiştiriyosun, ve tek çocuk ha…sen bilirsin, erin mükemmel bir bebek, eminim çok iyi bir abi olur…bazen 18 aylık kızıma ayça gibi annelik edemiyorum diye üzülüyorum
sdilek says:
3 Mart 2009 at 16:32Geççmiş olsun.Biz bile dayanamıyorken diş ağrılarına kuzular nasıl dayanıyorlar değilmi?
yapıncak says:
3 Mart 2009 at 20:56Ayça geçmiş olsun. Çok zor iştir o diş işi, of of.
Ne güzel ilişki kurmuşsun, dişler, bizler ve minikler…
Music Together paragrafın çok güzel, sağol 🙂 Biz de sizi çok seviyoruz!! Sizinle birlikte hoplayıp, zıplamak, şarkılar söylemek çok güzel. Fotoğraftaki “Biiir küçük Baaykuş Erin”e özellikle bayıldım.
Seren says:
3 Mart 2009 at 23:14Ayca’cigim cok gecmis olsun!
minel says:
4 Mart 2009 at 09:41Geçmiş olsun diliyorum,3 kere diş ameliyatı geçiren biri olarak o acının tarif edilmez birşey olduğunu biliyorum:(:(:(:
Oldukça güzel zayıflamışşsın ve saçlar çok yakışmış!!
Sevgiler
Güneş says:
4 Mart 2009 at 14:06Ayça bizim karşı komşumuz begüm için diyor ki dişleri hamile 🙂 bizi her gördüğünde soruyor doğurdumu diye 🙂 diş çıkarmak kadar çektirmekte zor oluyor,
Music Together,katılmayı çok istiyorum/z çok uzak ama bir deneme derside olsa istiyoruz 🙂
Sevgiler.
annevebebisi says:
8 Mart 2009 at 13:22Cok gecmis olsun.