Sıcak.. çok sıcak.. evlere sığamıyoruz.. ama ben yoruldım artık; gezmekten,tatilden.. ayıptır söylemesi!!.. evimi özledim ..çok çok..uzun süre evden ayrılınca herşey birikiyor, bir de yardımcım çalıştığı ev ahalisi ile Bodruma tatile gidince!!.. ütüsü,camları,tozu v.s birikiyor: evime dönmek, düzenime kavuşmak, kafamda biriken iş kaygılarımı sıraya sokmak istiyorum..şimdi evimdeyim..iki günde ancak toparlandım, Erin’i uyuttum yemekleri koydum ve bilgisayarıma kavuştum..
İlk durağımız Polenezköy ve Öykü’nün ve Hande’nin arkadaşının çektiği filmin final sahnesinde figuran olma hevesiyle biraz yeşillik içerisinde dolaşma arzusu..umarım film güzel olmuştur ve belki birgün bir yerlerde seyrederiz. Biz eğlendik, kalabalıkta Erin başlarda ilk defa tedirginlik yaşadı!! belki de son zamanlarda dillendirmek ve oğlumu etiketlendirmek istememek adına yazmadığım, söylemediğim korkularının artması sebep olmuştur ancak sonraları açılmaya başladı hele bir de müzik yapan birileri olunca, ortaya karışık kurabiyeler gelince..
Ertesi gün demiri anneannemizin evine attık, önce Berna’nın evine Ümraniyeye gidip pazar gününü havuzda geçirdik akşama da Alpay bu hafta için bizi buralara bırakıp evimize geri döndü..Biz bir iki günü burada geçirip maç akşamını yine Ümraniye de geçirmek üzere ayrıldık.
Erin bahçe suladı.. görev adamı iş başında pek tabii.. “Hadi Erin bahçeyi sulayalım” cevap ” PA, PA ..”.. Pa demek su demek.. Erin ‘in geldiği yerde SU’ya PA deniliyormuş..
Akşam maçı izledik.. Erin bile baktı televizyona.. ama O’nun enerjisi dahi yetmedi.. üzüldük..
Sabah arabamıza atladığımız gibi Sapancaya – aslında pek Sapanca değil, İzmitte Kartepenin etekleri.. biraz ötesi Sapanca öbür ötesi İzmit.. ama Sapanca diye tabir ediyoruz burayı – Erin arabaya bindiğimiz anda kullanacak kişi gelene kadar söförlük denemelerini yapmadan bırakmıyor, uzak yol şöförü falan olacak herhalde 😀 ancak o keser gibi geliyor..vites değiştirmeler, sinyal vermeler, müzik açmalar yetmedi şarkı söylemeler.. hepsinin yeri ve hareketi aynı Alpay’ın yaptığı gibi..
Buz gibi tepelerden gelen suyla doldurulmuş havuzda yüzdük.. yüzdük diyorum çünkü Erin kendi çapında yüzüyor artık:”baba gibi yüz bakalım” dediğimde kollarını atmaya çalışarak ayaklarını vuruyor.. armut dibine düşerse yüzücü olur mu??.. bilmiyorum ama deniz, havuz gördüğü zaman kendini atıveriyor..
Dedesini özlemiş olmalı.. sık sık dede gibi yürüyor.. kabadayı kesildi başımıza.. eller arkada, kafa önde.. dedesi öğretti bunu, anıp anıp duruyoruz 😀
Dondurma işinde ustalaştı.. kaşık,parmak ne bulursa artık.. dondurma istermisin dediğim de diliyle yalanıyor.. bütün kelimeleri vücut dilinde anlatıyor ancak yavaş yavaş kelimeler gelmeye başladı:
Yıldız: dıdız, Zeytin: deydin gibi..
Bol bol temiz dağ havasında yeşillerde koşturdu..
Akşamüzeri anneanne kucağında keyif yaptı..
Ve sonunda anneannenin evine geri döndük..
Ortada kahve fincanını ve meydanı boş bulan Erin!!..
Dün de ilk defa oğlumla kek yaptık..topladık sepetimizi ormana akşam pikniğine gittik.. akşam diyorum çünkü bu kadar aktivitenin sonucunda Erin 4 bende yanında 2 saat uyuyarak günü öldürdük!!.. Bebekliğinden beri bu hafta ikinci kere 4 saat uyuma rekorunu kırdı..
Ve gece pikniğimizi yaktığımız ateşle şenlendirdik.. ( ormanda ateş yakmak yasaktır!!.. burası Türkiyedir.. yakılmış ateş bulunur, bizden önce yakmışlar denir, alevlendirilir etraftaki çöpler ateşte imha edilir!!.. iyice söndürülür ve kor bırakılmaz!!) Ateşi Erin’in nefesi söndürebilirdi pek tabii ama şansa bırakmak istemedik 🙂
Yorumlar (12)
fatoş yıldırım :
30 Haziran 2008 | 14:11Erin’e hayran kalmamak elde değil! Gerçekten .ok şirin bir çocuk.(MAŞŞALLAH!)
Sevgiler:)
pinarbk :
30 Haziran 2008 | 14:12ne güzel günler geçirmişsiniz. Erin her resimde biraz daha büyümüş görünüyor. Saçları sapsarı olmuş:))
Dede yürüyüşü harika…
deniz :
30 Haziran 2008 | 15:30dede yürüyüşüne bayıldım:) havuzun olduğu tesisin adını öğrenebilir miyim ?
burcu demirel :
30 Haziran 2008 | 22:21senin son kare de beni benden aldi ayca :)))))) kartepe dedin damarima bastin..evimi cok ozledim, bitsin bu gurbet yaa 🙁 insallah dondugumuzde bir haftasonu kacamagina bizim havuza bekleris..erini canli canli gormeyi cok isteris 😉 kisa sacin bu kadar yakistigi kimseyi gormemistim, cok samimiyim.hatta gaza geldim yaw ben de kestirim dedim ama iskelet yapisi musait deil 😉 uzun ve fonlu halini gormek icin sabirsizlaniyorum..
AyçA :
30 Haziran 2008 | 22:31@fatoş.. teşekkür ederim:)
@Pınar..Her gün büyüyorlar ancak fotoğraflara sırayla bakınca daha çok anlıyor insan.. sadece O’nun değil benimde saçlar açıldı bu yaz 🙂
@deniz.. Tesis değil site havuzu ikisi de..
@Burcu ne zaman geleceksiniz? İstanbulda olacak mısınız?? Son kare beni sürekli alıyor benden 🙂 hatta Erin’in eline tutuşturdum sonra onları ve sanki hani sigarayı bırakmak için dumansız sigaralar çıktı ya o amaçlı durdular.. keşke işe yarasa.. emzik falan aldığı yok ..Fönlü halini ben bile 1 saat görebildim.. sıcaktan akşama kadar kalmadı:) Geldiğinde haber ver neden olmasın, bakarsın geliveririz biz de Poyrazı canlı canlı severiz.. eh elimizde doğdu di mi 😛
Seren :
1 Temmuz 2008 | 13:49Hakikaten ne kadar buyudu Erin… Inanilmaz seker bir sey:o) Daha once de dedigim gibi, insallah bir gun Istanbul’a geldigimizde Boris’le Erin karsilasabilir.
Bu arada, fotografin muhtesem !!!
AyçA :
1 Temmuz 2008 | 13:57Serenciğim geldiğinde karşılaşmazlarsa fena ederim sizi zaten..seneler sonra bulduk birbirimiz .. görüşmek şart!!..:)
Fotoğraf süper biliyorum ahaha deli edici emzirme beni ne hallere koydu bakın görün.. az kaldı az.. yaz sonu inşallah..
burcu demirel :
1 Temmuz 2008 | 14:19evimiz yeni, henuz ic dekorasyonu devam ediyor.. dolayisiyla ancak turkiyeye dondugumuzde tasinabilices.pek havuz zamani olmaz ama kapimiz yaz kis acik size.. kis olursa kayaga cikaris 😉
zehra özdem :
1 Temmuz 2008 | 19:33Merhaba sevgili Ayça…
sayfanı tesadüfen buldum. Okudum…Bende İzmitliyim.O kadar sıcak, o kadar güleç bir yüzün var ki hayran olmamak elde değil.Doğallığın ve iyi niyetin yüzüne yansımış.Eşinle ve sevgili Erin’le sağlıklı,mutlu günler diliyorum.Tekrar görüşmek dileğiyle…
zehra
AyçA :
2 Temmuz 2008 | 12:31Burcu evinizde güle güle oturun inşallah.. siz bir gelin biz de sizi ziyaret ederiz.. kışın oralar çok güzel olur 🙂
Zehra çok teşekkür ederim bende bir dönem İzmitte yaşadım ve çok severim.. tabii okul anıları olduğu için şehir anlamını yüklüyor kendine..
Sevgiler.
Açalya :
3 Temmuz 2008 | 05:36Resimler, aktiviteler hepsi çok güzel, bayıldım. Hele o dede gibi yürümesine….Dante de öyle yürüyor bazen ve ona öğreten de yok bunu, genlerinde var…Türk işte…
havuz kimyasalları :
9 Nisan 2012 | 21:09harika bir siteniz var tebrik ederim. çok içten ve sade bir anlatım…