E:Anneee şu kestereyi sen al kovayı kes ben çekiçle iş tamirat yapıyorum
Çocuk milletinin uydurduğu kelimelere bayılıyorum. Belki de bizden daha doğru konumlandırıyorlar. Testere de ne demek?? Onunla bir şeyler kesiyorsun tesmiyorsun, o zaman adı kestere olabilir.
Bir arkadaşımın oğlu da pirzolaya “tutet” diyodu Erinle aynı yaşlardayken. Belki hala öyledir adı evlerinde. Onları bilmem ama ben o gün bu gün pirzolaya tutet derim. Mantıklı! tutuyorsun eti işte!
Bir de düzeltmek yerine “güzeltmek” kelimesini duydum :=) Süper!!
Geçtiğimiz hafta hastalık dolu bir haftaydı. Öyle ki salı günü Erinle beraber kendimi koltukta oturmuş Bridget Jones seyrederken buldum. Ben öksürür, O aksırır, yemek yenemez, yenilecek gibi olsa da yapacak güç yoktur. O koltuk senin bu kayu benim yattık durduk. Biraz güç bulduğumuzda da tuvaletten denize yüzmeye giden balığımızın aynısından almaya çıktık, bir torba iş tamirat oyuncağı da aldık döndük. Şimdi artık iyiyiz benim arada takılıp kalan öksürük krizlerim dışında.
Erin artık büyüdü de onunla ilgili yazacak birşeyler bulamıyorum diye düşünüyordum, ama değil her gün daha komik şeyer oluyor artık. Dün akşam metrobüste dönerken olan bir başkaydı. Annemden çıkarken “tuvaletin var mı bak yollarda yapamayız” diye sorduğumda “yok gelmedi” demesine rağmen sokağın köşesinde pis pis sırıtarak” benim çişim var toprağa yapim mi ??” diye ilk sinyallerini verdi. E çiş bu yapılır değil mi ? Metrobüste ise daha beteri oldu!Kalabalığın içinde bir ses yankılandı ” aneeeee benim kakaaaamm geldiii!!” Bildiğin yankılandı yetmiyormuş gibi 3-4 kere de bağıra bağıra tekrarlandı! Mümkün değil inmek,insek de nereye yapacak! Metrobüs halkından küçük kahkahalar duyuldu, durağa geldik,indik ve yavrum eve kadar tuttu kendini hem de ağlaya ağlaya!!
Çocuk milletinden olmak ne güzel di mi ? Kestere ile iş tamirat yaparken metrobüsün ortasında kakam geldiiii diye bağırabilme özgürlüğünü nerede kaybediyoruz biz ??
Not etmeyi unuttuklarım ve unutmak istemediklerim:
Her anımız müzik tabii .. illa ki MT cdsi hem eskisi hem de şimdi yenisi. Dolayısı ile günün büyük bir kısmı müzik setinin önünde geçiyor. Geçenlerde cd takılmaya başlayınca gitti çıkarttı eline aldı “hohh” diye hohladı üstüne sildi geri koydu!!!
——
Erin aslında hep doğru konuştu bu yaşına kadar. Arada yukarıdaki gibi kendi uydurması kelimeleri var. Bilgisayara hala biyagazar der değişmedi bu ama değişenler var:
annee biraz daha KOYUR MUSUN?
anneee bu şarkıyı bir daha AÇIR MISIN?
aneee yanıma GELER MİSİN?
Bu fiiller son bir iki aydır ters dönmeye başladı ve ben çok eğleniyorum:=) Düz söylemesinden daha keyifli 😛
Ah bir de saatini kullanarak : anne yirmiyi geçiyor uyanma vaktiii!! diye beni uyandırması var tabii :=)) Sabah oldu yerine ERKEN oldu,akşam oldu yerine GEÇ oldu!
———
Baba: hadi bakalım yatma vakti geldi galiba (öğlen uyumadığını düşünürsek niyetiyle)
Erin saate bakar saat 20:00 dir ve cevap verir: Şaka yapıyorsun heralde.
!!!
Yazsam yazsam daha ne kadar yazsam. O kadar çok ki .. yetişemiyorum, bebekken yazmak daha kolaydı 🙂
Artık bebek değil evet! 3 yaşını geçtiği günden beri havası bir değişik! Bunu sadece ben gözlemlemiyorum, gerçekten 3 yaş bir dönüm noktasıymış. Boyu da birden uzadı! Kısaltılmış pantolonlarının paçalarını açtım ancak oluyorlar artık.
Son olarak benim için önemli bir dönüm noktasıydı dün :=) —>>
Comments(15)
Özgeee says:
11 Nisan 2010 at 20:25Süper fotografların da eşliğinde çok eğlenceli bir yazı. Daha yeni bir arkadaşım dese olmak adına “3 yaşına gelsin herşey değişiyor.” dediydi de dalga geçmiştim yüzüne.Önce 40’ı çksın derler, sonra 2 ay, sonra 3ay, böyle gider kandırırlar anne babayı demiştim. Yanılmşım demek ki, ne mutlu 🙂
AyçA says:
11 Nisan 2010 at 20:33yok yok denilenlerin hepsi doğru :=)) bazı dönem noktaları var ve ben sana bir doğru daha söyliyeyim: gittikçe zorlaşıyor :=)) heheheh
Açalya says:
12 Nisan 2010 at 08:47ah o kelimeler! bir yerlere not etmek gerek…
Tuba (Can Can'ın annesi) says:
12 Nisan 2010 at 10:55İsteyim ve erin’in söylediklerini okudukca yüksek sesli güldüm 😀
O kadar tatlı ve akıllı ki.. öpüyorum o güzel yakısıklı yanaklardan…
zühal says:
12 Nisan 2010 at 13:05Güney de güzeltmek diyor. Benim de çok hoşuma gidiyor. Erinle aynı zamanda yaş dönümlerine gdridkleri için bazen bu neki dediğim şeyleri sen yazınca okumak içimi rahatlatıyor. Dediğin gibi her geçen gün zorlaşsa da onların hayatımıza kattığu renk öyle güzel ki. Hatta rengarenk yaptılar bile diyebilirim. Çok ve mutlu yaşayasın Erin 🙂
AyçA says:
12 Nisan 2010 at 13:14@Tuba.. ne mutlu gülümsettiysek :=)
@Zuhal .. ben de bazen başka bloglarda okuduğumda bu ne ki dediğim şeylerle karşılaştığımda pek bir rahatlıyorum:=) misal Erin kendini kedi sanıyor son zamanlarda!! bayağı bardak yerine tastan kedi gibi su içmeye kadar vardı durum:=) bunu posta yazacaktım unuttum.Endişe etmiştim sonra iki arkadaşımın çocuğunda ve bir blogda okuyunca yüreğime su serpildi:=) rengarenk rengarenk hem de …
sümeyye says:
12 Nisan 2010 at 18:41maşallah cok tatlı Erin..
kendını kedı sanmasına bittim 🙂 ben de küçükken 3kusur-5 yaşına dek köpek gıbı davranmaya bayılırdım 🙂
cok ıyı hatırlıyorum.. bende tastan su ıcerdım..tasma baglatırdım boynuma 😀 bayılırdım zaten köpeklere..mesela alısverıs yaparken annem ben çömelirdim çoğu kez.. onların göz hızasından bakmak ıcın cevreye..orda bıle kendı kendıme kopekmıişim gıbı davranırdım 😀 hayal dünyası bence çok güçlü olacak.. annesinden geri kalmaz fikirleri olacak hatta belkide. 🙂
bu kocaman bir hayal gücünün göstergesi..!!!
herkesten farklı bakabilme açısı..
bir de bu açıdan düşün 🙂
AyçA says:
12 Nisan 2010 at 23:02@Sümeyye :=) çok güldüm.. tamamen normal bir davranışmış bu zaten 😉
@Esracım teşekkürler..ne bileyim büyüdükçe sanki daha az yazıyorum atlıyorum işlere dalıp gidiyorum ..:=)
Archi*Sugar says:
12 Nisan 2010 at 22:05Zevkle okudum Ayca… daha cok yaz bu gelismeleri… Erin gercekten cok buyudu. “Cocuk” oldu tam anlamiyla… bakislari, yuzu, vucudu… ama hala coook tatli… :-)))
Lilium Bosniacum says:
13 Nisan 2010 at 08:49Defne bir de götürür musun yerine göt.er misin derdi 😀
burcu demirel says:
13 Nisan 2010 at 12:24amaaaannn…o saclarin guzelligi ne ole yaaaa! gittikce bir behlul mu oluyo bu cocuk nedir 🙂 bizim poyraz da matruska bebeklerine acuka bebegi diyo da ben de ona kopuyorum 🙂
AyçA says:
13 Nisan 2010 at 13:08Acuka bebekler :=) )süpermiş!!!
Ah o saçlar gidecek 1 ay sonra 🙁 da nasıl olacak bilmiyorum. gece uyurken daha şimdiden terliyor deliler gibi.
Bahar says:
13 Nisan 2010 at 13:42O saçlar gidince de ayrı bir tatlı oluyorlar, üstelik daha bir adam oluyorlar :))) Yani bebeklik bitecek ona göre :))
zühal says:
13 Nisan 2010 at 15:13kedi bazen de köpek…miyavlıyor güney de ve bana da anne hadi sen de köpek ol oyun oynayalım diyor… yerde patileriyle bir seyler yapiyor… burnunu sürterek kokluyor beni 🙂 alem bu çocuklar
esra says:
15 Nisan 2010 at 08:29nasıl güzel saçlar onlar… sanki tipik bir alman çocuğu ya da iskandinav gibi sarı sarı..maşallah!!!