Yumurta komşudan, incir yoldaki AĞAÇTAN, zeytin BİZİM AGACLARDAN yağı da öyle. Peynir Fatma ablanın kecisinin sütünden, yeşillikler ön bahçeden sirke benim cileklerden.
Demem o ki toprağın üstü ALTINDAN daha değerli.
Ağzıma attığım her lokmada şükrettim, çok zenginim dedim. Boynumda kolumda bileziklerim yok altın gümüş, son 6 senedir aynı telefonu kullanıyorum, basit yaşıyorum,aynı terliği senelerce giyiyorum giymediklerimi paylaşıp giyilmeyenleri alıp arkadaşlarımdan giyiyorum, kocam hurdadan alıyor yepyeni atılmış malzemeleri dönüştüruyor annem dikiyor tamir ediyor. Atmıyoruz. Tükettigimiz kadar üretmeye çaba sarf ediyoruz.
Çantada matara taşıyoruz her su içtigimizde plastikten çöpler yaratmıyoruz. Güneşin enerjisinden faydalanıyoruz. Poşet değil bez torba taşıyoruz çantamızda. Yaşadığımız eve yani dünyaya iyi bakmaya çabalıyoruz çünkü zengin yaşamaya devam etmek istiyoruz. Boğazıma her lokma girdiğinde içim sızlıyor, bugün ormanda ağaçların altında ders yaparken göz yaslarimiz aktı o ağaçlara içinde yaşayan yaşam haklarını çaldığımiz her bir canlıya.
Acılarını paylaşmak yaslarını tutmak yetmiyor ama evet. Yapabilecek çok şey var. Hep yazılıyor hep söyleniyor.
Ucundan tut güzel kardeşim, bir ucundan tut.