Avluda bir gürültü biraz önce. Bu yavru içeri girmiş bizim kızdan kurtulmaya çalışıyor. Bu hafta ikinci vaka biri ölü biri iyileşti demin uçtu avucumdan. Avucumdan uçarken gözüm araziye takılıyor,bir kaç gündür ilk defa gördüğüm bir cins minik siyah beyaz kuş sürüsü yine yemek peşinde. Dün evin dibine kadar gelmiş ibibik kuşları vardı ve yine sapsarı, fosforlu sarı gövdesi olan kuşlar uçuyor bugünlerde. Şu siyah beyazları ilk defa gördüğüme yemin edebilirim. Biz sessizlestikçe, biz durdukça kendine alan yaratan canlılar için kalbim kocaman oluyor. Hoş burada hep sessizdik, izolasyon denilince ve sadeleşme bende çok büyük yankı bulmadı ama kollektif olarak sessizlestikçe sanki tüm içine kaçmış yaşam geri geliyor. Bu geri gelişi hayatın içimi büyütürken bir yandan akşam 10 da uyumaya niyet edip bir bakıyorum gece yarım olmuş saat mutfakta hamur karıyorum. Herkes gibi gidip gelme halleri içim. Dışım yüzde problemleri çözüyor ek filleri öğrenmeye çalışıyor. Bir yandan neler oluyor diye meraktan kıvranıp elime telefonu alıyor sonra fırlatıp tığ alıp 5. projeye başlıyorum. Çocuğuma kitap oku derken oturduğum yerde 3 tane kapağı açılmayı bekleyen kitaplara bakıyor ve okuyamıyorum. Kendi kendime çok konuşurdum şimdi kendimi duymayı öğreniyorum. Avucumdan kanat çırparak kendini kurtaran minik kuşa bakarken uzunca düşünüyorum yine; korkuyorum ve korkumla olana teslim etmeye devam ediyorum bugün de.
Sabah sabah kurabiye ve minik ekmekleri yapabildigime,sevdiklerimin bu sabah da sağlıkla uyanabildigine ve hala nefesime şükrediyorum.
.
Biraz video paylaşımlarına katılmadan, haber okumadan, sadece izleyerek yaşamak nasıl olurdu diyerek elimi telefondan sessizce çekiyorum.
.
Sen nasılsın bu sabah?
No comments yet