16

İtalya turu 1. gün – 2.gün

Sonunda Mart ayında yaptığımız 1 haftalık İtalya turunu yazmaya başlayabildim. Bu gezinin Mart ayına denk getirilmesinin en büyük sebebi 16 Mart kutlamalarımızdı : 13 senelik birliktelik, 10 senelik evlilik ve 7 yaşını tamamlayan bir çocuk. Hepsi de çeşitli yıllarda 16 Martlarda vuku buldu yaşamımda. Bu sebeple ailecek yapacağımız bu geziyi bu tarihe denk getirdim. Bunu da bir sene öncesinden planladığım için uçak biletleri olabildiğince ucuza geldi. Geçen sene “bundan sonra oğluma her doğum gününde yeni bir yer göstereceğim” kararım sonucunda ilk durak İtalya dedim ve hemen vazgeçmeden biletleri aldım. Herkes Pegasus çok kötü dese de ben ilk defa kullandığım bu hava yolundan oldukça memnun kaldım. Gidiş ve dönüşte rahat, temiz yepyeni uçaklarıyla, güler yüzlü personeliyle hatta dönüşte oğlumu kokpite sokup da sohbet eden kibar pilotlarıyla gönlümüzü kazandı. Geçen sene en son uçtuğum airfrance uçaklarından sonra harika bir deneyim oldu bana!

Hayalim 7 gün boyunca karavan kiralayıp gezmekti. Amacım hiç bir büyük şehire girmeden, Toskana’nın alabildiğine geniş yeşilliklerini görüp, peynir, şarap çiftliklerini ziyaret etmekti. Ben biletlerimi aldıktan bir süre sonra kardeşim Toskana’nın güneyi Maremma bölgesinde Grosseto’da yaşamaya başlayınca ve “gelin bizde kalın teklifini” yapınca karavan yerine araba kiralamaya karar verdik. Sağolsunlar evlerini açtılar bize. Karavan kiralayamasaydım B planım yine araba kiralamak ve seçtiğimiz bölgelerde www.airbnb.com dan ev tutarak konaklamaktı zira gezinin son günü için Airbnb’den bir gecelik ev kiraladık. Bu ikinci kullanışım siteyi ve iki seferdir de çok memnunum. Yazı serisinin son bölümünde evden ve sistemden bahsedeceğim. Arabayı Pegasus’un sitesindeki araç kiralamadan buldum. Oldukça uygun fiyata kocaman bir ford fiesta kiraladık. Yaşadığımız tek sıkıntı çakmağının bozuk olmasıydı dolayısıyla yolculuk ederken araba şarjını kullanamadık ve oldukça sıkıntı yaşadık çünkü gezer durumdayken haritayı çok fazla kullanıyorsunuz ve şarj yetmiyor. Araba kiralamak durumunda kalırsanız ve uzun süre kullanacaksanız çakmağını kontrol ediniz!

KL4A0472

Uçağımıza bindik rahat rahat uçtuk. Erin’in 2 saat boyunca ” ne zaman ineceğiz” sorusunu ekrandan dakika dakika takip etmekten 2 saat 12 saat gibi geldi tabii bana. Her zaman her şartta havada olmaktan tedirginlik duyuyorum, son zamanlarda bunu aştıysam da hala iniş kalkış benim için bir felaketler senaryosu deposu kafamda. Sağ salim Roma Fiumicino hava alanına indikten sonra araba kiralama şirketinin bizi alan servisiyle merkezlerine gidip arabamızı aldık. İnternetten o kadar ucuza alacağım arabanın ne olacağı konusunda endişelerim yok değildi ama oldukça keyifli bir süpriz oldu araba. Hepimizin 5 kişi rahatça sığabileceği bir arabaydı. 

Karnımız çokça acıktığı için Fiumicino da AÇIK bir yer bulabilmek adına bayağı bir yol teptik. Ara ki bulasın! En sonunda küçük bir bar bulduk. NEfis paninolar ve nefis tatlılar ile özlem duyduğum tadları mideme indirdim. Küçük, yerel bir bar : pasticceria Patrizi ya Trip Advisor 

Pasticceria Patrizi
Pasticceria Patrizi
Roma Fiumicino
Roma Fiumicino

Daha sonra marketten şaraplarımızı alıp Grossetoya doğru yola çıktık. Marketler freeshoptan daha ucuz, her türlü içkide! dikkat ! :=)

KL4A0480


İtalya’da otobanlar çok pahalı diye okumaktan gözüm korkmuştu ancak Roma – Grosseto yolu üzerinde iki kere gişeden geçip iki kere 2.3 Euro ödeme yaptık. Roma’dan çıkıp yeşil tabelaları takip ederen “autostrada” ( otobandan ) Civitevecchia üzerinden direkt Grosseto’ya (Aurelia starada) yol gidiyor zaten çok da zor olmadı. Akşam saat 8 gibi ancak Tuğçe ve Alex’in evine vardık. Nefis bir hoş geldin şarabı “beyaz ve frizzante” yani şampanya gibi şarap diyelim daha sonra Alex’in usta ellerinden çıkmış ragu’lu bir makarna. Alex Napoli’li ve usta bir aşçı! yaptığı her yemek bir sanat eseri: kilo almadan dönemeyeceğimiz belli ilk akşamdan çünkü makarnanın üstüne bir de hoş geldin Tiramisu’su hazırlanmış. Ev eski bir bina, içi harika.. orta çağdan kalma yerleri gezmek isterken kendimi öyle bir evde yaşarken buluyorum sanki.

Akşam derin bir uykuya çekildikten sonra sabah güneşli harika bir güne gözümüzü açtık. İstanbul’da kıyamet yağmur koparken oralara bahar gelmişti. Dallar çiçek, yollar sapsarı mimoza ağaçlarıyla doluydu.

KL4A0793

İlk durağımız yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Siena. Siena oldukça güzel bir yer demek yeterli mi acaba anlatmaya ??

Mimari olarak hayran kalıyorsun bir kere ancak yanındaki 7 yaşındaki çocuk her zaman ilk bir kaç gün seni kemirmeye meraklıysa sinirden gezecek hal kalmıyor. İlk dakikalar iyi de olsa birden saçmalama ve beni benden alma durumu ile karşı karşıya kaldım. Neyse ki bir dondurmacı bulduk. En büyük şanssızlık mevsim itibariyle büyük şehirlere gitmediğimiz için sezonun açılmamış olmasıydı tüm gezi boyunca. Siena’dan daha küçük yerleşim yerlerine gittiğimizde dondurmadan daha büyük bir sorun yemek yeme yerleri bulmak. Bir de yemekler saatli arkadaş! 19:30 dan önce hiç bir restorant açılmıyor benim biyolojik yeme saatlerim tamamen şaştı. Nereye girsek dondurma diye ” Nisanda başlıyoruz” diyor. Kriz sebebi! Kardeşim bizimle biraz gezinip bize anlattıktan sonra işinin başına döndü biz de yalnız kalarak ufak tefek sokak aralarında kaybolduk. Sonunda bir küçük dükkan bulduk ki günün enerjisini topladı. Pizzicheria Miccoli. İçeride şarküteri ve şarap hariç hiç bir şey yok. Hemen küçük bir tahta üzerine her birinden tadımlık bir ziyafet hazırlattık yanında da şarap. Erin dondurmasına biz şarabımıza kavuşunca yelkenlerimiz suya indi. Yolunuz buralara düşerse kapının önünde bu keyfi tadın derim.

 

Siena, orta İtalya’da Toskana bölgesinde bir şehirdir. Siena İlinin de idari merkezidir. Siena’nın tarihi şehir merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır. Piaza del Campo meydanı ve bu meydan etrafında geleneksel olarak her yıl şehir mahalleleri arasında yapılan at yarışlarıyla (Palio) ile çok ünlüdür. Vikipedi yazmış zaten buradan bakabilirsiniz.  Ben gezdiğim zaman müze falan gezmekten hoşlanmıyorum çoğunlukla. kalelerin tepelerine çıkıp “best point” görmekten de. Ancak ara sokaklarda kaybolmak, küçük yerel tatları keşfetmek benim için daha önemli. O yüzden bol bol ara sokak gezdik.

Kendimizi içeriden gelen müziğe kaptırarak daldığımız yerin Palazzo Chigi-Saracini olduğu elimizdeki akıllı telefon sayesinde öğrendik. Kendimizi yere bırakıp gözlerimi kapatıp nefis bir dinletiden sonra Grosetto’a doğru yola çıktık. Türkçe bilgi bulamadım ama İngilizcesi çin tık tık . rehbersiz gezmeyi detaylı bilgi almadan ruhumda bıraktığı izle gezdiğim yerleri hatırlamayı seviyorum. Burası ile ruhumda temiz bir müzik kaldı.

Akşam yemeğinde pizza yemeğe karar verdik ve Grossetto’da Napoli pizzası yiyebileceğimiz bir yere götürdü bizi Alex. Gerçek bir Napoli pizzası yemek için uğrayabilirsiniz. Pizzadan önce Sicilya’ya ait olan bir lezzet arancini tatmayı unutmayın. Bizim içli köfte gibi biraz. Bir de hamur kızartması gibi bir şey yedik, Zeppola adı hatırladığım kadarıyla ama sade olanı içine krema ya da ricotta ile yapılmış tatlı bir krema da koyuyorlar adı Zeppola Di San Giuseppe ( Bigne di San Giuseppe) oluyor, benim anladığım bu :=)
Ben aranciniye fena dalmışım! Eh normal saat 8 e kadar yemek yemeği bekleyince insan! Saat 7:30 da tüm restorantlar BOMBOŞ!! gece 10 da yemekten kalkıyorlar! Dayanılmaz bir şey benim için.

Diğer günleri de inşallah bir fırsat bulduğumda paylaşacağım. Buraya kadar hep şehirlerden bahsetmiş oldum nispeten şehir Roma ya da Floransa gibi değil elbette bundan sonra Orta Çağ kasabalarında, köylerinde ve tarımsal alanlarında buluşacağız. Bekleyin beni 😉

Paylaş :=)

Yorumlar (16)

  1. Yanıtla
    esra :

    Keyifle okudum resimlere baktım heyecanla geri kalan günleri bekliyorum

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      inşallah bir ara yazacağım daha 5 gün var yazacak :=)))

      • Yanıtla
        esra :

        İG de çok resim paylaştın burada yorumlarınla okumayı heyecanla bekliyorum:)

  2. Yanıtla
    Deniz :

    Selam Ayca,
    Ben kirk yilin basinda birakan bir takipcinim, hani su 10yillik evli ve cocuksuz 🙂
    Eger istemezsen yayinlamayabilirsin bu yorumumu bazi bloggerlerin bazi hassasiyetleri oluyor baska blogun reklami vs gibi. Her neyse cok uzattim ben Italya’da yasiyorum 10 yildir gecen yaz da sadece Italya tatillerimizden ve burdaki hayattan bahsettigim dan dun ingilizcemle bir blog yazmaya basladim. Eger incelersen Italya’da cocuklu tatiller icin de fikir verebilecek yazilarimla karsilasirsin. http://Www.aboutmyitalia.blogspot.it adresim. Beklerim efendim.
    Ciao ciao
    Deniz

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      hahah :=) baĞzı bloggerlardan değilim ben aşk ol!! :=) hemen bakıyorum çok sağol :=)

      • Yanıtla
        Deniz :

        Ok, cok sevindim. BaGzi baGzi ugrarsin artik 😛

  3. Yanıtla
    Sandy doğar :

    Aycaaa bayıldım:)
    Sen çok konuda bana ilham kaynağı oldun inşallah ben de cesaret toplayıp kızım ve eşimle İtalya’ya kacicam. Sonraki yazıları heyecanla bekliyorum. Fotograflar süper!!

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Beni ne mutlu etin öyle sen :=) İnşallah gidersin neden olmasın :=)

  4. Yanıtla
    Deli Anne :

    Stealing Beauty’i izlediğimden beri peşindeyim Toskana’nın ama gitmeyi erteliyorum
    herhalde pişmesini bekliyorum içimde bu güzelliğin..

    Bu Nisan gitmeyi planladık ama geç kaldık vize için, easter yoğunluğundan sıkışamadık.. sonra sen gittin, birkaç tanıdık daha gitti, hepsini seyrettim daha da pişti içimde bu istek.. baharda gitmek gerek diye şartladım kendimi.. görelim bakalım… ancakkk daha çok foto istiyorum Ayçam sen bunlarla kalmış olamazsın… kimbilir ne cevherler vardır o güzel ellerinden, gözlerinden çıkan…

    bir de Erin’in yeleğine bayıldım…

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Erinin yeleği annemin el emeği öncelikle :=)) ben de bayılıyorum ve evet daha fotoğraf var ama ben bu sefer fotoğraf çekmek yerine kafama kazıdım her bir kareyi galiba :=) Çok güzel yerler Deli Anne’m git mutlaka başka baharlara bırakma :=))

  5. Yanıtla
    daglarkizi :

    Mükemmel bir anlatım ve fotoğraf şenliği. Teşekkürler. Italya bizim icin özel. Çocuklarım italyanca öğreniyor ve biz de italya ziyaretlerimizi yanımıza dil bilen minnaklar dönemine saklıyoruz. O zamana kadar bizi biraz idare eder bu yazılar umarim:) devamını bekliyorum heyecanla.

  6. Yanıtla
    @beMaddy_ :

    RT @AycaOgus: İtalya turu 1. gün – 2.gün – Pinik-Kuş | Ayça Oğuş Blog http://t.co/qWzkdpjNRm

  7. Yanıtla
    Selin :

    Pegasus ozellikle Ortadogu`da cok buyuk atilim yapti neredeyse THY`nin yari fiyatina ucailiyoruz ayrica servisten cok memnunuz. Air BNB icinde yni sey gecerli. Ikiside vazgecilmezimiz. Yemek saatleri konusunda bir fikrim yoktu, aksam yemegini 5te yiyen biri olarak cok gec geldi saatler bana. ok keyifli bir gezi olmus, turistik yerlerdense bu tarz yasanan yerler cok daha hos.

Yorum bırak