O bir iğde canavarı.. Babaannesi öğrettiğinden mi?? anneannesi çok sevdiğinden mi?? biz karar veremedik..
Bu iğde denen şeyi sadece benim annem sever diye düşünürdüm.. şimdi artık düşünmüyorum!! 🙂
Keşke İstanbulda kalan iğde ağaçları olsaydı.. altında oturup kabuklarını soyup yeseydik.. artık yazlık kaldırımlarının yollarını gözetleyeceğiz oğlumla ..(ben iğde sevmem bu arada..Erinle yemek yani onun yemesini seyretmek işin keyifli kısmı)
Sakız çiğneyen,iğde yiyen,oyun oynuyor gibi görünüp laf dinleyen, artık konuşmaktan, yeni kelimeler denemekten çekinmeyen, bilgisayarda müzik dinlemeyi sonunda keşfetmiş gözünü “abi abi iyaiyayaoo” // türkçe uppzz pardonn ingilizce 😀 meali Old MacDonald had a farm, ee-eye, ee-eye oh// diye açan ve dakikalarca bilgisayara bakmaktan –çok çok fena üzgünüm ki sonunda oldu– keyif alan… minik tatlı bir canavar işte..
Bizim için dip not : bu hafta Erin babaannesinde kaldı iki gün üstüste.. ben oğlumu pek tabii özledim.. babaannesi ve dedesi bulutlara çıktılar, ben dinlendim, işe gittim çalıştım, evde işlerimi toparladım, bayağı bir yalnız anne günleri geçirdim.. hiç bir sorun çıkmadı.. beni hiç aramadı ama “abi abi iyaiyayaoo” için telefon etmek durumunda kaldılar :S bilgisayarı açtım ve beyfendi telefondan şarkılarını bir doz dinledikten sonra “babayy” dedi bana!!
Comments(10)
Acalya says:
21 Kasım 2008 at 09:14Aferin Erin`e! başka diyecek birşey bulamadım ne denir ki?!
BEBE-ERTESİ says:
21 Kasım 2008 at 10:17Avcunun ayasıyla ağzına ittirdiği iğdeler yüzüne gözüne de bulaşmış. Sabah sabah gönlüm şenlendi. İlahi Erin, ellerine sağlık Ayça :)))
Nilgun says:
21 Kasım 2008 at 11:09bence de afferin erine, biliyorsun kulak icin cok faydali sakız ciğnemek, hele şu kış zamanlarında
Seren says:
21 Kasım 2008 at 12:25Zaman ne kadar cabuk geciyor, inanilmaz! Sanki dogdugu zamanki yazilarini okumam dun gibi.
Hakikaten aferin Erin’e!
turkan says:
21 Kasım 2008 at 12:26bu blogta okumaktan en hoşlandığım şey erin’in neler yaptığı.her sabah ne yediğini, dakika dakika ne yaptığını yazsan okumaktan sıkılmam o derece 🙂
lale’de açık seçik diyolog kuruyor.birkaç şarkıyı baştan sona anlaşılır bir şekilde söylüyor. konuşması çook hoşuma gidiyor.
songül says:
21 Kasım 2008 at 14:17ya ayça hayııııır, babayyy deme deseydin, kalk evine gel deseydin… oyle bildiğimi yaparım ayakları çekme deseydin… ufff ben bu gelecek gunleri dusunmek istemiyorum. kıskanç anneler kulübünü kuralım diyorum 🙂
cihan says:
21 Kasım 2008 at 18:31Ayçaa yazını annemle beraber ve yüzümüzde kocaman tebessümlerle okuduk:)))annemlerin izmirdeki evin etrafın iğde ağaçlarıyla dolu..ben bu yaz doydum yani anlayacağın(bu arada bende iğde çok severim.)
istersen bu yaz erinle derin’i iğde yemeğe götürürüz İzmir’e:))
Öptük senii
kiraz says:
22 Kasım 2008 at 18:33Aa nasıl yiyor inanamadım 🙂
O parmakları ısırmak istiyorum 🙂
BETÜL KÖROĞLU says:
24 Kasım 2008 at 11:30yerim ben onun abi abi iyaiyayoo sunu… Bende çok severim iğdeyi 🙂
sevgiler
nalan güler says:
28 Kasım 2008 at 11:10ayça,ankara /batıkent sokakları iğde dolu,kimse bakmıyor yüzüne
gel de erinle toplayalım.
sevgiler