Sağlıklı çocuk yemekleri‘nden aldığım bu tarif çok lezzetli hem de besleyici hem de aktivite kaynağı 😉
Şekeri hayatımızda eser miktarda barındırsak da arada böyle küçük tatlı kaçamaklar yapıyoruz biz 😉 En sevdiği ise karıştırmak ve sonra tencere dibini yalamak tüm çocuklar gibi..:)
İşte tarifi:
1 lt süt
3 yemek kaşığı mısır nişastası, silme
2 yemek kaşığı un, silme
5 yemek kaşığı kakao, silme (ben 2 kaşık kakao 3 kaşık keçiboynuzu unu koydum)
1 yumurta
3/4 bardak şeker (tatlı sevenler- çayı şekerli içenler- 1 bardağa kadar koyabilir) (ben daha az şeker koydum)
1 çimdik tuz
1 yk tereyağı (ben yarım yk kaşığı koydum)
Yağ dışında tüm malzemeler tencerede balon çırpıcı ile karıştırılır.
Orta ateşte koyulaşana kadar karıştırılarak pişirilir.
Altı kapatılınca tereyağ eklenir ve hem eritmek hem de pudingi biraz soğutmak için biraz çırpılır. Ne kadar çok çırpılır, o kadar az kabuk bağlar.
Kaselere boşaltılır, oda sıcaklığına gelince buzdolabına kaldırılır.
Comments(25)
migi says:
1 Aralık 2008 at 13:54ne güzel:) bende çok severim pudingi,tatlıyla aram olmasada yani hamur tatlıları sevmem ama pudingin hatrı sayılır bende;)
tüm çocuklar gibi demişsin ya orayı düzelteyimistedim,benim kızım tatlıyı hiç sevmiyor:(
pekmezi balı deveyi hendekten atlatıyoruz vermek iiçin,çay diye kandırıyoruz arada,sulandırıp:S
yemekten bukadar kaçan bir çocuk daha görmedim ömrümde,buda bana en büyük sıkıntı…
öpüyorum balböcüğü..
kiraz says:
1 Aralık 2008 at 14:00Çok güzel gözüküyor çok severim puding!
Afiyet olsun, Erin’cik de çok sevmiş belli 🙂
AyçA says:
1 Aralık 2008 at 14:11Migi ben aslında dibini sıyırmak için demiştim sevmeyen varmıdır diye:) büyük küçük severiz hani kek yapıldımı kalanını parmakla yemeyi ya bakımdan.. ama bence sevmemesi kötü değil hatta iyi bile şeker sonuçta kullanımı ile birlikte insanlık için bir çok hastalığın kapısını açmış illet bir zehir..
yemekten kaçmak ile neyi kasttin bilmiyorum genel olarak mı yoksa sadece tatlı mı bilmiyorum ama ben her zaman Erin’in vücudunun verdiği sinyalleri dinledim. Henüz akılları ile müdahele etmediklerinden vücutlarının dediklerini yaptıklarını düşünüyorum eğer istemiyorsa bir yemeği mutlaka vücudunun bildiği birşey vardır diye ısrar etmemeyi tercih ediyorum..
Kiraz harika bir puding ama ben ölümcül diyabetik bir hayat yaşamakla beraber ağzıma dokunduramadım!!:( yine de tartıda bir gr eksilmiyorum :grrrr
aysun says:
1 Aralık 2008 at 14:26PArmakla yemeyi ne çok seviyor bu bebeler:) Ben de tencere dibini çok severdim:) Nikah günümde ( ağustosun 15 inde ) bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru görünce tencere dipleri aklıma gelmişti:P
sanalanne says:
1 Aralık 2008 at 15:19Çok özendim şimdi. Benim kızım da büyüsün biraz daha birlikte sıyırırız tencerenin dibini umarım. Hatta tarifini verdiğin o harika pudingi de birlikte yaparız:)
Nilgun says:
1 Aralık 2008 at 17:12ayça ben de kızımı mutfak işlerine dahil etmek istiyorum ama asla sandalyede durmuyor, sen nasıl durduruyosun erini, yavv bana bir öneri:)bir de üstteki resmi çekmek için nereye çıktın doğru söyle :):)
songul says:
1 Aralık 2008 at 17:12yerken ne anlatiyor acaba?
herhalde “tatlı yiyelim tatlı konuşalım”… yani çok öpücüklük bi durum bu. mesela yanaklardaki pudingin fazlası…
kiraz says:
1 Aralık 2008 at 21:17Ciddimisin Ayça ya, bilmiyordum, üzüldüm.
Tek bu olsun sağlıkla ilgili ne yapalım, geçmiş olsun 🙁 .
AyçA says:
1 Aralık 2008 at 21:33ayy yok kiraz 🙂 yanlış anlattım diyetteim demek istemiştim :S hay allah …
Banu (BaL) says:
1 Aralık 2008 at 22:47Pudingi çokkk seven ben, yeni yeni evde yapılan pudingin çokkk daha keyifli/lezzetli olduğunu keşfettim. Hele anne/çocuk bir arada yapıp, yemek kim bilir ne zevktir 🙂
derya says:
1 Aralık 2008 at 23:16ewt aynı siteden aldığım tarifi bende yapıyorum.pudingi dökmeden kasenin dibine bir parçada kakaolu kek koyuyorum eşimde çocuklarda bayılıyor bu tatlıya.kek pudingin sıcağıyla yumuşacık oluyor…ımmmmm
AyçA says:
1 Aralık 2008 at 23:28banu işin en zevkli tarafı beraber birşeyleri yapabilmek:)
Afiyet olsun Derya 🙂 öneri için teşekkürler ayrıca
migi says:
1 Aralık 2008 at 23:50Ayçacım,biz sabah kahvaltısında süperiz sadece,pekmez,bal,zeytin,peynir,yumurta,tereyağı,arada domates,salatalık:)bunun dışında yemek ana yemek yani,hiç yok sinyal vermiyor Nisa(ulaşılamıyor):)birde vazgeçemediği yoğurt var unuttuğum..
AyçA says:
1 Aralık 2008 at 23:54diğer öğünleri de kahvaltı gibi vermeyi denedin mi ? 🙂
çocuk biliyor ana öğün kahvaltı kuvvetli yap gerisi boş..keşke bende yapabilsem biraz bunu 😀
Acalya says:
2 Aralık 2008 at 07:55mmmmmm ben yerim bunu, Tammo`dan kalirsa bana tabi…Dante bekleyedursun, daha ne kakaoyu, ne sekerli biskuviyi, ne pekmezi, ne cikolatayi, ne keki, ne kurabiyeyi biliyor, dis kasima biskuvisi bile vermedim damak tadi olusmasin o tur seylere karsi diye…bal da herhalde hayati boyunca 1 cay kasigi anca yemistir, o da yaptigim cilekli milk shake`e kattigimda…az sekerli sutlac, az sekerli muhallebi falan yiyedursun…ay igrencim!
Acalya says:
2 Aralık 2008 at 07:57yine okudum yazdigimi da, `damak tadi olusmasin onlara karsi` falan gibi sacma bir cumle kurmusum…anladin sen beni, yani olusmasin oyle damak tadi falan gibi birsey demek istedim. offf 🙂
AyçA says:
2 Aralık 2008 at 09:30🙂 anladım anladım 😉
Bizde de “karneyle” veriliyor böyle şeyler iki haftada bir kek yiyebilir ama pekmezle yapıyorum ama kurabiye kek oldu mu deli oluyor :S yine de biliyorsun pekmez kullanıyorum.. sütlaç falan pek yapmam zaten muhallebi bebekken bile vermedim kakao kullanmak istediğim yerlerde de keçiboynuzu kullanıyorum ben yağı az ve besleyici hatta bir yazı vardı onunla ilgili bende vaktim olursa yazarım keçiboynuzunu kakoya tercih etmek için yazılmış..
Erin kahvaltıda bal yiyor ama marketten aldığım balı değil vermem kendim de yemem.. buluyorum bir yerlerden hep denk gelirse köy möy 🙂 gelmezse benim evde yaptığım reçeli yer.. valla 1,5 yaşından sonra izin verdim artık bunlara artık vücudu tolere ediyor diye ama tabii sınırları var hiç vermezsem olmaz diye düşündüm tek hiç vermeyeceğim şey: lolipopolar şekerler cipsler gibi ıvır zıvır yoksa evde yaptığım keki kurabiyeyi yiyebilir 😉
hele ki o lolipopolara deli oluyorum bırak şeker olmasını ya sopasından çıksa ya..bir de hastanelerde vermiyorlar mı çocuklara deli oluyorum!!! 🙁
AyçA says:
2 Aralık 2008 at 12:01Aslı ben büyük konuştuğumu düşünmüyorum: sadece vermeyeceğim..
Bu ailenin eve giren beslenme alışkanlıkları ile doğru orantılı: bir markete girdiğinizde hiçbir zaman şekerlerin olduğu reyona gitmiyorsanız çocuğunuzunda gitme alışkanlığı olmaz.. masaya kola gelmiyorsa kola nedir bilmez eve cips girmiyorsa çocuk bunu da bilmez..
bizim eve kola cips lolipop v.b ıvır zıvırlar HİÇ ama gerçekten hiç girmedi //bazen ben diyet kola içerim ama dışarıda// evinizde kola içen biri varsa “bak yavrum bu tü kaka” diyemezsiniz değil mi?? ya da televizyon karşısında cips keyfi yapan biri varsa ??
Herşeyin farkında olan Erin henüz lolipop cips falan gibi şeyleri tutturmadı çünkü bilmiyor ama hiç görmedi değil.. geçenlerde bakkalda yere koymuşlardı bana baktı” anne abii” yani anne bunlar abinin dedi.. farkında bile değil ki ne olduğunun talep etsin.. bilmem anlatabildim mi ?..
Eğer vermek istemiyorsan bunu ona anlatabilirsin.. bir arkdaşımın oğlu //GÜLİN OKUYORSAN TECRÜBENİ PAYLAŞ LÜTFEN// bildiğim kadarıyla okulda verilen lolipopu bile eve annesine getiriyor!!!.. bu kadarı da fazla mı?? bence değil.. onun yerine eline meyva verilse fena mı olur??.. bazen Erin bisküvi diye tutturuyor hemen alternatif olarak kuru kayısı ceviz ya da elma muz gibi birşeyler veriyorum ya da küçük bir tabakta azıcık dut kurusu.. tamamen alışkanlıklar ile ilgili..bu konuda Açalya damak tadı oluşmasın demiş ya damak tadından önce eli alışmasın 😉
bunlar “bence”ler tabii..
burcu says:
2 Aralık 2008 at 15:33Ayça ben en çok mutfak işlerimde Erinle birliktelik sağlarken güvenliği nasıl sağladığını merak ediyorum. Mesela resimdeki gibi tencereyi karıştırırken üzerine devirebilir, tencerenin kenarından tutabilir, göz açıp kapayana kadar yapıveriyorlar çünkü. (gerçi resimde tencere sanırım henüz ısınmamış başlangıç çünkü)Ne bileyim bende birlikte yemekler yapalım istiyorum ama korkuyorum yanar diye.
AyçA says:
2 Aralık 2008 at 15:38Burcu, ocağın önünde fotoğrafta belli olmayan bir koruma var onun üzerinden kolu uzanıyor tencereye.. yani dökülse bile üstüne gelmesi pek mümkün değil..bu koruma ankastre ocaklar için olan bir koruma normal ocaklar için varmı billmiyorum.. zaten çok sıcak yemekleri pek tabii beraber yapmıyoruz bir de eğer beraber birşey yapıyorsak “bir” tane oluyor ve benim dikkatim sadece onda oluyor..
tencerenin kenarından tutması meselesinde ise.. erin sıcağın ne olduğunu bildiği için elini sürmeyi denemiyor bu yüzden ben korkmuyorum .. belki önce sıcak soğuk anlatmak öğretmek gerekir..
genelde ocak kenarında değilde hamur açma kurabiye yapma kek hamuru hazırlama gibi işlemlerde beraber iş yapıyoruz.. sıcak olarak bu ilk deneyimdi 🙂
migi says:
3 Aralık 2008 at 01:42yine ben:)
bu sefer bişey sormaya geldim,benim kızım yanlız büyüyen bir çocuk,bu yüzdende bensiz yada babasız asla oyun oynamıyor,yanında birimizi istiyor mutlaka,işim olupta kalkarsam yanından anında dibimde bitiyo:)bir dünya gerekli-gereksiz oyuncağı var ama onlara da ilgisi yok denecek kadar az:(ona güzel bir aktivete oyuncak almak istiyorum bu konuda resimlerden de gördüğüm gibi siz daha tecrübelisiniz Erin le,sence nasıl bişey almalıyım,aldığım bi işe yarasın istiyorum çünkü,pekte ucuz değiller çünkü o yüzden soruyorum:)
AyçA says:
3 Aralık 2008 at 11:14Migi,
Öncelikle ben Montessori felsefesini anladıktan ve kendimizi eğittikten sonra oyuncak meselesine bir çözüm getirdim kendimce: almıyorum!!.. çok az oyuncağı var ve genelde evdeki eşyalar ile oyuncak yapma yolunu tercih ediyoruz.. Erinde tek başına pek kalamayan bir çocuk ama bununla ilgili çalışma yapıyorum çünkü kendi başına da oynamayı öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerekli-gereksiz çok oyuncak kısmının gereksizlerini ortadan kaldırabilirsin mesela öncelikle.. gerekli olanları da bir kaç parçaya bölüp dönüşümlü olarak çıkartabilirsin. Oyuncakları sınıflarına göre ayırabilirsin ve bir de evde yaptığın işlere kızını ortak edebilirsin..
Montessori listesine üye olursan bu konuda geçmiş mailleride okursan eminim güzel bilgiler edineceksin bir de blogumuza bakmanı önereceğim: http://montessoriegitimi.blogspot.com/search/label/Montessori%20Bilgisi
burada odayı nasıl düzenlemengerektiği ile ilgili birçok bilgi bulabilirsin .. odayı düzenlemek, çocuğa düzenli önceden hazırlanmış bir çevre sunmak birçok şeyi değiştiriyor..Bir oyuncakla oynayıp işi bittiğind eyerine kaldırması sonra başka bir oyuncağı alması gibi özellikleri yavaş yavaş edindiği zaman kızında daha mutlu olacak göreceksin.. bir de oyun gruplaını tavsiye edeceğim yalnız büyüdüğünü söylediğin için. Bir çocuk büyürken çocuklara ve hayvanlara mutlaka ihtiyacı var
sevgiler
ceyda says:
21 Ağustos 2009 at 09:22Ne kadar da tatlı o çocuklar yerim ben onları
songül says:
1 Şubat 2010 at 23:48ya silme ne demek anlamadım 😀
AyçA says:
2 Şubat 2010 at 09:25Kaşığı doldurduktan sonra üstündeki fazlalığı alıp düzleştirdiğin zaman silme olur :=)