Emzirme haftası yaklaşıyor. 1-7 Ekim haftası emzirme haftası olarak kutlanıyor. Hemen her sene emzirme haftasına yönelik yazılar yazıp, etkinlikler yaptım. Emzirmeyi destekleyen çokça yazı yazdım. Kendi emzirme serüvenim, sezaryen ile doğum yapan annelere destek çıkan yazılarım, emzirme farkındalığı için açtığım sergi. Emzirmenin önemine bir çoğumuz gibi çok değer veriyorum. Ancak bu tarz yazıların herhangi bir sebepten dolayı emziremeyen annelerin de gönlüne düştüğünü çok iyi biliyorum. Lütfen alınmayın. Hepimiz bir çok sebepten doğru olduğunu bildiğimiz davranışları hayatımızın bir çok alanında sergileyemiyoruz. Mesela ben normal doğum yapamadım. Normal doğum yapamayan annelerin de en önce bayrak taşıyarak savunucusu oldum. Emziremeyen annelere de bir şekilde destek olmaya çalıştım. Yine de normal doğum dedim yine de emzirme diyeceğim lakin!
Erin’i ilk 7 ay sadece anne sütüyle besledim. Bunun çok basit olduğunu, zaten sütün vardı tabii ki emzirirdin diyen cümleleri görür gibiyim. Maalesef o kadar basit olmadı. Hastaneden eve geldiğim gece kolumun altına doğru kocaman bir şiş ile ağrıdan öleceğimi zannettim. Hastaneye telefon ettiğimde şimdilerde artık çok değerli bir arkadaşım olan emzirme danışmanı Beyhan kolumun altına donmuş lahana yaprağı koymamı, ödemi alacağını ve bol bol emzirmemi yetmiyorsa sağmamı söyledi. O lahana yaprağının kokusu ömrümce burnumdan gitmeyecek! Ve ben sütün bu şekilde geleceğinden bihaber yeni bir anne olarak ne sağma makinesine ne de sağsam bile onları saklayacak kutulara sahiptim. Erin ise sarılığı yüksek olduğu için azıcık emip hemen uykuya dalıyordu. Ertesi güne kadar ağlaya ağlaya bir gece geçirdim. Bir şans mastit olmadım. Sonra gelsin sağma makinesi, kutular, sağma saatleri. Her emzirmeden sonra emzirmediğin memeyi sağ, dipfirize koy, makineyi yıka, kaldır tam uyumaya gelsin sıra Erin uyanır rutin tekrar başlar. Evin içinde bir elimde sağma makinesi, bir elimde kutu, üstüm başım darmadağın bir lohusayım o günler! Bıkmadan usanmadan, çokça söylenerek, bolca ağlayarak, normal yaşamıma geri dönemeyeceğime inanmış bir şekilde aylarca yaşadım. Bir inek olduğumu düşünmekten başka yapacak işlerim de vardı : yemek yapmak, ortalığı toplamak, bebeğime bakmak bu arada kendime bakamamak. Ne de olsa annem bir süre sonra evine dönmüştü en nihayetinde. O zamanlar sosyal medya, bloglar, ortak dertleri paylaşacağın anneler de bu kadar çok değil. Sadece ben varım sanki bu hayatta emziren ve bebeği olan gibi bir duyguyla yaşıyorum. Bu arada yazıyorum arada gelen yorumlardan yalnız olmadığımı anlıyorum, rahatlıyorum ama kısa sürüyor bu rahatlamalar. Erin az emiyor, doyuyor ve uyuyor geri kalan sütün sağılması gerekiyor. 30 yaşıdan tüm iş ve sosyal yaşamını bırakmış bir yeni anne olarak evde tek başıma 4. ayın sonunda havlu attım : Doğum sonrası depresyon hoşgeldin! dedim. Ve bir anda o şakır şakır gelen süt ortadan yok oldu. Ben çocuğumu 6 ay sadece anne sütüyle besleyecektim!!! Neyse ki dipfiriz yorgunluktan ve uykusuzluktan geberdiğim gecelerde sağdığım sütlerle doluydu. O sütler derin dondurucu ile arabaya yerleştirildi ve bizimle beraber Gelibolu’ya yazlığa geldiler. Kayınvalidem fırçayı attı ” sütüm gitti gitti diye dolanırsan süt alınır gider git biraa yüz gel sen bakim” diye! Bu arada donmuş sütlerimle besledim Erin’i, boş meme emzirdim ve süt olsun diye önüme gelen her haltı yiyip içtiğim için doğuma gittiğim kiloma tekrar ulaştım! yaklaşık 3 hafta içinde oldu bunların hepsi ancak tüm uğraşım sonucunda 5. ayda tekrar emzirebilmeye başladım. Bu macera Erin 21 aylık olana kadar devam etti. Aklımda hep ” bir bebeği evlat edinen annenin 2 sene emzirdiği” hikayesi vardı.
İstediğim kadar uzun emziremediğimi düşünüyorum geriye dönüp baktığımda. “Yuh” deme okuyucu herkesin bir çıtası var günün sonunda. Emzirirken ” off yeter çok yoruldum” dediğim zamanlar çok fazlaydı. Sonra yavaş yavaş ofise gitmeye başladım, evde oturmaktan çok sıkılmıştım. Sabah emzirip çıkıyordum akşam da eve geldiğimde. Erin 21 ayına gelmişti. Bir gün ofiste ani gelen bir titreme ve ateşle mastit olduğumu öğrendim. İlk gece paçayı kurtadığım mastit 21. ayda başıma bela oldu o gün. Doktora gittim. Doktor ” e tamam artık bence emzirdiğin yeterli, demek ki randımanlı emziremiyorsun sütün birikiyor ki mastit oldun. Bu mastit ya başta olur ya da artık sona yaklaşıldığında. Fırsatını kullan bırak emzirmeyi zaten antibiyotik kullanacaksın” dedi. O sütü sağıp dökmek kadar acı bir şey yoktu diyemeyeceğim daha acısı vardı: Beni hiç bırakmayacağına inandığım oğlum, annenin memesi hasta oldu artık süt yok dediğimde ” tamam” dedi ve sadece 3 gece mırıldandı, sonra unuttu! Esasında benim onu bırakmaya hazır olmadığım gerçeğine o zaman aydım. Normal doğum yapamamayı atlattım ben ama emzirmeyi o şekilde bitirmiş olmayı hala atlatabildiğime inanmıyorum. Sırf emzirmek için 10 çocuk yapabilirim. Birden terk edilmiştim! Daha bana naz yapıcaktı ya ?? Yapmadı. 1 ay sonra nasıl emidiğini bile hatırlamıyordu. Hala bunu yazarken gözlerim doluyor be okuyucu! Keşke o doktoru ben dinlemeseydim! Hangi vakit hangi doktoru dinlemiştim ki ben o zaman dinledim hala kafam almıyor!
Diyeceğim şu ki: emzirmek çok yorucu, çok zahmetli, meşaketli, fedakarlık isteyen bir mesai. değerini ise bittikten sonra fark ediyor insan. Emzirmeyi değil de büyük bir bağı kesip atıyorsun o göbeğinden bağlı olduğun varlıkla. Kocaman bir kordon şak diye kesiliyor, bir daha o güçlü bağın yerine bir şey koyamıyorsun. Gel göğsüme uzan iki dakika sevim seni dediğinde öylesi gibi olmuyor, özlüyorsun. İlk günler o mideni bile bulandıran süt kokusunu özler oluyorsun, sütün değil süt kuzunun kokusu olduğunu bittikten sonra fark ediyorsun.
Emzirme haftası kutlu olsun,
Emzirin kuzucuklarınızı son bir damlasına kadar
Her bir damlası altın : Anne sütü .. boşuna demedim ..
Ah bir de bu yazıyı yazarken dönüp dönüp fotoğraf aradım. Bunca ay emzir ama hepi topu 3-5 fotoğrafın olsun. Her ayında çekseymişim keşke dedim. Fotoğraflar anıları canlı tutan, buram buram özlediğin o kokuları ruhuna geri getiren.
Comments(5)
Ayça Oğuş (@AycaOgus) says:
30 Eylül 2014 at 17:39Emzirme İtirafları – http://t.co/upJl8a74xO
@Emzirme_Reformu says:
30 Eylül 2014 at 19:32Emzirme haftasi yaklasirken “Emzirme Itiraflari”
http://t.co/orAMFVckNd http://t.co/gjr8tzaxOP
Pınar Onaran Altin (@mom2Damla) says:
30 Eylül 2014 at 22:08RT @AycaOgus: Emzirme İtirafları – http://t.co/upJl8a74xO
Didem says:
1 Ekim 2014 at 14:54Sevgili Ayça,
Sanırım bu yazı şu anda tam da ihtiyacım olan şeydi! Sağol
Ayça Oğuş says:
1 Ekim 2014 at 16:00:=)) Ne güzel o zaman :=) kolay gelsin