Nur yağıyor canım eskiye.
Tuna Tüner dinliyorum geçen diyor ki :” biz kuşak olarak yas tutan bir kuşağız haberimiz yok!
Otobüse biletle binerdik gitti kaset dinlerdik gitti çocukluğumuzun gofretleri yok!!”

Uzun düşündüm üstüne. Çocukluğuma ait bir şey görünce almak istiyorum. Bazı sabahlar “bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç” diye mırıldanarak uyanıyorum. 30’lu yaşlarımda taşımak istemiyorum dediğim albümleri günlükleri çöpe attım. Dal budama yapayım derken köklerimi çekip atmışım. Tam da yasınızı fark edin dediği yerde duydum bu cümlemi.

Kına kına likörü bunları hatırlattı kısaca. Sen kendi içinde yazıyı uzatabilir çocukluğuna gidebilirsin.
Ben en çok tipi tip sakızı ve Kalamış sahile park yapılmadan önceki hâlini özlüyorum. Ah ben Kalamış ‘ı çok özlüyorum ♥️ bahçesinde ıhlamur ağacı olan yatak odamın içine dalan dallarını özlüyorum. En çok ıhlamur koklayınca buğulanır gözlerim.

Peki
#Çanakkale de Perşembe günleri bit pazarı var. Annem düzenli gider. Ben kaotik buluyorum diye gitmem pek. Ama eskiyi severim, bir arkadaşım kıyafetlerini verecekse önce bana göster derim. Onun eskisi benim yenim. Gittim.
Akıl almaz şeyler var pazarda.
Fotoğraflarda görebilirsin.

Bir perşembe günü etkinliği olabilir.
Perşembe #TBT günü ne de olsa.

Ben şu minik likör şişelerini aldım, içinde likör bile var.