Sağlık odaklı ürünleri ile annelerin hayatını kolaylaştıran Philips AVENT, “Philips AVENT Anne Okulu” sosyal sorumluluk projesi kapsamındaki ikinci eğitim programında Gelişim Psikoloğu Dr. Aletha Solter’le birlikte anne ve anne adaylarını bilgilendirdi.
Solter, “Bebekler Neden Ağlar” temasıyla gerçekleştirdiği eğitimde katılımcılara; “Bebeğiniz neden stres yaşıyor? Travma kaynakları nelerdir? Bu sinyalleri nasıl tanıyacak ve nasıl ayırt edeceksiniz? İyileştirici dokunuş/tutuş nedir? Bebeğinizin, gerginliğini içinden atmasına nasıl yardım edersiniz?” gibi sorulara cevap verdi
Bugün 2 saat süren bu semineri özetlemem kolay olmayacak. Dün bir giriş yapmıştım, genel hatlarıyla Aletha Solter kimdir? , nasıl bir teorisi vardır gibi bilgileri kısaca yazdım. Buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi de dilim, elim döndükçe bugün neler dinledik onları paylaşacağım. Lütfen diğer paylaşacak katılımcılar bu yazının altına linklerini bıraksınlar herkes bir ucundan yakalamıştır 🙂 Ayrıca Twitter üzerinden #AventOkulu hashtagi ile tüm paylaşımları okuyabilirsiniz. Yarın sıra
Ceza ve Ödülün Ötesinde Disiplin seminerinde
https://www.facebook.com/events/120541311424787/
Tarih: 16 Eylül 2012 | Saat : 09:30 – 13:30 | Yer: Cihangir Yoga İstinye | Ücret: 150TL / (eşlere %50 indirimli)
Öncesinde Solter’ın kitaplarından bahsetmek istiyorum. 3 tane kitabı bugüne kadar Türkçeye çevirilmiş, darısı diğerlerinin başına.
Bilinçli Bebek : 0 – 2 yaş dönemini kapsıyor
Çocuğunuza Kulak Verin : 2 – 8 yaş dönemini kapsıyor
Çocuk Yetiştirme Rehberi : Doğumdan yetişkinliğe uzanan bir dönemi kapsıyor
Onu ödüllendirirken ve cezalandırırken aslında ne yapmakta olduğunuzu biliyor musunuz ?
Ölçüsüz isteklerine karşı nasıl davranmalısınız sınırlarlar koyuyormusunuz O bir sinir krizine girdiğinde ne yapıyorsunuz ?
Çocuğunuzun doğasını anlamak ve onu en mükemmel şekilde yetiştirerek uyuşturucu, alkol, kumar ve diğer bütün zararlı bağımlılıklardan korumak için bu taktikleri mutlaka öğrenmelisiniz!
Çocuklar fiziksel siddete %80 oraninda ağlarken maruz kalırlar diyor Aletha, çocuğun ağlaması ebeveynlerin kızgınlık ve yetersizlik duygularına kapılmasına neden oluyor. Bebeğiniz ağlarken neler hissediyorsunuz? Üzgün, çaresiz, yetersiz, suçlu, kızgın, çok kızgın? Annelerin çoğu bunu hissediyor
Geleneksel açıklamalarda bebeğin 3 sebepten ağladığını düşünüyoruz:
– Gaz sıkıntısı. ( bebek suçlanıyor)
– Alerji ( süt suçlanıyor)
– Psikososyal teori , annenin düşmanca tavırları ( anne suçlanıyor)
Günümüzde artık anneyi suçlayan bu teori geçerli değil ve ağlayan bebeklerin sadece %5 ‘i kolik olduğu için ağlıyor. Bebekler ilk 12 haftalarına günde 1 saatten fazla ağlayabilirler ve bu tüm Dünya kültürlerinde aynıdır : bebekler ağlar ancak en çok 6. haftalarında ağlarlar.
Bazen ağlamayı bastırmak için çok çaba sarfederiz. Buna gerek yoktur, ağlamak duyguların ifadesidir ve gereklidir.
Bebeklerin ağlamalarının iki sebebi vardır: İletişim (fiziksel temas, beslenme, uyarı alma) ve stres (fiziksel sıkıntı, duygusal sıkıntı, birikmiş stress) ve bebekler tüm bu ihtiyaçları giderilse bile ağlarlar. O zaman ne yapmalı?
Onu kollarınıza alın, güven duygusu verin,ağlamasını dinleyin! Ağlamasına izin verin.
Bebeğimiz ağladığında ona, kendini ifade ettiği için onunla gurur duyduğumuzu söylemeliyiz
AĞLAMANIN POZİTİF İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ VARDIR! Gözyaşının biyokimyasal yapısına bakılarak ağlamanın stresi aymak için faydalı olduğu yapılan araştırmalar ile doğrulanmış. Duygusal olarak akıtılan gözyaşı ile soğan kaynaklı göz yaşı karşılaştırıldığında duygusal göz yaşında yüksek oranda stress hormonu varmış Bununla ilgili bilgi Çocuğunuza Kulak Verin kitabında bir bölümde anlatılıyor. Progesteron göz yaşını arttıran bir hormondur diyor araştırma ve hamilelerin, yeni doğum yapmış annelerin ağlıyor olması aslında vücudun doğal bir savunma mekanizmasıdır ve stress kaynaklı toksinleri göz yaşı yolu ile atarak fetusa ve bebeğe geçmesine engel olmaktadır. Bu bilgi neden lohusayken o kadar çok ağladığımı açıkladı bana. Kayın-annem “biz de lohusa olduk ama bu kadar ağlamadık”demişti bana. Yanlış bir şey yaptığımı düşünüyordum o zaman ağladığımda ve ne yazık ki kimseler görmeden ağlamaya başlamıştım o günden sonra. Elimde değildi, bebeğim ağlıyor ben ağlıyordum, gülüyor ağlıyordum, emiyor ağlıyordum, gaz çıkartıyor, uyuyor her ne yapıyorsa ağlıyordum şimdi görüyorum ki iyi ki ağlıyordum 🙂 Ağlamak psikolojik olarak sadece bebeği değil bizi de rahatlatıyor o yüzden ağlama alanınıza izin verin ve ben çok rahat ağlayabilen bir insan olduğum için kendimi suçlamaktan bugün itibariyle geri dönüş yaptım! Boşuna dememiş Sezen Aksu : “ağlamak güzeldir süzülürken yaşlar gözünden sakın utanma” diye ya 🙂 Ağladıktan sonra rahatlamayan var mı? Ayrıca araştırmaya göre ağlamak kan basıncını, kalp atışını ve vücut ısısını da düşürerek dengeye alıyormuş.
Peki bebeklerin gayet rahat bir hayatı var, her ihtiyaçları karşılanıyor, iş yok güç yok, bu stres nereden çıkıyor?
– Annenin hamileyken yaşadığı stresler. Mesela 3 aylık hamile bir annenin kendi annesini kaybetmesi örneğinde üzüntü ve stresi fetusa geçirebilmesi ve doğduğu zaman bebeğin ağlıyor olması normal bir durumdur çünkü hamile bir anne stresli olduğunda bu hormonlar plasenta yoluyla bebeğe geçer
– Doğum travmaları, uzun süren doğumlar. Aletha oğlunun doğumunun 48 saat süren zorlu, uzun ve travmatik bir doğum olduğunu anlatıyor ve oğlu doğduktan sonra çok ağlıyormuş özellikle baş kısmına masaj yaptığında çünkü doğum sırasında çok fazla baş kısmına baskı almışi kanala takıldığı için. O da başına masaj yaparak ağlamasına izin vermiş her zaman böylece biriken stressi ağlayarak bebek dışarı çıkartabiliyor diyor.
– Karşılanmayan ihtiyaçlar, özellikle fiziksel temas ihtiyacı, ağlamadıkları zaman da bol bol kucaklanmalılar. Bebeğin aileyle fiziksel ve duygusal temas kurması çok önemlidir. Bebeğinizle ten teması onu daha mutlu büyütmenizi sağlar, onunla birlikte uyumaktan korkmayın.
– Aşırı uyarılma. Bebeklerin ilk yıllarında beyni ve bilinci çok açık, bazen fazla uyaran oluyor, bu stres yaratıyor. Tüm gün boyunca 3 mağaza gezip sonra da bir toplantıya giderseniz bu bir çocuk için çok fazla uyaran demektir ve ağlaması kaçınılmazdır. Siz çok iyi bir ebeveyn de olsanız bebekte stres olur ve ağlar.
– Acı ve acıyı hatırlama. Gündüz acıyan bölgeye akşam banyoda dokunun, hatırlar ve duygusal ağlama başlar. Kendi oğlundan örnek verdi. Parka sevgi dolu bir köpek oğlunu yalamak istemiş ve oğlu korkarak ağlamaya başlamış ama kendisinin acelesi olduğu için ağlamasına izin vermeden oradan ayrılmış sonra tabii ki ağlaması geçmiş ancak gece uykusunda sokaktan gelen köpek seslerini duyunca uykusundan ağlayarak uyanıp ” dog, dog” demeye başlamış. Genelde çocuklarımıza “aa ne var ağlayacak çok tatlı bir köpek seninle oynamak istiyor” deriz ancak çocuk korkmuştur ve korkusunu yaşaması ağlamasına alan açması gerekmektedir. Bebek ve çocuklarda fiziksel acı duygusal acıyı tetikleyebilir
– Fiziksel acı
-Diğer korkutucu deneyimler
Peki ağlamayı nasıl sakinleştiriyoruz?
Ağlamayı kesmesini söyleyebliyoruz, ceza verebiliyoruz, çocuğu ortamdan uzaklaştırabiliyoruz, utandırabiliyoruz, dikkatini dağıtıyoruz ( konuşarak, müzik dinleterek v.b) emzik ya da benzeri sakinleştirciler kullanabiliyoruz, çocuğun acısını önemsemeyebiliyor ya da yok sayabiliyoruz ( aa yok canım birşey geçti geçti gibi ) ağlamamsından dolayı ona övgü yağdırabiliyoruz ( aferim benim cesur oğlum bak ağlamadı hiç gibi) ya da ilaçlar verebiliyoruz ( sakinleştirciler anti depresanlar)
Genel Kontrol kalıpları neler peki ? ( ağlamayı bastırmak için yapılan alışkanlıklarımız ya da bağımlılıklarımız) Bu liste çok uzayabilir bunlar bazıları:
İlaç kullanımı ( kafein, alkol, nikotin, sakinleştiriciler, uyuşturucular) , aşırı yemek yeme, tırnak yeme ya da diğer tikler, kasların gerginliği, aşırı aktivite ve diğer bağımlılıklar ki bunların içine tv, kumar, alışveriş, twitter, facebook dahi giriyor)
Eğer başım aşırı ağrıyor diyor Aletha omuz bölgemi çok kastığım için oluyor ve o zaman anlıyorum ki çok iyi bir ağlamaya ihtiyacım var ve ağlayınca bütün o ağrı geçiyor.
Bebeğin ağlamasını durdurmak için yaptıklarınız ilerde kontrol kalıplarına ve bağımlılığa yol açabilir
Sallamak v.b –> hiperaktivite veya yerinde duramama.
Sürekli emzirmek ya da biberon ile beslemek –>> emzirme ya da beslenme bağımlılığı
Emzik v.b. sakinleştirici vermek –> emzik bağımlılığı
Konuşmak, şarkı söylemek, oyuncak vermek –> yalnız kalamama gibi alışkanlıklar
Beşiğinde bırakmak ve umursamamak –> parmak emme, battaniye bağımlılığı
Sakinleştirici kullanmak –> İleride uyuşturucu bağımlılığı
Gece uyanmaları için ise ( 6 aydan büyük bebekler için)
— Ağlamaya bırakmak –> güçsüz, sinirli,güven kaybetme gibi duygulara neden olur
— Sürekli emzirme sallama –> bu daha çok gece uyanmasına neden olur
— Emzirmeden kollarınızda ağlayarak uykuya dalmasına izin vermek bebeğin daha iyi uyumasına, fiziksel ve duygusal olarak daha güvenli bir bağ kurmasına olanak tanır.
Ebeveynlerin uyku vaktine kadar bebekleriyle vakit geçirmeleri bebeğin uyku düzeni için önemlidir.
Ben her zaman derim doğaya bakın, yavrusu başka ağaçta uyuyan başla bir canlı var mıdır? hep göğsünde uyur diye Aletha da aynısını söyledi. Biz memeliyiz ve tüm memeliler yavrularını koynunda uyutur. Hoş ben Erin’i her zaman emzirerek uyuttum ve gece ağlamları hiç olmadı ama birlikte uyuduğumuz için uyanıp emip tekrar uykuya geçiyor yani yine gece uyanması yaşıyorduk. O zamanlar doktorumuz Hülya Sonugür de demişti bana gece emzirmeden uyumasını sağla ve sabaha kadar emzirme diye ama galiba ben doğru anlayamadım çünkü emzirmeyi öncelikli olarak kendi ihtiyacım olarak görüyor ve emmesinden çok zevk alıyordum. Aletha bebeğinizi emzirmeyin demiyor kendi çocuklarını 2,5 yaşına kadar emzirmiş sadece göğsünüzü ne zaman ve nasıl sunacağınızı doğru belirleyin diyor. Ben de bebeğimi uyutmak için emzirirdim, 2 yaşlarına geldiğinde gecede 4-6 kez uyanırdı, sebebini anlamazdım. Sonunda 2 yaşındayken birkaç gece emzirmeden ağlamasına izin verdim, o bağlılığı atlattı diye de ekliyor.
Ağlaması bastırılan bebeklerde 1-2 yaşlarında hırçınlık görülebilir.
Annesinin kollarında ağlayarak uykuya dalan bir bebek ;
Daha iyi uyur, daha sakin, mutlu ve dikkatli olur, önceki travmalarından daha kolay kurtulur, bebek sevildiğini ve kabul gördüğünü hisseder büyümeye başlayıp çocuk olduklarında daha iş birlikçi olurlar.
Çocukları ağlayan ebeveynleri nasıl desteklemeli peki?
– Onlara ağlamanın iki nedeninden bahsedin : iletişim ve stress.
– Bu stresi ve ağlama ihtiyacını nasıl azaltabileceklerini anlatın
– Onlara kendi duygularını ifade edebilecekleri yönde cesaret verin
– Biraz dinlenebilmek ve kendilerine zaman ayırabilmeleri için yardım istemelerini öğütleyin:=)
Comments(36)
Sena says:
16 Eylül 2012 at 01:11Oğlumun yuvaya başlamasından dolayı bu seminerlere katılamadım. Sizlerin özetleriyle idare edeceğim gibi görünüyor ama paylaşmadan geçemeyeceğim okuduğum en bilgilendirici özet seninkisi Ayçam. Well done !
Yonca says:
16 Eylül 2012 at 01:36Yazınızı okuyunca ne büyük hatalar yaptığımın farkına vardım, ne kadar çok doğru bildiğim yanlışlar varmış meğer, bu seminere katılmayı gerçekten çok isterdim :((
Ayça Oğuş says:
16 Eylül 2012 at 01:48Ben böyle düşünme suçlama kendini derim bende aynı senin gibi hissettim bazı yerlerde ama geri dönüşü yok değil.. ben alethanın söylediklerini harmanlayarak kendi yaşantımıza uydurmaya çalışıyorum daha öncesinde de denediklerim vardı işe yarayan şimdi dinleyince kendim için de uygulamam gerekenler olduğunu fark ettim , hepimiz çocuğumuz için en iyi ebeveynleriz bence ve yaptığımız hiç bir şeyi onlar kötü olsun diye yapmıyoruz daha önce Naomi ve Harvet Karp notlarımı da yayınlamıştım onlara da göz atabilirsin bence 🙂
http://www.pi.web.tr/naomi-aldortu-dinledim
http://www.pi.web.tr/dr-harvey-karp
http://www.pi.web.tr/harvey-karp
kitaplarını okuyabilirsin ve yarın akşam da nişantaşında bir semineri daha var http://www.pi.web.tr/aletha-solter
ÇOCUKLARDA AĞLAMA VE ÖFKE NÖBETLERİYLE BAŞA ÇIKMA
Tarih: 17 Eylül 2012
Saat : 18:30-20:30
Eğitim Yeri: İstanbul Moda Akademisi
Teşvikiye Cami Teşvikiye Mh.,34365 Şişli/Istanbul
Ücret: 80 TL+KDV
İletişim: Deniz Evlimen // 0212 233 28 38 – 0539 971 25 04 // bilgi@psikolojistanbul.com
Burak says:
18 Eylül 2012 at 13:51Karp’in kitabini okudugumda “iste bu!” dedigimi hatirliyorum. Ancak baslarda kizim bu teknigi “yermis” gibi olsa da sonralari “baba sen napiyorsun gozunu seveyim” ana fikirli cikismalarindan sonra (3 yas civarinda oluyor bunlar) hevesim kirilmis ve birakmistim. Kaldi ki her yerde uygulamak gercekten zor oluyordu.
Dunku seminer sonrasi Solter’e Harvey Karp’in teknigi konusunda ne dusundugunu sordum. Kesinlikle karsi oldugunu soyleyince biraz afalladim. Nedense cocugun duygulariyla empati kurmakla ilgili oldugu icin Karp’la uyumlu oldugu noktalar olacagini dusunmustum ama Solter’in hele kaslarini cataraktan “cocuga faydasi olmuyor” demesi acayipti.
Hazir Solter ve Karp ayni baglamdayken bunu da paylasmak istedim.
Ayça Oğuş says:
19 Eylül 2012 at 11:33Bende bunu merak ediyordum soramadım ama karp diyor ki onlar ilkel insan ve onun yaptığını tekrar et aslında bir anlamda duygularını onun dilinde ifade etmek olmuyor mu diye düşünüyorum .. bir yazı yazacağım aslında vaktim olmadı biraz karp biraz naomi biraz solter karışık 🙂 bu yorum iyi oldu 🙂 teşekkürler
Melike says:
16 Eylül 2012 at 11:35Çok teşekkürler gerçekten bir anne olarak böyle bir kaynağa ihtiyaç duyuyor insan. her kadının okumasını tavsiye ediyorum.
devrim says:
16 Eylül 2012 at 13:58yazını okuyunca seminere gitmiş kadar oldum:) kalemine sağlık… 😀
deniz says:
17 Eylül 2012 at 00:32çoçugunuza kulak verın kıtabı işime yarayabılır.biberon hiç kullanmadı kızım,ihtıyacım yok.teşekkürler=).
oZGe (ozgeninoltasi.com) says:
17 Eylül 2012 at 00:45Çok yararlı bilgiler gerçekten, ben 16 haftalık hamileyim ve anne olmadan önce bu kitapları okuyacak olmaktan çok mutluyum. Şu anda Harvey Karp “Mahallenin En Mutlu Bebeği”ni okuyorum, sırada bir kaç kitap daha var. Umarım sonunda kafası daha da karışmış bir duruma gelmem 🙂 Bilinçli Bebek kitabına sahip olmayı çok isterim. Biberon ihtiyacı konusunda da şu anda yok ama yakında ihtiyacım olacak 🙂 Sevgiler.
Elif Ayse Zorcan says:
17 Eylül 2012 at 00:50Kafamda bir cok simsek cakti yazdiklarini okurken. Kimi iyi idi, kimi bedbaht:(
Toplum baskisi yasamisiz hep. Ucakta aglayan cocuklara bakan huysuz buyukler, parkta agliyor diye ilgisiz anne ilan edilmeler, komsularin gece cok agladi yine senin yaramaz! Demeleri hepsi toplumsal aglama gerektiren seylermis 😉
Simdi 5yasini doldurmus bir oglan cocuguna ve 3yasini doldurmak uzere olan bir kiz cocuguna sahip biri olarak
Cocugunuza kulak verin kitabina ihtiyacim oldugunu dusunuyorum. Belki bana cikar, cikmazsada edinmek elzem olmustur 🙂
Yesim-Nilsmum says:
17 Eylül 2012 at 01:08Cok cok faydali bir ozet olmus gitmis kadar oldum ve neden bu kitabi okumadim dedim kendi kendime. Paylasim ve detayli ozet icin cok tesekkurler
Ecehan Koc says:
17 Eylül 2012 at 01:35Biz de isteriz bu kitaptan Ayca. Biberona ihtiyacimiz yok ama:)
duygu karataş says:
17 Eylül 2012 at 02:20Ağlamak benim için gerçekten çok rahatlatıcı sakinleştirici bir doğal tepki olsa da malesef ikiz kızlarım ağladığında ben o kadar sakin karşılayamıyorum bu durumu :(Çünkü biri ağladığında artık 9aylık oldukları için diğeri de etkilenip sebepsizce ağlayabiliyor
işim zor bu bakımdan
bu içinde bulunduğumuz duruma yardımı dokunacaksa şayet bilinçli bebek kitabına da biberona da ihtiyacımız var ,sevgiler
Ayse says:
17 Eylül 2012 at 03:24Cocuğunuza kulak verin kitabı işimize yarayabilir. Yorumlar için teşekkürler. Seminerlere katılamayan anneler için faydalı oluyor.
özlem says:
17 Eylül 2012 at 03:46Çok güzel bir yazı olmuş, faydalı bilgileri paylaştığınız için teşekkürler.
bu kitaplara bende sahip olmak isterim, çocuğunuza kulak verini okumayı çok isterim, kızım 9 aylık biberonla besleniyoruz :))
umarım şanslı kişi ben ve kızım olur 🙂 🙂
bcd says:
17 Eylül 2012 at 06:31kitaba talibim
nuket tuzcuoglu says:
17 Eylül 2012 at 09:37Cok istedigim ve ihtiyacim olan bir kitap.umarim cikar. Biberon kullaniyoruz hala.
elif says:
17 Eylül 2012 at 11:54Bilgiler icin tesekkurler. Bilincli bebek kitabi isime yarayacaktir. Biberon kullaniyoruz.
tulın says:
17 Eylül 2012 at 13:32bende kıtap ısterım – bıberon kullanıyoruz 🙂
meral says:
17 Eylül 2012 at 23:23bu seminere katılan tum annelerin paylaşımları çok bilgilendirici oldu, kendi adıma hepinize çok teşekkurler..çocuğunuza kulak verin kıtabına talıbim..
şeydanur says:
18 Eylül 2012 at 02:03Seminere katılmak çok isterdim, ama iş hayatı, şartlar, vs. işte.. Ne yalan söyleyeyim ilk haberdar olduğumda, en kötü ihtimal blogger annelerden okur faydalanırım diye kendimi avuttum. O yüzden iyi ki varsınız diyorum 🙂
2,5 yaşındaki oğlumun bir şeyleri ağlayarak isteme huyundan muzdaribim yada şuana kadar öğrendiklerim bana öyle bir gözlük taktı ve ben onu öyle tanıyorum.
“Ağlayarak istersen vermeyeceğimi biliyorsun dimi?” dediğimde; büzüşmüş dudakları, sulanmış gözleri ve titreyen sesiyle “Ben ağlamıyorum anne.” deyince içim cızlıyor, ama edindiğim öğretiler taviz verdirmiyordu. Şimdi allak bullak oldum. Ağlamasına izin vermenin tam olarak ne olduğunu kavramakta zorlanıyorum 🙁 Dengeyi nasıl kuracağım? “Bir dokun bin ah işit!” böyle bir şey galiba 🙂
Çocuğunuza Kulak Verin kitabını edinirsem çok mutlu olurum, ve galiba dolaylı olarak oğlum da mutlu olur 🙂 Biberona veda edeli baya oldu ve çevrede hemen hediye edebileceğim kimse yok, teşekkür ederim.
Aycan says:
18 Eylül 2012 at 04:42Merhaba daha yeni anneyim alethayi sizlerin sayesinde ilk defa duydum. Çok bisey bilmeden okusanda okuduklarının bir kısmını uygulayarak daha çokda icguduleriyle annelik yapılıyor sanırım keske hata yapmadan çok bilinci olabilsek alethayi duymama vesile olduğunuz icin teşekkürler bilinçli bebeği siparis verdim. Cocuğunuza kulak verini isterim. Biberon ihtiyacımda var
Özlem Güntaş says:
18 Eylül 2012 at 06:04Ben 26 aylık oğlu olan ve hala emziren bir anneyim. Bir türlü yüreğim elvermiyor bırakmaya. Açıkçası nasıl bırakacağımıda daha karar veremedim. Herkes kendin için yapıyorsun çocuk için çok zararlı desede….
Işıl says:
18 Eylül 2012 at 07:34cok faydalı bir ozet olmus, Harvey Karp’i hamileyken okumus ve cok sevmistim, bebekliginde gaz sıkıntısı olan kızımda metodları cok isime yaramıstı.
Kızım simdi 2,5 yasında, biberon hic kullanmadı. “Cocugunuza kulak verin” kitabını da okumayı isterim.
betül says:
19 Eylül 2012 at 03:573 yaşında bir oğlum var.Çocuğunuza kulak verin işime yarar diye düşünüyorum.çünkü oğlumda zorlanıyorum.biberonuda yiğenim için alabilirim:)
saricizmeli says:
19 Eylül 2012 at 05:21giderek azalan ağlama hallerimiz mevcut. ben de kitabı oldukça merak ettim.
Deniz says:
19 Eylül 2012 at 05:27Çocuğunuza Kulak Verin kitabını merak ediyorum. Biberon ihtiyacımız yok. Teşekkürler.
sevil says:
20 Eylül 2012 at 03:10😡 😆
ufuk says:
21 Eylül 2012 at 03:06Evet seminerlere katılamıyoruz ama sizler sayesinde öğreniyoruz. Çok teşekkürler… kitaplara talibim. Biberon ihtiyacım yok ama arkadaşıma hediye edebilirim.
zeynep says:
21 Eylül 2012 at 03:07Kitaplara ve biberona talibim 🙂
Şule says:
21 Eylül 2012 at 03:30Seminer notlari icin tesekkurler.38 haftalik hamileyim 4 yasinda da bir oglum var.Kitaplardan her ikisini de edinecegim icin herhangi birisi bize uyar:)
Gamze gokyildiz says:
21 Eylül 2012 at 03:36Kitap ve biberon istiyorum.)
Elif says:
21 Eylül 2012 at 04:07kitap için sansımı deneyeyim:-))
harika says:
21 Eylül 2012 at 04:24Bebişimin gelmesine 1,5 hafta kaldı. Tüm bu seminerlere gelebilmeye pek hevesliyim toparlanınca. Şimdilik kitaplarla ve sosyal medyadaki annelerin notlarıyla idare halindeyim. Kitaba talibimmm 😳
Soran anne says:
21 Eylül 2012 at 10:03Bilinçli bebek 2-8 yas arası su an bilinmez. Doguma az kaldı ama onda birazcık rdcrubeliyim herhalde. Ama Buyuk meraktayim
Ayça Oğuş says:
21 Eylül 2012 at 11:38Kitap kazananlar
Özlem ve Işıl .. Tebrik ederim posta kutunuzu kontrol eder misiniz ? 🙂
Sevgiler
http://www.pi.web.tr/wp-content/uploads/2012/09/kitap-kazanan.jpg