Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın.
{William Shakespeare}
Dün akşam bir arkadaşım : “babamın boynuna sarılıp ağladım ağladım ağladım! ve o bana _biraz zaman tanı kendine dedi” diye kurdu cümlesini.
öyle ihtiyacım var ki ..ve öylesine yok ki
yıldızları süpürdüğümün farkında olsam da..
bazen .
bende başımı dayayıp hönkür hönkür ağlamak istiyorum
Yorumlar (11)
elif balıkçı :
15 Eylül 2010 | 16:16Ayça Hanım,
Erin’le yaşıt bir kızım var, 3 yılı aşkın süredir blogunuzu hep okudum, yaşça benden küçük olsanız da hep bişeyler öğrenmeye çalıştım sizden.
Çok enteresan bir şekilde dün gece rüyamda sizi gördüm, Erin’de yanınızdaydı. Konuşuyoruz, ben size tanıştığımıza çok memnun olduğumu, çok uzun süredir sizi tanıdığımı filan anlatıyorum. Siz de bana Erin’in eğitimi ile ilgili derin endişeler yaşadığınızdan bahsediyorsunuz, size herşeyden önce sağlıklı olmasını dilemenizi, başka herşeyin çocukta biteceğini filan söylüyorum, nasıl mutlu olacaksa öyle olsun, hiç endişelenmeyin diyorum.
Sabah uyandığımda çok tuhaf hissettim kendimi, sizinle de paylaşmak istedim, belki ağlamak istediğiniz şu anda, Ankara’da birinin sizi rüyasında gördüğünü bilmek, yüzünüzde ufak bir tebessüm yaratır diye paylaşmak istedim ve ilk defa yorum yazdım.
Sevgiler,
AyçA :
15 Eylül 2010 | 18:26Öncelikle tanıştığımıza çok memnun oldum 🙂
kafamda dönüyordu kelimeler çıksın istedim yazdım kimseye sıkıntı yüklemek değil amacım bilirsiniz 🙂
Hangimizin çocukları ile ilgili endişeleri yok ki .. eğitim demişken aslında bu konuda endişelenmiyorum tek endişem geçen gün aramızda geçen bir diyalog sonucu ortaya çıktı :
Bu aradaki maalesef vurgulu bir şekilde söylendi..
Eylül ayı geldi tüm arkadaşları artık yuvaya başladı Erin redediyor ve ben bir kere daha denemey korkuyorum O İSTEYENE kadar ama bu maalesef kelimesi hiç istemeyeceği sinyali veriyor bana. Erinle ilgili çok hatalar yapmış olablirim farkında olmadığım ama farkında olduğum EN BÜYÜK hatam bu yuva meselesi oldu. Plansız bir şekilde ” benim oğlum sorun yaşamaz nasılsa” diye yola çıktım şimdi bedeli ağır.. edişem bu başka bir şey değil ..işin ilginç tarafı tam da bugün bu yüzden çok sıkıştığımı hissettim bazı hayatsal yükler ile birlikte bu konuda aklımda dönenip durdu.
Evin içinde ” anne benle oyna” diye dolanırken ağlayarak ve ben oynamam gereken süreyi doldurmuşken öğlen yemeğini yapmam gerekirken düşen mailler çalan telefonlar dururken
“eh ama annecim senin oyun oynayacağın tüm arkadaşların okulda be güzelim ” diye çemkirmemek için zor tuttum kendimi!
bir süre cevap vermedim sonra baktım kendi kendine oynuyor. İşlerimi bitirdim (bitmesi gerekeni gerisi kaldı tabii ) aldım onu parka çıktık .. biraz öncede babasına bıraktım biraz çalışmak üzere evden uzaklaştım.
neyse çok konuştum biliyorum ama bu rüye ile bugün yaşadıklarım.. ve bugün olan başka bir sürü şey..
Teşekkür ederim yorum için .. iyi geldi 🙂 sırtım sıvazlanmış gibi ..
Sevgiler benden..
izgün :
15 Eylül 2010 | 22:49Ayça ağlama sen kıyamam sana 😥
yazdıkların bana çok dokundu aslında ne demek istediğini anladım bende karmaşığım ve babama sarılıp ağlamaya ihtiyacım var ama o çok yorgun onu daha fazla yoramam 😥
yorum yazan arkadaşın rüyasında seni görmesi çok ilginç geldi bende seni görmüştüm rüyamda yanında Erinle
ilginç olan bişey de o arkadaşın da Ankarada olması
ben yanındayım bütün kalbimle
sana sevgilerimi yolluyorum
elif balıkçı :
15 Eylül 2010 | 23:43Teşekkür ederim, vakit ayırıp yorumuma cevap yazdığınız için
Kızım Başak Temmuz ayında yuvaya başladı.Hala her sabah zorlanarak gidiyor.
Bizim diyaloglarımızdan örnekler ;
– Anne ben artık okula gidemiycem, yorgunluktan öldüm valla, hergün okul, hergün okul, çok bıkıldım (bıktım)artık
– Anne, herkes çalışmak zorunda mı?
– Pek çok kişi için evet annecim, ben ve baban çalışyoruz, para kazanıyoruz, yiyecek alabilmek giyecek alabilmek, tatile gidebilmek vb….için
Sen de büyüyünce çalışacaksın, bebeğin olduğunda o da yuvaya gidecek, bak dayında çalışıyor, yengende… (biraz abarttım bende cevabı galiba)
– (Ağlamaklı bir tonda) Anne lütfen konuyu kapatır mısın artık
– Annecim benim okulum çok çirkin, hiç güzel değil, özlemiyorum da hiç, yine de gitmem gerekli mi?
– Evet canım
– Anneeeeee bana güzel bi okul bakalım mı, çok özlüyorum seni ben okulda, sen beni özlemiyor musun?
Başağı bırakıp tam zamanlı çalışmaya başladığımda 3 aylıktı Ayça Hanım, ama 3,5 yaşında bir çocuğun saat 16,30’a kadar evinden ve birinci derece yakınlarından uzakta olmaya katlanabilmek için çabalamasını beynim kabullenmekte zorlanıyor
Tüm bu zorlukların yanı sıra, hakikaten bazen bana da öyle bir çemkirme hissi geliyor ki, izahı zor 🙂
Çünkü, o kadar hayatımızın odağındalar ki, ben de bi adam oliyim, sınırları fazla zorladım gibi bi mantıkları olamıyor tabiki…
Yakın zamanda, ani bir şekilde önemli bir rahatsızlık geçirdim, Başağın kreşe başlayacağı ve evimizdeki hanımın değişeceği gün 15 yıldır duran ve tamamen tesadüf eseri hadi aldıralım dediğim yağ bezesinin sonuçlarının temiz çıkmadığını öğrendim,bir saniye içinde tüm gündemimiz değişti
Emin olun, sağlıklıysak geride kalan herşeyi halledebilecek güç bi şekilde geliyor
Erin’in bu sözlerini bir köşeye not edin kendisi için, ilerde masterlarda, doktoralarda koşturacağı, belki bilim adamı, belki doktor olacağı günlerde, ne hakkın vardı beni o günlerde böyle korkutmaya dersiniz : )
Herşeyden önce iç huzurlu ve mutlu olsunlar, allah iyi insanlarla karşılatırsın çocuklarımızı gerisi nasılsa gelir
Ben istiyorum ki, kızım dünyanın neresinde ne iş yapıyor olursa olsun, bugün yer elmalarını yediği anneannesinin bahçesindeki ağaçların yerini hiç unutmasın…
Çok nefis tarif etmişiniz, rüyada benim de sizin için hissetiğim şey aynen buydu, sırtınızı sıvazlamak 🙂
Bana da iyi geldi, hiç tanımadığım biriyle bu enerjide konuşabilmek, teşekkürler
Ankara’nın rüyaları sizinle dolu anlaşılan bugünlerde : )
elif balıkçı :
15 Eylül 2010 | 23:57ha birde, sizin gibi bir anne, çocuğu için hiçbir şekilde hata yapmaz
o dönemleri hatırlıyorum, siz içinizden geleni içgüdünüz doğrultusunda yaptınız
Erin de çok zorunluluk yoksa gitmesin biraz daha, ne olacak? ben anaokuluna bile gitmedim, epey de bi adam oldum
Kreşleri dolaştım, Ankara’da sükseli bi kreşe gittim, 1,5 saat 1000 leri, 10000 leri nasıl öğretceklerini anlattı öğretmen, sadece mevsimin de yiyeceklerin yenmesi ile ilgili bir hassasiyetimin olduğunu söyledim, öğretmen çok haklısınız mesela şimdi, (mayıs ayında) çilek yiyor herkes, oysa çilek eylül de çıkar dedi,
ağlamak istedim
keza diğerlerinde benzer şeyler oldu, sonra Başağı, sizin beklentiniz nedir bilmiyoruz ama 3 yaşında çocuk oyun oynar, öğreteceklerimizi oyunla öğretiriz diyen üst sokaktaki kreşe verdim.
annemlerin apartman görevlisinin 15 yaşındaki oğlu,(evde cam yok, oda yok, kazan dairesinde kazanın yanına koyduğumuz eski bir masada ders çalışır) 250 bin kişinin girdiği askeri liseler sınavında 260. oldu ve pilot olmak üzere hava askeri lisesine başladı
sustum artık, ben de laf çok Ayça Hanım, sustum 🙂
Açalya :
16 Eylül 2010 | 04:57ben Elif’e bayıldım, bu gece de ben görürüm onlaır rüyamda kesin.
Ayça aman ya gitmesin kreşe şimdi, bu çocuklar her ay bile değişiyor, Dante’yi biliyorsun 5 ay önce fitness’in kids club’ında 15-20 dk tutabilmiştim bensiz, ikinci denemede 5 dk sonunda neymiş elindeki treni bir çocuk almış ve buna vurmuş efendim bağıra bağıra ağlayarak çıkardım kids club’dan, daha terlememiştim bile, ulan dedim senin yüzünden şişko olcam ben! 🙄 5 ay önce diyorum bak! sonra okullarla ilgili çok konuştum, kitaplar gösterdim, bir preschool’a gittik 5 ay önce bakmak için, kapıdan içeri girmek istemedi, ertesi gün başka birine gittik anaaa orda bir baktı tam gittiğimiz zaman bahçede bisiklet biniyorlardı, bizimkine de verdiler bir tane, sonra paraşüt oynadılar, bunu da kattılar aralarına, bu mest, sonra çizgi film seyrettirdim her sabah burda var Sid the Science Kid diye, her sabah kindergartene gidiyor, sabah kalktığından itibaren her sabah ne yaptığını okula annesinin nasıl bıraktığı falan gösteriliyor, orada öğrendiği şeyleri gösteriyor animasyon bir show, her sabah farklı şeyler, deneyler, oyunlar, bayıldı ona, bak okula sen de böyle gitçen böyle şeyler yapcaksınız dedim her defasında, big boy’larla zaman geçirdiğinde her defasında onların okula gittiğini söyledim, hayran olduğu abileri okula mı gidiyor hiiiii bayıldı bu fikre, beynini yıkadım yani anlayacağın 😈 bak şimdi bloga da yazdım bayılıyor (ama haftada iki gün, hergün olsa bilemeyeceğim bu yaşta sıkılabilir) sabah yataktan fırlıyor okula gitçem diye 😯
Beyin yıkamaya başla sen de, 6 ay sonra bir daha denersin başka bir yerde.
Acalya :
16 Eylül 2010 | 05:08Ha bir taktik dahauyguladim 5 aydir, acayip sIKTIM evde, parki kisitladim, haftada iki gune indirdim aktivite/oyun gruplarini, kurslarini, haftanin 3 gunu evde SIKINTIDAN bagiracak hale geldi ve coook guzel oldu. 😉
AyçA :
16 Eylül 2010 | 13:46İzgün bugün daha iyiyim 🙂 ağlamak güzeldir yahu:) beniçok rahatlatır severim ..Teşekkür ederim sana .. her zaman kalben yanımda olduğunu ben biliyorum 🙂
Elif uzun uzun yazmışsın .. ben de Açalya gibi çok sevdim seni:) ve taa uzaklardan klavyenin ucundan kurduğumuz iletişimi de.. yakın olsak atlayıp gelip kahveni içeceğim yüz yüze seni göreceğim var .. ne yalan diyim 🙂
Test sonuçlarını okuyunca çok üzüldüm birden ve kızdım kendimi benim ki de dert mi yahu! allah sağlık versin diye.. umarım şimdi daha iyisindir.
Elbet yuvaya gitmek zorunda değil, üstelik anneanne dede ile vakit geçirmesinden ben çok memnunum .. kaç yıllar onlarla olacak ki .. ama onlar da yoruluyorlar artık ve ben de çalışmak zorundayım hoş Erinle vakit geçirebilmek için aileme yük olmamak için kapasitemin çok altında iş alıyorum böyle bir lüksüm de var ancak biraz da işimde ilerlemek istiyorum yani kariyer de yaparım çocuk da kısmı büyük bir yalan 🙂
Açalya ben artık 3 denemeden sonra ve MAALESEF kelimesinden sonra korkuyorum beyin yıkamaya ya daha ters teperse diye :S bir de Alpayla deneyeceğim ama denemeden evvel aslında senin yaptığın gibi her gün tatlı tatlı belirli aralıklarla anlatmalıyım ve SAKİN SAKİN sanırım 😀 ve 4 yaşına geldiğinde ki tam da bugümn daha 3.5 yaşını doldurdu daha 4 bile değil yani bir deneme daha yapacağım ama bu kış zor geçecek 🙂
Size hepinize çok teşekkür ederim 🙂 arada bunalım yazılar oluyor böyle..
sizi seviyorum
elif balıkçı :
16 Eylül 2010 | 15:48Sevgili Ayça ve Sevgili Açalya,
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için
Siz beni yeni tanıdınız ama ben sizleri yaklaşık 4 yıldır hep takip ettim, hergün okudum : )
Ayça, sağlık konusunu hallettik, çok şükür şimdi iyiyim, sadece sol kolumun ön tarafında derin bir defectim oldu, doktorum biraz daha iyileşsin dövme yaptıralım üzerine gibi planlar peşinde
Her ikiniz içinde, ne zaman Ankara’ya yolunuz düşerse, kahve ikram etmekten sonsuz zevk duyarım, dur şu Elif’e diyelim de biraz yazsın da eğlendirsin bizi derseniz o vakit de bir mailiniz yeter
Öpüyorum çok
AyçA :
17 Eylül 2010 | 10:38Teklifini aldım ..Ankaraya gelince ziyaret edeceğim iki Elif’im var artık bir türlü yolum düşemedi ya 🙁
Çok geçmiş olsun.. dövme harikadır 🙂
Ozgeee :
17 Eylül 2010 | 20:53Şu “Erin’le ilgili çok hatalar yapmış olabilirim ama en büyüğü…” lafına ( Erin’i, seni ve ilişkinizi bir kere de olsa görmüş biri olarak çok seviyeli bir yorumum olacak: Hadi be/ canım! Yok artık! Yok devenin bale pabucu! geri beslemelerimden arzu ettiğini seçebilirsin 😉
Not: Bu kadar duygusal yorumların arasında sırıtabilir yorumum ama gerçek bu. Hem öte yandan, sen hata yapamazsın ki, her şey an be an en büyük hayırda ilerliyor:)