Hızlı bir pazar günü..
evet biliyorum suskunum yine..
çok çalışıyorum çoookk.. çalışma kurtaracak bizi biliyorum!
ancak gecenin şimdi 1 e gelen şu akrep yelkovan kovalamacasından biraz saniyeleri çalmak ve not etmek istedim
Nehir iyi olacaksın biliyoruz biz değil mi :=) ve teşekkürler OIP. vesile olduğun için ..bir kere daha..
Hazır elim klavyeye değmişken devam edeyim mi ?
Edeyim edeyim.. henüz gece 1 olmadı..
Babalar günümüzün böyle geçtiğini yazacağım(ı) zannediyorsan sevgili okur.. yanılıyorsun.. çok çok hemde..
Benim yardımcım beni terk edeli beri silmediğim camlarımı sildim bugün. Hani neredeyse artık kağıt ya da tahta yerine Erin camlara resim yapabilir durumdaydı, o vehametten kurtarmak istedim camlarımı. Hazır camlarımı silerken evi de temizleyeyim bari dedim!! Hayır ben pasaklı pis bir anne değilim, sadece zamanım yok!! süpürmek ve toz almak dışında elimi hiç bir şeye süremediğimi itiraf etmeliyim. İki sepet de ütü var ?? alır mıydınız ? 🙂
Ve fekat o da ne .. sabah baba oğul ormana baş başa gitsinler, babalar günü kutlasınlar diye piknik sepeti hazırlarken, kiler dolabının içerisindeki yükü kaldıramayıp yerlere yıkıldığını fark etmemle beraber sabahın sıcağı birden çöl sıcağı gibi beynimden aşağıya indi! Baba-oğulu sepetle(dikten) gönderdikten sonra camlara ve diğer tüm odalara detaylı girişip hızlıca kiler dolabını boşaltmaya ve tamire hazır hale getirmeye çalışırken günün sıcaklığının 30 dereceği aşmış olabileceğini tahmin edebiliyorsundur sevgili okur.. elimde bez yeri siliyorum bir de alnımdan düşen teri!
SÖYLENMİYORUM!! KENDİM KAŞINDIM!! BIRAK CAMLAR ÖYLE KALSIN! BIRAK DAĞINIK KALSIN!!
Boşalmış kiler dolabı Viktorinox çakı gibi olan her işe eli giden babanın babalar günü hediyesi olarak tamire sunuldu.Dolap tamir edildi, çaylar demlendi, keyifle temizliğin sona ermesini beklerken ve hatta sona ermişken dışarıdan bir gök gürültüsü geldi!
Haziranın ortasında, gün boyu alnımdan ter akıtan bu 30 derece sıcakta, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurla, kollarımı koparta koparta sildiğim camlar eski hallerine evet evet sevgili okur neredeyse sabah başladığım yere geri döndüler!
Ve ben bu yazıyı yazdığım şu saniyelerde gök yine ve yeniden gürüldüyor..
Serin bir yaz yağmuru (camlarıma) vuruyor..
Sesi pek de hoş geliyor..
Ve tekrarlıyorum tekrarlıyorum tekrarlıyorum..
L is for the way you look at me
O is for the only one I see
V is very, very extraordinary
E is even more than anyone that you adore…
babalar günün kutlu olsun babuşkası..
hayatım boyunca olmasını dileğim baba gibi bir baba olduğun için …
Erin ne kadar şanslı olduğunu bir gün bilecek ve ben huzurluca sandalyeme uzanıp onun şansını düşünmesine gülümseyeceğim…
Yorumlar (6)
anne cafe :
21 Haziran 2010 | 08:52Hoşgeldin yeniden. Özlemişim seni okumayı. Fotoğraflar çok güzel, yaptıklarınız da. ve siz çok çok güzel bir ailesiniz bilesiniz:) Allah bu güzel aileyi sonsuza kadar korusun, sevgiler…
yapincak :
21 Haziran 2010 | 11:06Hikaye pek (!) harika görünmese de Ayça, fotoğraflar, müzik ve son paragrafta yazdıkların bir harika…
Gökşen :
21 Haziran 2010 | 14:15Ayça, ne diyorsun çok üzüldüm camlarına 🙁
Erin fotoğraflarda mı böyle çıkıyor, sahiden bu kadar büyümüş olabilir mi çözemiyorum??!
sevgiler.
Aslı :
21 Haziran 2010 | 16:32yasemin diyorum sana. bırak camları ona. sen yazıya gel, fotoğrafa gel, bir kahve sohbetine gel. lütfen 24ünde işin olmasın 🙂
OİP :
23 Haziran 2010 | 10:07çok güzel kareler, şahane baba-oğul manzaraları:))
senin de eline yüreğine sağlık Ayçacım:) OİP’li fotoytu FF’mde ve kolajda kullanabilir miyim izninle?
sevgiler
AyçA :
23 Haziran 2010 | 10:13@annecafe evet arada gelip yazabiliyorum:) kafamda daha neler var yazacak 🙂 ama 2000 fotoğraf var editlenecek şimdi sırada 🙂
@yapıncak bir kabustu 🙂 ama iyi bağladım(içimde) 😛
@gökşen büyüdü :=) çok hem de:)
@aslı 24 ü yalan oldu :=)
@oip Tabii ki kullanabilirsin:=))