Tamam artık yazabilirim zira bu ay itibariyle hurçlarda kalan içine giremediğim son pantolonlar da dolapta yerini aldı. İlk başladığımda sesim çıkmadı; ÇIKAMADI! Bir sürü girişim hep sonuçsuz kalınca artık yüzüm kızardığından yazamadım “yine yeniden en baştan” diye. “Hele 65 kiloyu göreyim öyle yazarım” dedim! Gördüm ama yine yazmadım çünkü emin değildim hala! Bugün tam 62 kiloyum. 25 Nisanda 76 kilo başladığım bu serüven sene sonuna yaklaştığımız şu günlerde eksi 14 olarak tartıya yansımış durumda. ÇOK ŞÜKÜR!
Yeni bir insan oldum, tekrar nefes almaya başladım en güzeli az yemenin dayanılmaz hafifliğini her dakika yaşıyorum vefekat nasıl oldu da bu sefer oldu ? Öncelikle yazacaklarım öneri niteliğinde olup uygulama aşamasında destek alınmasını eklemek durumundayım!
İlk anahtar : KAFAYA FENA TAKTIM!!Bu işe zaman, konsantrasyon ve maalesef para ayırdım! Bu sefer birinin yardımını almadan yapamayacağım kesindi. Kimin yardımını aldım ? Canım doktorum Buğra Öktem‘in. Bu süreç içerisinde herkes benden ” ne yaptın, liste yok mu? püf nokta söylesene” diye yardım istedi ama bu konu o kadar kişisel ki, inan sevgili okur ne desem soranın işine yaramayacaktı. Bu konu neydi peki ? AYURVEDA! Hayatıma girdi gireli sadece bir yaşam biçimi değil bir de hobi oldu bana: Baharatlar, günün, mevsimlerin, bedenin kısaca tüm yaşamın akış hızı.. En çok merak ettiğim konular haline geldi. Sadece yapmadım aynı zamanda çok büyük keyifle okuyorum. Okuduğum kitapları da paylaşacağım yazının sonunda. Öncelikle Ayurveda nedir ne değildir ? Doktorumun sayfasından alıntılıyorum :
Ayurveda, eski Hind dili olan Sanskritçe’de Ayu= Yaşam ve Veda = Bilim,Sanat kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Bazı kaynaklara göre 5000 yıl önce kurulmuş bir bilimdir.Hala geçerli olan temel eserleri ise 3500 yıl önce yazılmıştır. Sağlıklı birey tanımına Dünya Sağlık Örgütü(WHO)‘nün henüz 20-30 yıl önce eklediği sosyal sağlığı, binlerce yıl önce eklemiştir. Ayurveda’nın Temel amacı, kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığını kazandırarak, sosyal bir insan olarak her açıdan mutlu bir yaşam sürmesini sağlamaktır.
Ayurveda, evrenin 5 temel prensibi (Boşluk, Hava, Ateş, Su,Toprak) ve bunların birbirleri ile olan ilişkisine dayanan Tridosha Teorisini baz alır.
Temel fonksiyonel kapasite olarak adlandırabileceğimiz Doshalar 3 adettir :
VATA : tüm hareket prensipleri,
PİTTA : tüm transformasyonları kontrol eder,
KAPHA : bağlantı, yapı, gelişim ve sıvılardan sorumludur.
Bu Doshalar ve bunların ilişkileri Ayurveda’nın insan sağlığını koruma ve hastalıkları tedavideki temel araçlarıdır.
PRAKRUTİ : İnsanın doğumla gelen ve yaşam boyu değişmeyen temel yapısıdır. Dosha’larla ifade edilir. Ör. Vata-pitta, Pitta-Kapha, vb.
VİKRUTİ : İnsanın çevresel etkenlerle değişmiş yapısıdır. Ayurveda insanlar gibi, günü ve mevsimleri de Doshalarla ifade ederek birbirinden ayırır. Günün değişik zamanları ve mevsimlerin insanları farklı şekillerde etkilediğini göz önüne alır. Bireylerin Prakrutisini gün ve mevsimlerin bölümleri ile ilişkilendirerek yaşam rejimleri tavsiye eder. Böylece bireylerin doğa ile uyumunu sağlayıp hastalanmalarını engelleyerek yaşlanmalarını geciktirme yoluna gider.
Kaynak : http://www.drbugraoktem.com/ayurveda/
Siz de beden tipinizi şuradan yapacağınız test ile öğrenebilirsiniz. Doktorun ilk muayenesinde nabızdan yaptığı kontrol ve uzun bir konuşmadan sonra doktor beden tipinizi belirliyor. Yanlış bilgi vermek istemem o yüzden beden tipinize göre neler yapabileceğinizi şu adresten okusanız daha iyi olur.
Bu beden testinden sonra ben ilk 10 gün için detoks yaptım. Bu biraz zorlu olan bölümü. Detoks denince hemen akla kilo vermek için yapılan, tüm gün aç kalınan ve sinir bozucu bir kavram geliyor oysa ki bunun öyle olmadığını detoksun bitiminde hissettim. Vücudu toksinlerden arındırmak için yapılan detoks, vücudun dinlenmesi ve temizlenmesi için önemli bir yere sahip. Vücudumuz için böyle bir faydası bulunan detoksun zararlı olma ihtimali var mıdır? Detoks zararlıdır diyenler içindi bu cümle:) ancaaakkk :
Vücuda çeşitli yollarla giren ve atık madde olarak dışarı atılması gereken toksinlerden kurtulmamızı sağlayan detoks, bilinçsiz bir şekilde hekime danışmadan yapılırsa, evet zararlı. Detoksun yanlış yapılmasından kaynaklı kas kayıpları, saç dökülmeleri veya kalp sorunları görülebilir. Ancak doğru ve kontrollü bir şekilde yapılırsa başta karaciğer olmak üzere birçok organı temizler, yaşlanmayı önler, fazla kiloları yok eder ve vücut sıvısını çok iyi ayarlar.
Düzensiz uyku, stresli bir yaşam, günlük yaşantıda aşırı yorgunluk, güneş ışınlarına uzun süre maruz kalma, sigara kullanma, alkol alma ve buna benzer daha birçok faktör vücutta toksinlerin birikmesine neden olur. Bunlardan kurtulmanın en sağlıklı yollarından birisi olan detoks gebeler, emzirenler, şeker hastaları ve kalp hastaları tarafından yapılmamalıdır. Bu kişilerin detoks yapması son derece zararlıdır. | Ender Saraç
10 günde 5 kilo kaybettim bunun 4 kilosu yağ 1 kilosu sudan oluşuyordu ve hemen ertesi hafta su kaybım yerine geldi yani toplamda 4 kilo kaybettim. Ancak detoks bittikten sonra 15 kilo vermiş kadar hafiftim! Sanki içimi çamaşır sularıyla yıkamışlarcasına hafif ve temiz. Bu hissi çok sevdim, kilo vermekten daha fazla haz verici işin doğrusu. O kadar sevdim ki 6 ay geçse de bir daha yapsam diye bekledim. En az 6 ay geçmesi gerekiyor. Şu günlerde 6 ayı bitirdiğim için bir tur daha yapacağım ancak bu sefer biraz daha kısa ve başka bir yerde, 5 gün sürecek. Bu da sonbahar detoksu. Yazdan kalan atıkları temizlemek, akciğer ve bağırsakları çetin ve soğuk geçecek kışa hazırlamak için. Bakın kilo vermek için değil ! Sadece temizlenerek daha kuvvetli olmak için ama yanında giden kilolar da bonusu bu işin ve anladım ki bu detoks işi birinin kontrolünde yapılmalı öyle kafaya göre değil yani benim daha önce denediğim gibi değil. Buğra beyle geçen 8 günün ilk 4 günü tek başımaydım. Sabahları içilen ghee yağı ile gün başlıyor. Ghee yağı bizin Anadolu’da kullanılan Sade yağ aslında. Tereyağı ısıtılarak hazırlanıyor. Bu işlem sırasında proteinlerinden kurtulan saf yağ sade yağ adını alıyor. Saf ve sıvı yağ direkt olarak hücrelere giriş yapabiliyor ve çevresel faktörler ile kirlenmiş olan hücrelerimiz ki bu kirler ancak yağda çözülebilir kirler ( plastiklerden gelen, kirli havadan gelen, gıdadan gelen diyelim bu yağ ile çözülüyor. Ancak bedeni sadece içten değil dıştan da yağlamak gerekiyor. En büyük organımız olan cildimizi hep unutuyoruz çünkü! 4. gün itibariyle 4 gün boyunda Abhyanga yani ayurvedik masaj yapılıyor. Beden tipinize göre seçilen yağlar ile yağlanıyorsunuz. Bol yağ ile yapılan bir masaj bu. Bu arada gün içerisinde sabah yağı içtikten sonra acıkana kadar herhangi bir şey yenmiyor ancak bu yağ nasıl bir yakıtsa zaten acıkmıyorsunuz! Acıkınca iki avucunuz kadar sıvı gıda, çorba gibi ya da sıcak bir yemek hafif yeniliyor. Gün boyu bitki çayları serbest ancak çoğunlukla zencefil çayı hatta limon eklenmiş, ılık yudum yudum içiliyor. Öyle bir anda soğuk bir bardak suyu diklemek yok ayurvedada. Soğuk suyun hazmının zor olduğunu savunuyor.
9. gün ise doktorun verdiği bazı bitkisel karışımlar ile de bağırsaklar temizleniyor ve detoks sona eriyor. Takip eden ilk hafta yine hafif geçiyor yemek konusunda bazı besinler yasak ondan sonra bir beslenme programı veriyor ama ” bir kibrit kutusu kadar” diye başlayan bir diyet listesi değil bu . İstediğini ye ama günün saatlerine, içinde olduğumuz mevsime dikkat ederek. Yediklerinin içerisine koyacağın baharatları seçerek.Velhasıl ben mayıs ayından beri bu şekilde besleniyorum. Hafifim! Mutluyum!
Konu biraz uzun o yüzden bölerek yazacağım. Bu birinci bölümün sonu..
Comments(11)
Açalya says:
16 Kasım 2012 at 13:01Hadi Ayça ha gayret! Kafana kesin koyduğun belli! Bu işi becereceksin ve bir daha o kilolara dönülmeyecek! Takipteyim.
Ayça Oğuş says:
16 Kasım 2012 at 13:05son 2 aydır almadım koruyorum bu sefer kırdım şeytanın bacağını :=)))
Ayça Oğuş says:
16 Kasım 2012 at 13:05yaa ne güzel seni görmek ! 🙂
Selma Kutluol says:
18 Kasım 2012 at 01:29Kutluyorum seni cok, ve nassil gaza geliyorum bir bilsen !
Zeynep says:
19 Kasım 2012 at 02:50Tebrik ederim çok sevindim. Hafiflik hissi çok güzel. Seni görmek için sabirsizlaniyorum 🙂
esra says:
19 Kasım 2012 at 13:36Muthiş! Ben de aurveda peşindeyim. Tebrikkler. Darısı başımıza 🙂
esra ertuğrul says:
19 Kasım 2012 at 14:22Ayça’cım ilk günden beri seni takip ediyorum. Süper bir başarı seninkisi..
tebrik ederim:)) 😛
Çiğdem Karal says:
19 Kasım 2012 at 22:30Ey haydi hayırlı olsun.
Bir diğer hafif anne Çiğdem
Ülkü says:
20 Kasım 2012 at 14:40Ayçacım tebrik ederim. Darısı benim başıma. 10 kilo verdim bende ama durdu. 10-15 kg daha vermek istiyorum. Yazılarını takip ediyorum. Diyet dışında spor yapıyormusun? Şu doktor beyle bende bir tanışayım 🙂
Ayça Oğuş says:
20 Kasım 2012 at 14:51Ülkü marttan beri yogayapamıyorum el bileğim sakat diye ama şimdilerde spor salonunda yürüyüş bandını kullanmaya dikkat ediyorum her yere yürümeye çalışıyorum ama el bileğimyüzünden biraz spora ara verdim:(
@AycaOgus says:
14 Mart 2013 at 13:42@cerinsi benim doktorum buğra öktem http://t.co/M2qoyFwQY1 diye de yazmıştım bir sürü şey bir bak istersen