Bugün aslında neden daha önce görmemişim dediğim bir blogu gezerken bu paylaşıma rastladım.Alıntı yaptığım için de bu bilgiyi yazdım.
“Bir çocuk doğduğunda doğan sadece çocuk değildir – bu onu bir kısmıdır – anne de doğar. Bu olmadan önce o sıradan bir kadındı; doğumla birlikte bir anneye dönüşür. Bir tarafta çocuk doğar, bir tarafta anne doğar. Ve bir anne bir kadından tamamıyla farklıdır. Bir fark vardır, onun tüm varlığı niteliksel olarak değişir. Bu olmadan önce bir eş, bir sevgili olabilir fakat ansızın bir çocuk doğar ve yeni bir yaşam tarzı ortaya çıkar. O bir anne olur.
Bir kadın bir çocuğu doğurduğunda, o hayattır. O, çocuğun gözlerinin içine baktığında kendi varlığının içine bakar. Çocuk büyümeye başladığında o da çocukla birlikte büyür.
Şayet anneliğinin içinde çiçek açabilirsen çocuğa sonsuza dek şükran duyacaksın. Ve doğardır ki bir şeylerden vazgeçmek gerekecek ama bunlar…neşeyle yapılmak zorunda. Sadece o zaman bu bir fedakarlıktır! Bunu neşeyle yapmazsan, fedakarlık değildir. Fedakarlık (sacrifice) kutsal (sacred) sözcüğünden gelir. Onu neşeyle yaparsan kutsaldır. Onu neşeyle yapmazsan, o zaman yalnızca bir görev yerine getiriyorsun ve tüm görevler çirkindir, onlar kutsal değildir.
Bu muhteşem bir fırsattır. Bunun üzerine derin bir şekilde meditasyon yap. Bir daha asla bu kadar derin bir bağ bulamayacaksın; aslında bir anne ile çocuğu arasındaki gibi başka hiçbir bağ yoktur. Karı koca, seven sevilen arasında bile anne ve çocuk arasındaki kadar derinlemesine bir bağ yoktur. Çünkü çocuk senin içinde dokuz ay yaşadı; başka hiç kimse senin içinde dokuz ay boyunca sen olarak yaşayamaz. Ve her çocuk er ya da geç ayrı bir birey haline gelir. Ama bilinçaltının derinliklerinde bir yerlerde anne ve çocuk bağlı kalır.”
Kaynak: Osho – Kadın