Hangi birinden başlayayım bilemiyorum.
Toparlamak için aceleci olmamaya kararlıyım.
Bu fotoğraf şurada dursun.
“Buraya bizi sen getirdin evlat! Sen seçtin, sen ısrar ettin, olana rağmen ve olmayana rağmen içinden geçtin. Biz de bildiğimiz ve elimizden geldiği kadarıyla yanında durduk sadece, inandık. Ben seninle göğsüm kabararak, gözlerim dolarak gurur duydum”
.
Bu cümle ile döndüm buraya.
Yavaş yavaş yazarım, henüz ayaklarım şiş.
Anlayacağınız önce biraz sindirmek gerekli .
Çocuğuma teşekkür etmek az kalıyor bazen.
Anlayacağınız anlatacak çok şey var. Moskova var, tüm çocuklar var, çalınan eserler, alınan ödüller, ayaklarımız şişene kadar yürüyüp gördüklerimiz var.
5 güne neler mi sığdı? Dünyalar sığdı.