20

Yaz günleri

Bunların pırasa tohumları olduğunu söylemesem birazdan bir düğün hikayesi okuyacağını düşünebilirdin .. ama değil.. bu minik güzel çiçekler pırasa tohumlarıymış.. yazın pastel tonlarında iki günlük yazlık kaçamağımda dönüş yolunda içimdeki hüzün böyle bir şeydi..

Yuvanın son günüydü, ilkokula başlayacağı okulun sınıf listelerini öğrenmek üzere okula gittik. Çocukları da çağırmışlardı ama Erin bunun vakit kaybı olduğunu düşündüğünden toplantının yarısında biz Ahtapoti’ye doğru yol aldık yol boyu ” işte kaçırdım bugün son günümdü işte kaçırdım anne bitti anne” diye söylene söylene.. koşar adım girdik içeri.. birden ağlamaya başladı.. “gördün mü anne kahvaltıyı da kaçırdım şimdi dinlenme saati arkadaşlarımı da kaçırdım” diyerek.. oysa daha koca bir öğleden sonra vardı.. ve aynı gün hızlı bir kararla babası yazlığa gitme kararı aldı. Ben hafta sonu birlikte oluruz hafta başında giderler diye düşünürken çanta hazırladım o gün, akşam üzeri yolcu ettim.. birden, çok hızlı, yeni okul, biten bir dönem, 10 gün sürecek ayrılık hepsi omuzlarıma çöktü.. haftayı nasıl geçirdiğimi bilmiyorum, cumartesi sabahına hızlıca bilet aldım, söyleme dedim Alpay’a geleceğimi, evde beklesin beni süpriz olsun.. merdivenlerden inerken beni görüp üstüme uçması an meselesi oldu..

Ve sonra teker teker 1 haftada öğrendiklerini saymaya başladı. Birlikte bisiklete bindik ve artık yan tekerlekler olmadan! Benim önümden gitmek için pedalları hızlı hızlı çeviriyor! İstanbul’da daha kurguluyordu : “anne pedalları hızlı hızlı çevirirsem düşmem, artık yan tekerlekleri kullanmayacağım” diye.

Bu arada bir bisiklete takılan küçük bir demir parçasının bir çocuk için ne değerli olduğunu inanın tahmin bile edemeyiz 🙂 Bisiklet turlarında her 5 dakikada bir mola verme sebebi olabilir inanın !

Ve sabahı rüzgarlı bir kumsalda uçurtma uçurup, yürüyüş yaparak karşılamak, kumlara yazı yazmak, denizin kıyıya ne gönderdiğini araştırmak.. bazen iki gün iki yıla bedel olur.. öyle bir hafta sonu geçirdim işte ve sonra tekrar eve dönüş, yine yazlıkta bırakarak kalbi. Neyse ki bu sefer daha hızlı geçti.. şimdi buradalar..bir hafta sonra daha uzun bir tatil bizi bekliyor.

Fotoğraflara geçmeden önce.. bu dönemin kırmızı erikleri.. bolca toplanıp kaynatıldıktan (bir iki karanfil, bir iki kakule, küçük bir parça kabuk tarçın ve kuru zencefil koyarak kaynattım ben 🙂 )  ve soğutulduktan sonra içine hurma suyu ya da bal koyarak ( gerek görmeyebilirsiniz de koymadan da tadı gayet yerinde) harika bir yaz serinletici içecek oluyorlar 😉 Ve votka ile de nefis oluyor! denendi! Hurma suyu aktarlarda satılıyor merak edene.

  

Ve en son olarak da Erin’in ve Alpay’ın bu tatil sonunda bana yaptığı kolyeden bahsederek noktayı koyuyorum 🙂 Bizden haber böyle…Başka tatillerde görüşmek üzere.. 

Dutları unuttum mu ben yoksa?? 3 ayda 9 kilo verdim bunlar yüzünden 9’unu birden 3 günde geri alabilirdim.. ah evet cümle içinde kulladım 🙂 9 kilo verdim sevgili okur kaldı mı 6 kilo daha..

Paylaş :=)

Comments(20)

  1. Yanıtla
    Nurdan Gençtürk says:

    Yazdıklarına da (erik suyuna, verdiğin kiloya, tohumlara, dutlara, bisikletin demirine, kısaca her satırına) fotoğraflara da bayıldım. Diyeceğim şudur ki, böyle zamanlarınız hayatınızdan eksik olmasın, artsın eksilmesin…

  2. Yanıtla
    Yapıncak says:

    Çok güzelsiniz 🙂

    Ve ayrıca Erin’i tebrik ediyorum, kanatlandığı için, seni tebrik ediyorum minildiğin için, o erikleri de tebrik ediyorum, şu an deli gibi ağzımı sulandırdıkları için ve de dün adadan getirdiğimiz tonla erikle reçel değil, içecek yapma fikri verdikleri için.

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      :)) yaa erik var mı fazla 🙂 haha biz az almışız ..:P çok güzel oluyor bak dene .. sensin güzel özledim 🙂

  3. Yanıtla
    Deniz says:

    İcim acildi okurken de fotograflara bakarken de, tatil ihtiyacim tavan yapti bugun.

  4. Yanıtla
    kevser says:

    ah be Ayça’cım yemin ediyorum burnumun direğini sızlattın o son fotoğraflarla .:lol:Denizi özlüyorum ben en çok . öylece kenarında yürümek bile ruhumu arındırırdı oysa ama malesef ki şu ara böyle bi lüksüm yok. dutlardan canım çekti 😯 😯 erikten imal ettiğin o şeyden dolabimda da var an itibariyle:evil: ve son olarak sen ne kadar güzel bi insansın gülümsemen hayat veriyo maşallah diyelim de aman 😛 bu arada o 9 kilo nasıl gitti dutla ayol 🙁 yeni doğum yaptım isyanlardayım da öhööööhö 🙄

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      :)) teşekkürler .. bayaa bir çabayla gitti dutla değil ama o dutlardan yemeseydim çatlardım.. bir sabah kahvaltımı kendilerine ayırdım :)) ve her ağacın altından geçerken iki tırmanıp mideye indirdim 🙂 ama neyse ki almadım kilo 🙂

  5. Yanıtla
    kevser says:

    ve son olarak o Erin kuzusunu yerim oğluma mı benziyo ne 🙂

  6. Yanıtla
    Çiğdem Karal says:

    Maşallah, ne güzel bir yazı olmuş.
    Nazar değmesin.

    4+4 mağduru anne Çiğdem

  7. Yanıtla
    Ebru Denizeri says:

    Kocaman olmuş Erin…Nasıl da hızlı büyüyorlar geçen yıllarla birlikte…Gözlerim yaşarıyor ister istemez. Çok seviyorum oğlunuzu, kendi oğluma çok benzetiyorum 🙂

    İyi tatiller diliyorum ve seneye mutlaka Dedetepe Çiftliği’ndeki yaz tatilinize katılmayı arzu ediyorum.

    İzmir’den sevgiler
    Ebru

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      🙂 Teşekkürler Ebru..:)
      Kamp için tarihin belliyse kayıt yaptırmalısın 🙂 info@kampagidelimmibaba.com adresinden ulaşabilirsin

      • Yanıtla
        Ebru Denizeri says:

        Biliyorum biliyorum, o sayfanızı da izliyorum ancak bu sene mümkün değil ne yazık ki…seneye niyet ama kısmet diyorum fakat çok çok çok arzuluyorum 🙂

        Sevgiler

  8. Yanıtla
    Ebru Denizeri says:

    Bu arada yeri değil belki ama instagram fotoğraflarınızı sayfanıza nasıl koyduğunuz hakkında bana kısa bir bilgi verebilir misiniz?
    Bir türlü beceremiyorum:(

    Peşinen teşekkürler…
    Ebru

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş says:

      wordpress eklentisi var instagram için 🙂

      • Yanıtla
        Ebru Denizeri says:

        eklentiyi kurdum sonra ????

        • Yanıtla
          Ebru Denizeri says:

          Ahh! Yaptım! Çok teşekkür ederim!

          Biraz geç kalıyorum bu hızlı gelişen teknolojiyi takipte 🙂

  9. Yanıtla
    nurhayat says:

    Okurken, bakarken ben de oralarda olmak istedim. Özlüyoruz hepimiz böyle güzel bir doğayı, böyle güzel anları..

  10. Yanıtla
    hayal says:

    Bacım özlemişim yaa

Post a comment