Cadılar bayramı şekerim…
(Öykümüz.. teşekkür ederiz..:) )
büyüyorsun;
elini sokakta köpekler havladığında kaldırıp” ovvovv ovv” diye bağırıp satıcılar bağırdığında yine o minik eli havaya kaldırıp” aa oo ” diye cevap yetiştirmene bir de dün Reçel’e bakıp” tetell dell” eklediğinde şaşırdım -Reçel gel demek olduğunu bu sabah çözdük-..
anne demeyi bırakalı bayağı kelime ekledin dağarcığına diye düşünürken bu akşam tekrar “anne” dedin…
bugün iki kere “naynay” dedin ve şarkı söylememizi istedin..
piyano çalarken sesinle eşlik etmen bizi dumur eden bir durum..
sehpa kenarında artık ellerini bırakıp oynuyorsun hemde uzun süre.. iki gün önce dönüp babaanneye bir adım attın dün akşam da anneannenin ellerini tutup yürüdün…
mama sandalyesinin üzerindeki ekmek kırıntılarını ellerinde yemekten sıkıldın kaşığı tabağa sürüp ağzına götürüyorsun..
elini kulağına koyup telefonla konuşma taklidi yapıyorsun, baş baş yapıyorsun, kulak nerede dediğimizde önce bir kulağı sonra diğer kulağı gösterip burun,göz,dudak nerede dediğimizde yine önce bir kulağı sonra diğer kulağı gösteriyorsun
masaların altında, perdelerin arasında “ceee” oynayıp kahkahalar atıyorsun
ama altını bağlamama izin vermeyip canının istemediği bir şey yaptığımızda ya da istediğin şeyi yapmana izin vermediğimizde bozuk atmaya başladın…
Bu ay daha bitmedi bakalım ay sonuna kadar daha neler yapacaksın ..
Comments(13)
migi says:
7 Aralık 2007 at 03:51çok şirin yaaa:)gerçekten.bazen aklıma geliyor Erin;acaba yeni resmi varmı diye bile giriyorum;)
Bizim nazlı kızımız emeklemekten hiç hoşlanmıyor,direk yürüyecek diye avutuyorum kendimi,asıl zorluklarımız şimdi başlıyor,herhan gözümüz üstlerinde olmalı ayağa kalmaya çalışması,çok tedirgin oluyorum bu yüzden işim olduğunda yürüteçe koyuyorum.ama yürüteçte küçük gelmeye başladı artık ne yapacağım bilmiyorum,güzdüz 2şer saatlik iki defa uyku 45dakika yada yarım saate indi,daha çok yoruluyorum,ama dede..dada..mama..mimi..bu sesleri duymak çok keyif veriyor 2gündür baba diyor.anne demesine çok alıştık zaten,sadece zorda kaldığında anniieee diye uzatıyor dudak büzerekten.
bizim büyük bir sorunumuz var ne kadar uğraşsamda katı gıdayı reddediyor doktorumuz alışacak diyor başka birşey demiyor bunu biliyorum bende fakat..2kaşıktan fazlasını verirsem eğer,kusuyor.başka bir doktor da bunu skıntı yapma kendine ve bebeğine diyor,4diş oldu,2tane daha yolda.bunlarmı sıkıntı yapıyor bilmiyorum.eline bişey veremiyorum alışması için(katı yiyecek)korkuyorum…
yine uzattım ben kaçıyorum..uyku tutmadı ama yatmalıyım..yarın iştima var yine;)
Nihal says:
7 Aralık 2007 at 09:16Bu çocuğu ne yapmalıııı.YEMELİİİİİ… Çok tatlı maşallah. Allah nazarlardan saklasınn. Hergün yazacaklarını bekliyorum heyecanla bugün erin ne yapmış diye.Çok tatlı ya çook.
yabaneriği says:
7 Aralık 2007 at 09:49tam bi bal kabağı olmuş bizim nemo..şöle bol şerbetli üzeri fındıklısından :)))
sahi ne kadar çabuk büyüdü de adam oldu Erin ?Hele sen şu kaşığı tutuşa bi bak..Benim kuzuma köylü diyodun ya annesi işte buda sana cevap bizim oğlan o köyün ağası olmuş bile çoktan ..
kocaman öpücükler gönderiyorum minik balığıma..
HÜLYARDA says:
7 Aralık 2007 at 11:26çok tatlı olmuş yaa büyüdükçe daha da yakışıklı oluyor bu çocuk.
sehpa kenarında duruşa bak hele yakında yürüyecek galiba. kendine güveni bayağı oluşmuş. kocamaaaaaan maşallah diyorum erinciğe….
sevgiler…….
OYKU says:
7 Aralık 2007 at 13:03Bak gene dislerimi sika sika zor dayandim valla bu fotograflara, haftaya gelip yiyecegim onu insallah.
DERYA says:
7 Aralık 2007 at 15:16okurken bizdede yasanacakmı dıye heycanlandım bu sarı cocuk erkenmı basladı herseye maşallah annesı nazar olucak yahu,
Alpay says:
7 Aralık 2007 at 16:31nazar enerji etkisi ile varolan bir stabiliteyi bozmak şeklinde çalışıyor inançlarımıza göre.
Eğer stabiliteyi bozma amaçlı olan enerjiden daha büyük bir enerjiyi stabiliteyi korumak için harcayabiliyorsak
stabilite bozulmayacaktır.
Bizim erine ve kendimize olan sevgimizin enerjisi çok büyük. Her anne babanın kendi bu stabiliteyi koruyan enerjisne inanması gerek. Aslında stabilteyi bozan dış enerjinin gücü değil. Anne ve babanın kendi korkuları stabiliteyi bozuyor.
Basit yazmaya çalıştım bu kadar oldu. Anlayan anlamıştır sanırım.
köşenin delisi says:
7 Aralık 2007 at 20:32Çok enteresan Alpay 🙂 Hiç böyle düşünmemiştim, güzel bir yaklaşım :))
k.i.s.d. says:
10 Aralık 2007 at 14:21Ay ay ay, turuncu pek yakışmış Erin’e:) En sevdiğim iki renkten biridir.
Bu gelişmeleri adım adım izlemek beni bile çok heyecanlandırıyor, kim bilir siz nasıl da heyecan ve şaşkınlık duyuyorsunuzdur.
Sevgiler.
Alpay says:
10 Aralık 2007 at 15:36Kütle çekim kanunu aslında herşeyin temeli. Bu kanuna göre hermadde nin oluştuğu içeriğe göre manyetik alanı ve çekiş/itiş gücü vardır.
Maddeden uzaklaştıkça bu etki azalır, yaklaştıkça çoğalır. Kütleler hacimleri değişmeden kütle ağırlıklarını arttırabilirler.
Düşünelim.
Çocuğumuzun kendimizin ve evimizin çok yakınındayız. Bize huzur veren enerjimizi yükselten, düzenleyen herşey bize çok yakın.
Oysa nazar değdiğini söylediğimiz insanlar çok uzak. Onların bizim çevremize etkide bulunmaları için bizim olumlu ve uyumlu etkimizin belkinde yüzlerce katı enerji ile etki etmeleri gerekmektedir. Kütle miktarları buna kesinlikle yeterli değildir.
Bu tür etkiler genelde kısa süreli bir araya gelmelerde(Yakınlaşmalarda) kütlenin (bizler ve çocuğumuz birer kütleyiz) enerji dizim etkisi sebebi ile manyetik etkilerle bizimde enerji dizilimimiz bozması sebebi ile etkili olabilir.
Yani
özellikle Kötü yetli değil ama kötü enerji etkili bireylerle yakın temaslarınızda enerji düzeninizi stabil hale getirene kadar dikkatli olmak gereklidir. Burda aslında kötü etkiye sebep olan şey dış etki değil, sizin gücünüzün bozulan dizilimidir.
Bir arabamın bijonu sıkılmamış tekerleği gibi bir etkidir bu. Bijonu sıkmazsanız arabanın tekerleği yalpalar ve kırılır. Kıran bijon değil. Araba tekerleğine etkiden eden araba ağırlığıdır.
Modern dünya olaylara hep yanlış bakmamızı sağlayacak kadar analizden yoksun hale getiriyor bizi.
Bijon vidasını sıkmadım araba tekerleği kırıldı der geçeriz yanlış yanlış:)
Açalya says:
11 Aralık 2007 at 10:08hiiiiii çok tatlı yine, nasıl da zeki ve yetenekli bu çocuk annesiiiiii…
AyçA says:
12 Aralık 2007 at 00:51@Migi.. belli olmaz birden kalkıp yürür.. Erin 5 aylıktan beri emekliyor ve de hala emekleyecek gibi :)) sanki bunun rahatın alıştı ..:) ama ben yürüteç kullanmıyorum dengesini kendisi bulması için bırakıyorum işim olduğunda oyuncaklarına bırakıyorum ki kendi kendine oyalanmayı becerebilsin diye bazen çok sıkılıyor o ayrı 🙂 o zaman işimi bırakıyorum.Ben eline yiyecek veriyorum ama katı değil çok genelde yumuşak ekmek o da benim gözetimimde. Şu finger food için olan tutacaklardan aldım beğenmedi o yüzden bende yanındayken veriyorum ama katı şimdilik vermiyorum bende korkuyorum ..
@Nihal teşekkürler ama artık eskisi gibi çok sık yazamıyorum:)
@Erik teyzesi teşekkürler.. artık darısı senin başına…:)) valla köylü diyordum utandırdı beni haklısın 🙂 hehe
@Hülya teşekkürler.. valla adım attı geçen gün bir de dün ama yine de çok temkinli..
@Öykücüm hafatasonu bekliyoruz yeme seansına :))
@Derya.. sen da kısa zamanda hepsini yaşayacaksın az kaldı :)) haberlerini bekliyoruz seninde.. bu arada nazar konusunda Alpay yazmış valla ne diyeyim aynı fikirdeyim .. sen sen ol nazar olur diye korkma 🙂
@Alpay.. tenk yu kocaciimm .. nazar konusundaki benim fikirlerimi de dile getirmişsin
@K.i.d.s valla benimde en sevdiğim renkten biri turuncu 🙂 heyecanlanmamak mümkün değil .. uyuduğu zaman bira zuzun sürde hadii ama kalk ta baş baş yap yaaa diye içimden geçirmiyor değilim bazen 🙂
@Açalya teşekkür 🙂 bilmem öyle mi .. elimden geldiğince destekliyorum .. ne yaparsan taklit ediyorlar.. tabii çok yapmak lazım hepsini ..:)
hepinize sevgilerrr..
Biyonikkedi says:
14 Aralık 2007 at 19:10Oh çok tatlı olmuş bal kabağın.Tatlı yapmaya izin var mı annesi?Kesmeden ama ısırarak yenmek şartıyla:)))