Bundan sonra hem kendim takip edebilmek açısından hem de okuyanların tecrübelerini de paylaşabilmek için eğitim kategorisi altında Erinle yaşadıklarımızı yazacağım. Bugüne kadar neler yaptık ile başlarsam bundan sonra ay ay yazabilirim diye düşündüm o yüzden işte ilk 3 ay neler yaptık:
Erin doğmadan önce gerek internetten gerek kitaplardan bir bebek ile neler yapılabilir, bakımı nasıl olur, zekası için ne yapılırsa doğru olur,fiziksel olarak nasıl geliştirebilirim çok okudum.Ancak Erin doğduktan sonra bütün bu okuduklarım aklımdan çıktı, bir ben bir bebek başbaşa kalınca sanki hiç okumamış edasıyla “ben ne yapacağım “ diye düşünmeye başladım.
Sonra annemin desteği başta olmak üzere Erininde yardımıyla yavaş yavaş adım atma başladım.
Herşeyden önce bebeği okumayı öğrenmek gerekiyor.Bir bebek ilk başlarda 3 şey için ağlıyor: ya açtır, ya altı pistir ya da gazı vardır. İlk günler bunu anlamak zor oluyor ama yavaş yavaş anne bebeğin dilini çözmeye başlıyor. Ben çok şanslıydım; Erin hep huylu ve uslu bir bebekti.Biraz gaz problemimiz oldu ama doktorun verdiği ilaçlar ile bunu rahat atlattık, gaz problemi genelde bebeklerde 15.günden sonra başlıyor. İlk zamanlar bebeğin ne istediğini anlamakla geçiyor hele bir de ameliyatlı bir doğum varsa insan kendine zor geliyor. Ama 15. Günden itibaren geceleri Erin uyuduktan sonra ki 2 saatte bir uyanıyordu karnı acıktığı için evin bir çok yerine bıraktığım kitaplardan iki-üç sayfa okumaya başladım. Böylece Erin için neler yapabilirim aylara göre kafamda canlanmaya başladı.En çok Akıllı Bebekler Akademisi, Bebek Gelişimi ve Davranışları, Bebek Bakımı ve Çocuk Eğitimi, Anne –Bebek bakımı kitaplarını okudum.
Erin anlamadığı halde annem sürekli Onunla konuştu .Benim için başlarda oldukça zor oldu Erin ile konuşmak.Ne diyeceğimi bilemiyordum, boş boş suratına bakıp birden ağlama krizine giriyordum tek sebebi” ben şimdi oğlumla ne konuşacağım,??” Fakat şimdi anlıyorum ki en önemli şey bebek ile bol bol konuşmak.Erin 1 aylık olmamıştı daha anneme bakarak gırlağından “agu” diye bir ses çıkarttı.Ve 1 aydan itibaren artık ses tellerini kullanarak “agu”diyordu.
İlk zamanlar gerek Erin’in Dünyaya gerek benim Erin’e adaptasyonum ancak olduğundan oyuncak diye bir nesne hayatımıza girmedi, ancak bebeklerin siyah beyaz gibi kontrast renklere baktığını bildiğim içim alt değiştime masasının sağında bulunan dolabına siyah beyaz şekiller olan kağıtlar yapıştırdım.Ancak Erin bunlara baksa bile kahverengi beyaz damalı bir zürafası ( Aliş) var ona bakmayı daha çok tercih etti.
Bir baka dikkat ettiğim konu ise gündüz – gece ayırımı.Gündüzleri hep evde günlük yaşam sesleri devam etti, hiç Erin uyuyor diye sessiz bir ortam yaratmadım.Odasında sürekli hafif bir müzik çaldı, çoğunlukla klasik müzik ya da ney ,odasında hep perdeler açıktı ve her uyandığında beslenme ariç alt değiştirme ve gaz çıkartma seanslarında Erin ile konuştuk. Uyandığında yüksek sesle”Günayyydddınnnn , aman da amann benim oğlum ne güzelde uyumuşşşş” diye evde bir hayat olduğunu hissettirdim. Gece olduğunda ise loş ışıklar, sessizlik ve sadece uyanma beslenme alt değiştirme beslenme ve uyuma rutinini yakalamaya çalıştım.Şimdi Erin her seste uyur, gece uykuları düzenli ve derindi.Uyanır beslenir altı değişir ve hemen uyur.Gündüzleri ise buna oyun eklemeyi daha 2. ayınada biliyordu.
2. Ay içerisinde yatağının üstüne müzikli ve hareketli bir dönence yerleştirdik.Göz kaslarının gelişmesi ve kuvvetlenmesi için günün belirli saatlerinde altında yatırıp hem müzik dinletip hem seyrettirdim.Ayrıca belirli süreler yanından ayrılarak tek başına onayabilmesini sağladım.Her gün bunun dakikasını artırdım.3. ayına geldiğinde günde toplam 1 saat Erin kendi başına kalarak oynayabiliyor. Bunun ileriki yaşlarda faydasını göreceğimizi düşünüyorum en azından odasında oyun oyaması ve gerektiğinde tek başına vakit geçirebilmesi kavramına alışık olması için bu egzersizleri yapmaya çalışıyorum.Evet ilk başlarda “ben ne biçim anneyim çocuğu yalnız bırakıyorum” diye kendime kızdım ama her dakika yanında olursam ona iyilik yapmamış olacağımı fark ettim.
Bunun dışında Lamazenin çok renkli çok kumaşlı bir oyuncağına “çok ayak “ismini taktık (sanırım bundan piyasada yok ama buna benzer çok var)ve bu Erin’in en sevdiği oyuncağı oldu.Çokayağın üzerinde kadife saten gibi kumaşlar, zil ve hışırtı çıkartan ayaklar var. Canlı renkleri görmeye başlamasıyla uzanıp oyuncağın çıkıtılı yerlerine dokunmayı keşfetti. Bir diğer oyuncak ise Playskool ikili jimnastik aleti. Uzanamasa da 1,5 aylıktan itibaren arada altına yatırıp müzik dinlettim şimdi müzik kesildiğinde eliyle vurması gerektiğini biliyor hatta uzanmaya çalışıyor.Hatta altına yastıkla destek yaparsam uzanabiliyor (4.ayın sonuna doğru yastık desteksiz uzanmaya başladı). Tabi bu oyuncakların hepsini aynı gün içerisinde değil hergün biriyle vakit geçirmesini sağlayıp diğer oyun vakitlerinde ise yine bol bol konuşma seansları düzenledim.
Bir diğer hoşuma giden ve Erin’inde hoşuna giden egzersiz Akıllı Bebekler Akademisinde okuduğum 7’li egzersiz. Hergün bu egzersizleri yaptık.Özellikle denge merkezinin oluşması açısından oldukça fayadlı. Egzersizleri kitapta olduğu için buraya yazmamalıyım bence ancak bebeği havaya kaldırma, havada 180 derece sağa sola çevirme, sırt üstü yatarken yüzüstü döndürme gibi egzrsizleri barındırıyor.
Tabii bunları okuren sürekli bir sonraki ay neler yapabileceğimiz konusunada kendimi geliştirmem gerektiğini öğrendim hatta sadece aylar değil yaşlarında neler yapabilirim araştırmalarım sırasında Her Çocuk Bir Dahidir diye bir kitap keşfettim ve bir başucu kitabına sahip oldum.Şiddetle tavsiye ederim bu kitabı. İleride Erin’in sokak aralarında tüfeklerle oynamasını hayal ettikçe çıldırdığım için bunun önüne geçebilmek için önce ben öğrenmeliyim diye yola çıktığım bir sırada bu kitabı keşfettim. Artık ilkokullarda yapılmayan bir çok eğlenceli oyun tavsiyesi var bu kitapta.
Bir de 2,5 – 3 haftalıktan itibaren yaptığmız fiziksel egzersizler var. Her sabah alt değiştirme masasında yine Akıllı Bebekler Akademisi kitabında olan bebe yogası denilen aslında annelerimizin bize bunun yoga olduğunu bilmeden yaptırdığı hareketleri yaptık.Üstünede hafif ellerime yağ alarak yaptığım minik masajlarla Erin’i öğle uyksuna hazırladım Bu masajları yaz geldiğinde artan banyo sayımızla beraber arttırdım. Günde 3 kere hatta bazen 4 kere duş yaptığımız için her duştan sonra hafif bir masajla Erin’i rahatlatım- bu arada sırt masajına bayılıyor 🙂 )
Artık Erin 3,5 aylık.Her gün ona öğretmem gerekenler artıyor.Başta yazdığım gibi bundan sonra yaptığım her eğitimi, öğrendiğim her bilgiyi yazmaya karar verdim.Doğruluğunu bilmiyorum, okuduklarım çerçevesinde yapmaya çalışıyorum.Fikri olan, eklemek istediği olan varsa yorumlara açıktır.
Bu dönemde okuduğum kitaplar:
Akıllı Bebekler Akademisi -5 yıldız-
A’dan Z’ye Bebek Bakımı -5 yıldız-
Bebek Gelişimi ve Davranışları -5 yıldız-
Her Çocuk Bir Dahidir – kırmızı kurdeleli 5 yıldız-
Anne ve Babanın Kitabı -4 yıldız-
Annelik ve Bebek Bakımı -2 yıldız-
www.aile.org
www.bebek.com
Çeşitli bloglar,aylık dergiler.,tecrübeler ve annem…
Comments(20)
annevebebisi says:
15 Temmuz 2007 at 01:54Supersin:) Artik pratik anneden sonra seni de herkese tavsiye edecegim:)
Açalya says:
15 Temmuz 2007 at 08:54Cok iyi yaptin bunlari paylasarak Ayca, sagolasin, yaptigimiz seyler hemen hemen ayni. Benim annem ve ablam da benden cok konustular Dante ile ve dedigin gibi ilk agu’larini 1 aya varmadan duyduk. Simdi ise cesit cesit vokal denemeleri yapiyor, konusmaya hazirlik…yurumeden konusacak mi ne 🙂 Simdi ben surekli konusuyorum, kitap okuyorum ona, dun neler oldu onu anlatiyorum, konusacak sey bulamasam bile. Sen de oyle yap.
Uykuya kendi daliyor, o da white noise kayitlari sagolsun, crib’inde surround ses sistemi bile kurdu Tammo 🙂 bayiliyor o sese.
Bahsettigin kitaplari listeme aldim, cok tesekkurler.
AyçA says:
15 Temmuz 2007 at 12:06Rica ederim Açalyacığım vaktim oldukça yazmaya çalışacağım bilgilerimizi paylaşırız diye düşündüm tecrübelerimizide..:) aynen yürümeden konuşacak galiba .. zaten gevezeki sorma gitsin kime benzemiş acabaaa..?? hiç ne ben ne babası geveze değilizdir halbusiii 😛
Kitap okumaya çalışıyorum ama artık durmuyor yerinde ayakta kalmak ve etrafı incelemek daha çok ilginç geliyor.
İşin kötü tarafı arada tv açıksa fark ettik ki kitleniyor yani hareket o kadar fazla ki orası ilginç geliyor ki biz evde tv açık bırakmıyoruz .. Sürekli olarak gözleri değişik şey istiyor aynı görüntü kaldığı zaman sıkılıyor. Ne yapmak gerektiğini bulmaya çalışıyoruz. Motorlu hareket eden oyuncaklar belki de gerekiyor.Dönence mesela hoşuna gidiyor ama artık yatmak istemiyor.. bulmaya çalışıyoruz bu durumu tv suz nasıl çözeceğiz. Belkide bir pedagog ile konuşmak gerekebillir..herkesin başına geliyor/gelecek bu sorun sanırım.P.tesi doktor kontrolümüz var kendisine danışacağım bu konuyu. Bir de sokağa çıkmak bu sorunu çözüyor ama hergün düzenli çıkamıyorum.. gelde işin içindn çık durumu yani..
Ama senin tavisye ettiğin kitabı aldım ve bir hikaye bitirmeye çalışıyorum hergün zaten kitap oyuncaklarını sürekli elinde tutması için çaba sarfediyorum ki eli kitaba alışsın..:)
Erin kendi kendine uykuya dalmıyor bunu nasıl becerdiniz ?? illa ki kucağımda iki dakika üç dakika gezmek istiyor.. arada çok uykusu varsa bırakıyorum kendi dalıyor ama çok nadir..
Çok öptük sizi..
AyçA says:
15 Temmuz 2007 at 12:15Teşekkür ederiz annevebebişi :))
Burcu says:
15 Temmuz 2007 at 14:14aycacim yaa..benim gozum cok korkuyo yaa.. nasi olucak, bunca seyi nasil aklimda tutucam, nasil dogru seyler ogrenip ona dogrusunu ogretebilicem.Dogru ayda, dogru haftada, dogru seyleri atlamadan yapmam lazim, ya zamanini gecirirsem.. okuyunca ok diyorum, super..ama ya o zaman gelince atlarsam? bu kitaplari alip okumaya baslicam hemen, daha 2 ayim var, kendimi hazirliim biraz..
Kuaybe says:
15 Temmuz 2007 at 16:09Bence süper bir fikir bu tecrübe ve bilgi paylaşımı.. Her bebek farklı olsa da bir deneyim başka bir deneyimi çağrıştırabiliyor.. O bile işe yarar..
Uzun zamandır uğrayamamıştım sayfaya, ne kadar büyümüş Erin maşaallah.. Gece uyuması da süper, nazar değmesin aman.. ben hala bilmem minişimiin beş-altı saat uyuduğunu..
“Çokayak” da çok şeker bu arada :))
askin says:
15 Temmuz 2007 at 16:41Merhaba,
belki biliyorsunuzdur ama; türkiyede okul öncesi cocuk ve anne-baba egitimiyle ilgilenen bir kurum var:acev. Sitesi: http://www.acev.org.
Okul öncesi cocuklarin, zeka ve sosyal davranislarini gelistirme ve destekleme projesinde kendilerini tanima firsatim oldu. Almanyada sadece iki gun kaldiklari icin haklarinda kisisel izlenim edimemedim. Ama “7 cok gec” adinda bir proje baslattilar. Kapsamli ve cok faydali bir Program.Buray bizim verdigimiz Kursar hakknda bilgi almak icin gelmislerdi ve kampanyalarini da tanittilar.Bizim IKPL (“Sorun cözebiliyorum”/Cocuklarin sosyal davranis ve algilamalarini dogru yönlendirmek ve gelistirmek icin oyunlu kurslar) dedgimiz kusrlari (Erin icin cok erken tabii)onlarda kendilerince ordaki kosullara uyarlamak istiyorlar .Güclü bir bilim kurulu var.Bunun disinda “baba destek birimi” “erken cocukluk egitimi birimi” uzmanlasmaya dönük birim ayirimlari var. Istanbulda da subeleri oldugunu biliyorum. Belki ziyaret etme firsatiniz da olur.
Kisaca, acev i henüz tanimiyorsaniz, belki isinize yarar diye yazmak istedim.
Kolay gelsin, selamlar
A. Gülay
elvan says:
15 Temmuz 2007 at 18:02ayca harikasin.. ”annemler gelirken istediklerim” listesine bu kitaplari hemen ekledim. paylastigin icin tesekkurler.
AyçA says:
15 Temmuz 2007 at 22:41ağlamak istiyorum herkese tek tek cvp yazmıştım salak gibi bir tıkla hepsini kaybettim ama çok uykum var o bakımdan hızlıca cevaplıyorum :
Burcu hiç endişelenme zamanı geldiğinde hepsini beceriyorsun bak biz beceriyoruz :)) sen şimdi doğumuna odaklan sağlıkla al oğlunu ( Burcu Ercan olduğunu varsayıyorum 😀 )eline sonrası çorap söküğü..
Kuaybe . valla Erin son zamanlarda gündüz uykularını kısalttı o bakımdan geceleri bayılıyor 🙂 evet her çocuk farklı ama tecrübe paylamak faydalı oluyor dedipğin gibi bu arada Erin yarın 4. aynı bitiriyor hızlı geçiyor zaman değil mi 🙂
Aşkın bilgiler için çok çok teşekkür..AÇVEi biliyorum 7çokgeç linklerimde de var takip ediyorum ama söylediğin detayları bilmiyordum ilgileneceğim..
Elvan rica ederim umarım işine yarar..:)
Sevgilerrr
köşenin delisi says:
16 Temmuz 2007 at 10:11Harika olmuş bunları yazman Ayçacım 🙂 Benzer yaptığımız çok şey var ama tabii Toprak daha küçük olduğu için önümdeki aylar hakkında biraz fikir edinmiş oldum. Çok keyifle okudum yazını 🙂
köşenin delisi says:
16 Temmuz 2007 at 10:13Bi de Erin’in dördüncü ayı kutlu olsuuuuuuuuuuuuun!! 😀 Nice sağlıklı ve huzurlu aylara, yıllara…dünya tatlısı anne-babasıyla birlikte tabii ki 🙂
Merve Egeli says:
16 Temmuz 2007 at 13:02Sevgili Ayça,
Öykü’ye de söyledim süper sevap işliyorsun valla bu bilgileri paylaşmakla. Benim de 2 aydan biraz fazla zamanım var doğum icin ama kitapların siparişlerini simdiden verdim. Ne kadar donanımlı karşılarsak o kadar iyi, di mi ama 🙂
Erin’in 4.ayı kutlu olsun, nice saglikli keyifli aylar yıllar olsun…
Öykü Ağustosta geldiğinde senin de uygun bir zamanında sen Erin’i ziyaret etmek isterim…
Görüşmek üzere, sevgiler.
Not : Önerdiğin kitapları bugun dogum yapan cok yakın bir arkadasıma hediye edicem, eminim o da cok sevinecek ve faydalanacak
AyçA says:
16 Temmuz 2007 at 14:18kutlamalara teşekkür ederiz efenimm.. bizde anlamadık ne zaman bitti 4. ay da 5 aya giriş yaptığımız gün çattı geldi n- daha ne kadar hızlı akacak bu zaman ve ben acaba ne kadar hızlı” ayy ne zaman geldi de oğlum evleniyor” diyeceğim dün gittiğim düğünün ve 30 senelik arkadaşlıkların etkisinde kaldım galiba biraz.. neyse..
Elifciğim daha önce yazdığım gibi her bebek farklı ama her anne aynı galiba :)) keyif verdiyse ne mutlu yazı.. devam edecek çalışmalarım .. 😛
Merve tabii görüşelim çok sevinirim zatennazar boncuğunu vereceğim sana aklımda 🙂 Kitaplar benim bir sürü para bayılıp aldığım birrrsürü kitabın içinden “benim” beğendiklerim.. aslında ladığım başka kitaplarda var ama bunlar en işe yarayanları kanımca.. daha ileride okuyacağım kitapları da yazacağım..
yesim says:
16 Temmuz 2007 at 15:06ayçacım bilgiler süper,
inşallah bende eylül’ün ilk haftası bu söylediklerinizi uygulamaya başlayacağım gibi görünüyor, tabii aklımda kalırsa!:))) deneye yanıla öğreneceğiz artık!
p.s. asıl sorum şudur işe geri dönecek misin? yasal izin bildiğim kadarıyla 4 ay, yani senin dönüşünün yaklaşmış olması gerekiyor ruhen ve bedenen buna hazır mısın? yada doğum yapan kadınlar buna kendini hazır hissediyor mu? hazır hissetmese bile işe dönüşü ve bebekten uzak kalmayı kolaylaştırabilecek pratik öneriler var mı? vs. vs. vs….. (soruyorum çünkü benimde doğum iznim ve kendi yıllık iznimle bebeğimin yanında kalabileceğim toplam süre 5 ay sonra işe dönmeyi planlıyorum ama şimdiden nasıl olacak hiçbir fikrim yok!)
sevgiler,
yeşim
Elif TEPE says:
16 Temmuz 2007 at 15:33herkese merhaba,
“akıllı bebekler akademisi” ve “her çocuk bir dahidir” kesinlikle benim de top 10’umda. ben bir de PROF. DR. HALUK YAVUZER in TÜM kitaplarını ısrarla öneriyorum.
bebeklerimizle konuşma işi gerçekten çok önemli.. bunu, büyüdüklerinde daha iyi gözlemleme şansınız olacak. örneğin kayra gülçin, yani kızım, inanılmaz bir ritm duygusuna sahip ve belli bir ritm içinde verilen her bilgiyi çok çabuk alıyor. daha hamileyken onunla her gün mutlaka konuşuyor, bi günün özetini geçiyordum.. belirli müzikleri dinliyorken de onlara daha fazla tekme ile yanıt veriyordu… doğduktan sonra da mutlaka ama mutlaka bol bol konuştuk, hiçbir şey yapamasam, yolda yürürken adımlarımı sesli sayıyordum..
hepiniz çok güzel, çok gerçek şeyler yazmışsınız.. söyleyecek çok bi şey yok. eklemek istediğim tek bir şey var: evet, her çocuk farklı ama inanın her anne de farklı.. biz anne olarak çocuğumuza göre şekilleniyor,kendi karakterimizden bağımsız, ayrı bir karakter daha geliştiriyor ve “onun kabına göre” şekil alıyoruz.. ( bu benzetme prof.dr. yankı yazgan’ın babalarla ilgili bi benzetmesiydi. katı,sıvı,gaz babalar.. arnavutköy kahvesinde otururken eşim bunu okuduğunda, her babanın yapacağı gibi yaptı ve ‘eveeeeet söyle bakalım hayatım ben nasıl bir babayım?’ deyiverdi. ben de ‘acaba ben nasıl bi anneyim’ diye kuruntulanmaya başladım tabi.)
söylemeye çalıştığım, çocuğumuzla iletişim kurma şeklimiz, verdiğimiz eğitimin üslubu farklı farklı. Ama elbette ki temel düsturlar bir!
bu arada arnavutköy dedim de aklıma geldi, bakıyorum pek rağbet görmedi benim buluşma talebim:) üç mum mu kaldık?:) ben derim ki, burada paylaştıklarımızı daha da ileri götürebiliriz. örneğin okuduğumuz kitapları beraberimizde getirip takas yapabiliriz… çocuklarımız birbirleriyle tanışır.. ya da belki bunların hepsi bahanedir de benim canım gezmek, bu bahaneyle istanbul havası almak istiyordur, bu da mümkün:) baktım kimsede ses yok, ben de atlar sana gelirim ayçacım:)
Elif TEPE says:
16 Temmuz 2007 at 15:38ya kusura bakma, toplantıya giricem diye aceleyle yazrken en önemli şeyi söylemeyi unuttum…Erincik’in 4. ayı hayırlı olsun.. çok önemli ve özel bir periyodu atlattınız.. ilk 3 ay, az şey diil..eline, gönlüne, beynine sağlık! bu topluma prıl pırıl bir birey daha yetişiyor…. öpüyorum, sevgiler
Kuaybe says:
16 Temmuz 2007 at 15:494. ayınız kutlu olsun :))
Yavaş yavaş yaklaşıyorsunuz bize :))
köşenin delisi says:
16 Temmuz 2007 at 18:11Ayçacım izninle bu cevabım Yeşimin sorusuna. SSKlıysanız bilmiyorum prosedür nedir, ama devlet memurları için doğum öncsinde 8, doğum sonrasında da yine 8 hafta ücretli izin hakkımız var. Maalesef bu tam 4 ay etmiyor aslında. Doğum öncesi iznin en az 3 haftasını yasal olarak kullanmak zorundayız. Geri kalanını kullanmazsanız doğum sonrası izne ekleyebiliyorsunuz, o da maksimum 13 hafta demek. ama ücretli izin bitiminde 1 yıl ücretsiz izin alınabiliyor…kolay gelsin.
yastuf says:
16 Temmuz 2007 at 23:44Oncelikle yazin icin eline,saglik harika olmus gercekten sizin gibi arkadaslar sayesinde bizde bizi nelerin bekledigini biliyor ona gore tedbirler aliyor veya farkli metodlar kullaniyoruz.Kitaplari hemen siparis ediyorum Turkiye de bulunan bir arkadasima online dan bulamazsam burda ins…
Bende su an kitap okuyorum 2 si bitti fakat 1 tane daha var tabi ama henuz dogum sonrasi aktivetlere gecmedim sadece bakimini okudum bu kitaplarin cok isime yariycegina inaniyorum ins…tekrar tesekkurler.
Bu arada 4 uncu ayninizi kutlarim,tebrikler
Benim bebisimde bugun besinci ayina girdi,zaman geciyor,ve ben cok ama cok heyecanliyim:-))))
Sevgiler
AyçA says:
17 Temmuz 2007 at 00:21Yeşim merhaba.. umarım sağlıkla alırsın bebeğini eline.. ben yıllık izinlerimi da alarak 2 aydan çok önce izne çıktım doğum sonrasıda 2 ay yani 8 haftayı kullandım bitti.Ücretsiz iznim var yasalolarak alabileceğim devleti bilmiyorum ama bizde 6 ay bende onu aldım kasımın 6sında bitiyor dönüp dönmemeye ekime kadar karar vereceğim.. aslında Erini 3 yaşına kadar ben büyütmek istiyorum umarım bunu becerebilirim.Şu anda geri dönmem gerekse sanırım hazır hissetmediğimi söylerim sana ama mecburiyet olsaydı ne yapardım bilmiyorum.. hazır hissetmesemde geri dönerdim .. sanırım sorunu cevaplayamıyorum kusura bakma.. 🙁
Elif Haluk Yavuzerin kitaplarını biliyorum ama alma ve inceleme fırsatım olmadı…birinde “çok daiyi değil” diye birşey duymuştum özellikle tavsiye ettğin varsa onu alıp başlayım bir okumaya..Ayrıca teşekkür :)))4. ay için 😉
Kuaybe sanada teşekkür.. nassıı yani siz duruyor musunuz biz size yaklaşıyoruz?? 😀
Elif teşekkürler cvp için..
Yastuf rica ederim..ayrıca teşekkürler..birde hadi bakalım az kalmaya başlamış 🙂 tabii ki heyecanlı ol!! 🙂 dibine kadar hemde ..öptük senide..