Son günlerde radyo alaturka galiba tam emin değilim, eski türk filmlerinin kokusunu içeren bir radyo kanalı; onu dinliyorum arada.. şimdi de “hatırla sevgili” çalınca yazmak geldi içimden..Erin en bebek halinden beri bu şarkı ile uyuyor ve beni her dinlediğimde hüzünlendiriyor.
Bu sabah yine aynı duygular içimde kabardı: sanki Erin’in bebek fotoğrafları başka bir bebek şu an başka bir çocuk.. çocuk diyorum çünkü artık karşımda ne istediğini bilen, tercihleri olan, derdini anlatan kocaman bir çocuk var..
Eski yazılarıma bakınca hep işleri yapamadığımdan, yetişemediğimden dert yanmışım.. şimdi artık daha düzenliyiz hatta öyle ki ütü bile yapabiliyorum hemde Erin uyanıkken; yatağa oturup kitaplarına bakıyor, bana anlatıyor,balkona çıkıp çiçekleri kokluyor hatta koparmayacağını biliyor ama yine de bir gül yaprağını kopartıp bana getiriyor, sepetin içine giriyor çıkıyor, ütüleri bana veriyor,çamaşır makinesini yerleştiriyor, boşaltıyor, bulaşık makinesinde çatal bıçakları kendi dilinde tek tek ne olduklarını söyleyerek bana veriyor.. Kütüphanede kendisine ait bir bölüm var,yerini biliyor canı istediğinde gidip kitaplarını alıp geliyor okuyalım diye, sabah uyanır uyanmaz balıklara mama vermek istediğini söylüyor,Alpay’ın işe gitmesini kabullenemiyor “atttaa” diye giderken peşine takılmak istiyor hatta gün içerisinde es kaza evdeysek!!! “baba” diye babasına gitmek istediğini sayıklıyor,masada bizim gibi sandalyede yemek yemek istiyor, yemeğin tadını beğenmediyse asla yemiyor yani artık bir damak zevki var ancak hergün değişiyor bir gün yemezse ertesi gün sevebiliyor,eline bez alıp beni taklit ederek toz alıyor, araba kullanma hastası oldu: bir yere giderken önce arabayı o kullanacak biz oturtmazsak kendisi fırlıyor tutmak ne mümkün…dans etmeyi çok seviyor en çok yoldan geçen bir arabada çalan “arabesk” müziklerde dans etmesine gülüyorum, kendine ait bir şarkısı bile var: “FIESTA ELECTRONIKA Alberti remix” bunu duyunca akan sular duruyor 😀 yolda herkese el sallıyor eğer beğenirse bir de öpücük atıyor,arkadaşlarını tanıyor, kendinden büyük bir çocukla oyun kuruyor ciddi ciddi.. oyuncaklarını besliyor, ben yemek yaparken O da yemek yapıyor: önüne bir tencere bir kaşık bir de çaydanlığın üst kısmını vermek yeterli, su dolduruyor,karıştıryor ve tadına bakıyor yetmedi bana da tattırıyor.. dedim ya iş yapmak daha kolaylaştı iş ki evde kalabilelim.. gözünü açar açmaz ” atta”.. çok titiz.. geçen akşam Efenin altı değişirken gidip mutfaktan torba getirdi!!!.. biz şaşkınlıkla” acaba bilerek mi yapıyor ??” diye kendimize soruyoruz ama evde hiç bir dolap,çekmece açık kalamazken, kitaplarını okuduktan sonra yerine koyarken titizlik olduğunu düşünüyoruz bu davranışın..telefonu alıp “annaa” diye anneannesini arıyor, teyzesine “teyte” Kaan dayısına ” dada” diyor, dün akşam suya “bu ” bile dedi..biranın baba içeceği olduğunu bilip bir de ” baba” diye içme talebinde bulunuyor.. en takıntılı oyunu saklambaç üstelik sırasını da bilip gidip sandalyeye gözünü kapatım yumuyor..çiçeklere basılmayacağını biliyor eğer önünce bir çiçek öbeği varsa durup bana bağırıyor” BAMMM” yani beni buradan atlat.. bir yerden inmek istediğinde “BAM” diyor “yok annecim Bam değil indir beni ” de diye uyardığımda ” ENN” diyor.. henüz “i” harfi yok 😛 bağırarak birşey isterse “güzel iste” diye söylediğimde sesini incelterek “mammma” diyor eğer istediği yemekse “mama” diyor yine ince sesle.. kuru meyva delisi:dut kurusu kuru üzüm.. Mısır çarşısının ortasına bıraksam en mutlu çocuk olur herhalde..balık kraker ve erik de ayrıca özel ilgi alanında.. daha ekleyebileceğim o kadar çok şey hatta komik şey var ki..komik bir çocuk oldu en nihayetinde.
Hem gülüyorum hem duygulanıyorum hemde… birşeyler oluyor işte..içime içime çekesim geliyor her damlasını..
Kocakarı lafı olacak ama.. tahtını yapabilirsin bahtı asla derler hani.. allah bahtını açık etsin demekten başka birşey bulamıyorum..
Yorumlar (12)
pinarbk :
28 Mayıs 2008 | 15:44Seninle çok benzer hisler içindeyim bende. Ultrasonda gördüğüm minicik nokta karşımda duruyor,beni öpüyor, cilveli cilveli gülüyor. Yaşadığımız hiçbir anı unutmamak istiyorum. Hepsi o kadar değerli ki. Ve yine aynı senin gibi, güzel şeyler yaşasın diye dua ediyorum. Üzülmesin, kırılmasın, hayat ona iyi davransın diye.
Çocuk sahibi olduktan sonra pek çok laf nasıl farklı anlam kazanıyor.
Analı babalı, sağlıklı sıhhatli büyüsün bebeklerimiz. Allah bahtlarını açık etsin, hayırlı evlatlar olsunlar…
Tülin :
28 Mayıs 2008 | 15:50Sevgili Ayca,
sanirim yasananlar, duygular hepsi ayni, her nekadar farkli olsak ta! Bunun adi annelik:)
Senin bicir delikanli olma yolunda ufak ufak adimlar atmaya baslamis bile. Kendini ve ne istedigini bilen bir yetiskin adayi Erin.
Bebisim henüz 15 haftalik ama, hergün sasirtacak kadar gelisiyor büyüyor ve ona her baktigimda, aynen senin dedigin gibi bol bol dua ediyorum, kaderi güzel olsun, mutlu olsun diye!
Sevgiler
HülyArda :
28 Mayıs 2008 | 15:58her şey daha güzel ve daha keyifli olmaya başlamıştı ki bizim için de Arda hastalandı malesef.
aynı duyguları ben de yaşıyorum bu ara, duygulanıp ağlayasım geliyor bazen baktıkça. inşallah çabucak iyileşir, çünkü süzüldü iyice. allah hastalıkları uzak etsin hepimizin çocuklarından.
sevgiler…
Seda :
28 Mayıs 2008 | 17:20Gözlerimden yaşlar akarak okudum yazını. Şu günlerde işleri yetiştirememekten öyle şikayetçiydim ki,yazın hem moral oldu hemde kendime kızmama vesile. Herşey geçecek bugünler gelmeyecek, her anın tadını çıkarmak varken ne diye bu anlamsız telaş. Aslında hep olumlu yanından bakmayı severim olaylara, temizliği falan dert edecek kadarda titiz değilimdir ama nedense bugünlerde taktım. İstiyorum ki evim misafirlerime gönül rahatlığıyla kapılarımı açacak kadar temiz olsun ama bir küçük bebekle bu ne kadar mümkün? Dedim ya yazın moral oldu, çok sağ ol, nasıl iyi geldi anlatamam.
Annelik bir birini tanımadan da birbirinin derdinden, sevincinden, mutluluğundan anlamakmış aslında.Hepimizin bütün duaları onların mutlulukları ve başarıları için. Allah tüm çocukları kötülüklerden korusun…
AyçA :
28 Mayıs 2008 | 22:00Pınar anne olunca bütün o saçma laflar anlam kazanıyor :)) bütün kocakarı lafları ağzına dolanıyor insanın.. hayırlı evlat deyince ben buna artı vatana da hayırlı olsun diye uzatıyorum son zamanlarda :))
Tülin 15 haftalık derken hamile olduğunu anlıyorum..yoksa doğdu da 15 haftalık mı??:) aslında bebekken bile küçük yetişkinler onlar bence.. 🙂
Hülya çok geçmiş olsun biraz önce sitene baktım okudum.. umarım en kısa sürede iyileşir.. dişlerde etkilyor olabilir belki..
seda ben hep ilk zamanlar gibi kalacak sandım!!.. başlarda çok dert ediyordum yetişemiyorum diye ama bu çok büyük bir yanlışmış eve gelen misafir nasıl bulursa bulsun zihniyetni çok geç edindim. tek başına bebek bakıyorsan gelende bunu göz önünde bulundurmalı heee bulundurmuyorsa gelmesin 🙂 yazıyı aslında zamanla herşeyin yoluna girdiğini de anlatmak için yazdım biraz son zamanlarda etrafımda benim bundan birkaç ay önce yaşadığım sıkıntıları yaşayan arkadaşlarım var .. biraz da onlar okusun diye .. işe yaramasına sevindim.. kendi kendine yetmeye başladığında rahatlıyorsun..işler mi?? yine de çok önemsiz..
sebnem :
28 Mayıs 2008 | 23:01yatmadan önce süt niyetine okunuyor kieferin anıları…
annesinin atladıgı bir detayı yazmadan edemeyeceğim: erin çok güzel ÖPÜŞÜYOR. büyük adam gibi,öyle romatık ki! mutlaka görülmesi lazım.anlatılmaz
sebnem :
28 Mayıs 2008 | 23:01romantik dicektim yaw..romatik olmuş
devrim :
29 Mayıs 2008 | 01:52kocakarı lafına bayıldım…şaka bir yana güzel söylemişsin ama…inşallah hepsinin bahtı açık olur..
ben ne zaman ütü yapacak vakit bulacağım :((
hala hiçbir şeye yetişemiyorum..yakın ama hissediyorum..
bu arada oyun grubunuz dışarda buluşmuyor mu..rüzgar ve ben sizlerden çok keyif aldık da :)))
Açalya :
29 Mayıs 2008 | 07:27Ne kadar guzel gelisimini takip etmek. Seneye konusur guzel guzel artik. Bu arada gittikce sana benziyor.
meltem :
29 Mayıs 2008 | 08:35çok duygulandım Ayça.Gerçekten zaman çok hızlı.ben Arda bir büyüse deyip duruyodum hatta bazen manyak gibi etrafa büyümüşmü ablası amcası falan yapıyodum.doktor teyzemiz birgün bana tadını çıkar annesi Arda bir daha bebek olmayacak dedi..tadını çıkar dibine kadar
Asli :
29 Mayıs 2008 | 10:10Hatırla Sevgiliyi okuyunca çok güldüm. Bizde ilk günden beri hatırla sevgiliyle sakinleşiyoruz, uyuyoruz : )) Oğlumla geçen ilk yaz, 2007 yazının sesi benim için hatırla sevgili ve bir küçücük aslancık varmış…
Bende oğlum olmadan önce bu kadar duygusal bir insana dönüşeceğimi hiç tahmin etmezdim. “burnumun direği sızlıyor” ne demek şimdi çok iyi biliyorum. Bazı insanlar için annelik, sürekli bir yürek sızısı, uzakta olsanda, yanında olsanda, farketmiyor. Erin’i ve seni çok öpüyorum.
(Ben Efe’nin annesi,Şebnemin arkadaşı Asli. Keremin doğum gününde tanışmıştık. Yazıda adı geçen Asli&Efe biz değiliz : )) )
Tülin :
30 Mayıs 2008 | 11:40sevgili Ayca, siteni ilk gecen yil Temmuz ayinda hamile iken oglusumla kesfetmistik:)
Simdi oglusla birlikte her gün okuyoruz:) Oglus 15 haftalik, simdilik memnun gibi hayatindan:)
Sevgiler
Tülin